Ruh Sağlığı

Ünlü yaşam koçlarından altın tavsiyeler

Hayatta her şeyin zamanlamaya bağlı olduğu gerçeğini kabul edersek 24 saatin de günümüz koşullarında ne kadar yetersiz olduğunu anlamış oluruz. Artık kendimize dâhi ayıramadığımız kıymetli bir günümüzü nasıl organize edeceğimizi düşünecek zamanımız bile yok. Formda kalmamız, beslenmemiz, bakımlı olmamız, ilişki kurmamız, kariyer planı yapmamız ve hatta kendimizi bulmamız için bile onlara ihtiyacımızın olduğu ilginç bir zaman dilimindeyiz. Onlara, yani yaşam koçlarına…   Farklı Alanlarda Yaşam Koçluğu Yapan Uzmanlar Anlatıyor… Selda Soytürk Bilinçaltı yolculuk uzmanı Selda Soytürk Akyılmaz/ Bilinçaltı Yolculuk Uzmanı “The Journey bilinçaltı temizleme tekniğinin Türkiye’deki ilk ve tek sertifikalı uzmanıyım. Bu tekniğin eğitimini İngiltere’de aldım. Aslında İktisadi ve İdari Bilimler Fakültesi mezunuyum. Sonrasında Amerika’da MBA yaptım. Bir süre çalıştıktan sonra Türkiye’ye döndüm. 15 yıl boyunca profesyonel iş hayatında yöneticilik yaptım. Hayat beni tatlı tesadüflerle şu an içinde bulunduğum konuma getirdi. Bir arkadaşım Brandon Bays’e ait The Journey kitabını okumamı tavsiye etti. O zaman bilinçaltı ya da enerji gibi kavramlara inanmıyordum. Çok daha materyalist bir düşünce yapım vardı. Bilinçaltı kayıtlarının öneminden bahsedilen kitap çok ilgimi çekti. Şu an hayatımızda olan olumsuz duyguların, alışkanlıkların, yürümeyen ilişkilerin, iş hayatındaki başarısızlıkların, okul hayatındaki motivasyonsuzluğun, akmayan bolluk, bereketin ve ufacık bile olsa bizi rahatsız eden her şeyin altında geçmişte yaşadığımız olaylar var. Tüm bu olumsuzluklardan özgürleşmenin yolu, bilinçaltımızdaki negatif kayıtlardan arınmak. Etrafımızdaki kişilerle devamlı iletişim hâlinde olduğumuz için dinamik bir yaşam içindeyiz. Bu dinamik ortamda birçok şey değişiyor ve bazen bu değişime ayak uydurmakta kişi zorlanabiliyor. Bu zorlanma aşamasında profesyonel bir elin sürece dokunması çok daha verimli sonuçların oluşmasını tetikler her zaman. Ayrıca koç, olaya dışarıdan biri olarak daha objektif bakabildiği için kişiye yardımcı olabilme durumu çok daha yüksektir. Aldığı eğitim ve tecrübenin üstüne doğru yaklaşım ve sorularla kişinin gerçekte olmak istediği neyse onu bulmasına yardımcı olabiliyor. Bu da tabii ki sonuçta kişinin çok daha kaliteli bir hayat sürmesini sağlıyor. Ben herkesin farklı yetkinlikleri olduğunu düşünüyorum. Yaşam koçu olabilmek için de bazı yetkinlikler gerekiyor. Öncelikle kişinin kendi hayatında birçok şeyi pozitife çevirmeyi başarabilmiş olması gerekiyor diye düşünüyorum. Aksi durumda bu karşı taraf için yeterince güven verici olmuyor. ‘Sen kendi hayatını değiştirememişsin ki benim için ne yapabilirsin’ diye soru işaretleri oluşuyor. Kişinin iletişim gücünün çok yüksek olması lazım; dinleme ve anlama konusunda çok hassas ve etkili olabilmesi gerekiyor. Ayrıca olaylara karşı farklı sorular üretebilecek kadar hızlı düşünebilmeli ve bunu anında uygulamaya geçirebilmeli. Her duruma ve kişiye karşı objektif yaklaşabilmeli. Tüm bu özelliklerin herkeste olması çok kolay değil. Bu özelliklere sahip olabilen kişiler yaşam koçu olursa süreç çok daha kaliteli işliyor.” güzellik ve estetik koçu nur bilen yavuzer Nur Bilen Yavuzer/ Güzellik ve Estetik Koçu “Aslında ben estetik uzmanıyım. İngiltere, Fransa ve Türkiye’de güzellik alanında birçok eğitim aldım. Aynı zamanda uluslararası makyaj ve medikal pigmentasyon eğitmeniyim. Tıbbi olmayan bir güzellik ve kozmetik danışmanlığı yapıyorum. Eşimle kurduğumuz Renee Klinik’de gelen talepler üzerine bilgi ve görüşlerimi paylaşmaya