Bir ilişkiye başlarken hepimiz biraz heyecanlı, biraz da toleranslı oluruz. İlk mesajın gelmesiyle birlikte midemizde kelebekler uçar, ilk buluşmada söylenen her şeyin büyüsüne kapılırız. Biraz da lovebombing’in etkisine düşeriz. Ama sonra… O büyük, kaçınılmaz soru gelir: Ben bu ilişkide gerçekten mutlu muyum?
Çünkü aşkın pembe gözlükleri bir noktada çıkıyor ve geriye şu kalıyor: Siz ve kırmızı çizgileriniz. Evet, bazı şeyleri tolere edebilirsiniz ama bazıları için ödün vermemelisiniz.
İlişkide asla ödün vermemeniz gereken 5 şey
Bir ilişkide gerçekten kendiniz olabilmek için hangi sınırları korumanız gerektiğini biliyor musunuz? İşte, asla taviz vermemeniz gereken 5 şey!
Kendiniz olma özgürlüğü elinizden alınamaz
Her şey başta çok güzel, tatlı flörtler, romantik mesajlar, sürpriz buluşmalar… Ama bir noktada fark ediyorsunuz ki kendinizi hafif hafif değiştiriyorsunuz. Belki kıyafetlerinize yorum yapıyor