başladım. Hepimizin ihtiyacı olan ama cesaret edemediğimiz şey, başka bir gözle eleştirilmek. İnsanların özellikle de kadınların bana kendileriyle ilgili fikirlerimi sormaları, çoğu zaman karar verdikleri gereksiz bir işlemden vazgeçmeleri beni çok mutlu ediyor. Güzellik bir görgü ve ancak aynı görgüyü paylaşan insanlar birbirlerinin görüşlerine değer veriyorlar. Ben de benimle aynı bakış açısında olan herkesle bildiklerimi paylaşmaya çalışıyorum. Bence insanın hayatında öğrenme isteği olduğu sürece, onu geliştiren herkes yaşam koçudur. İnsanlar herhangi bir konuyu kendisinden iyi bilenlere her zaman ihtiyaç duyarlar. Danışmak, uzman görüşü almak çoğu zaman geri dönüşü olmayan hatalardan kurtarabilir bizi. Kendi alanımla ilgili konuşacak olursam; estetik ve güzellik konusu çok hassas bir denge, çünkü güzelliğin tek bir tanımı ve doğrusu yok; matematik değil, sağlaması yok. Bu yüzden çoğu zaman başkalarının eleştirileri ve yönlendirmeleri ile kendimizde değişiklikler yapıyoruz. Öğretilmeye çalışılan birbirine benzeyen kadınlar gibi olmamak için doğru ellerde olmak çok önemli. Kimsenin hayatını kökten değiştirdiğimi iddia edemem ama birçok kişinin kendini görmesine sebep olduğumu söyleyebilirim. Ben sadece ayna olmaya çalışıyorum. Herkesin bakınca kötü olanı bulmaya alıştığı o aynada ben güzel olanları gösteriyorum ve ortaya çıkartıyorum.”   nevşah fidan karaahmet yaşam koçu nefes eğitmeni Nevşah Fidan Karamehmet/ Yaşam Koçu – Nefes Eğitmeni “Asıl mesleğim mimarlık fakat eğitimimi bitirdikten hemen sonra ilk aldığım nefes seansımda yaşamımı bu işe adamaya karar verdim ve bu konuda eğitime başladım. Kurucusu ve başkanı olduğum NFS bir nefes okulu. Bizler 150 kişilik nefes koçları ve eğitmenleri olarak Türkiye’nin her yerinde limitleyici nefes ve düşünce alışkanlıklarını açmak için çalışmalar yapıyor, özel seanslar veriyoruz. Aslında her insan açık bağlantılı ve doğal nefes ile doğuyor ama egonun gelişmeye başladığı yıllarda topluma uyum sağlama prosesi içerisinde kendini durdurmak ve limitlemek için nefesini tutmaya, kendini düşünceleriyle de limitlemeye başlıyor. Nefes ve düşünce alışkanlığını limitlemek çocukken çoğu kişinin yaşadığı ortam sebebiyle hayatta kalmak için yaptığı otomatik bir refleks. O dönem işe yarıyor ve hayatta kalmamızı sağlıyor ama bu bir alışkanlığa dönüştüğünde ciddi problemler yaratıyor. Bizler olgun insanlar olarak kendimizi hâlâ küçük bir çocuk gibi koruyor, limitliyor, özümüzü, gücümüzü olması gerektiği gibi ifade edemiyorsak; potansiyelimizin tamamını kullanamıyorsak bu ciddi bir problem. Şu an Türkiye’de 100 kişiden 90’ı nefes kapasitesinin sadece yüzde 30’unu kullanıyor! Bu ne demek biliyor musunuz? Bedeninize yaşamanız için, organlarınızın, kaslarınızın, hücrelerinizin sağlıklı ve canlı olması için gereken havanın sadece yüzde 30’u giriyor demek. Sonuç olarak li̇mi̇tleyi̇ci̇ nefes alışkanlıklarımız nedeniyle hastalanıyoruz. Danışanlarımı, nefes ve düşünce sistemlerinin tamamen ve kökten değişebilmesi için toplam bir hafta süren ‘Mucize Kursu’ adlı programımıza yönlendiriyorum. Bu programda kişinin yaşı, fiziksel durumu, sosyal koşulları ve geçmişi ne olursa olsun nefesi ve düşünce sistemindeki olumsuzlukların tamamı giderilebiliyor. Kesin sonuç alıyoruz ve bu çok memnun edici. En son 18 yaşındayken disferlinopati hastası olduğu ortaya çıkan ve doktorların yürüyemeyecek ve her geçen gün yatağa bağlanacak dediği, şu anda 28 yaşında olan bir danışanımız nefes eğitiminden sonra yürümeye başladı. Bu inanılmaz bir şey. Bence insanları ve doğayı seven herkes yaşam koçu olabilir.”   GÖZDE EYİBİLİR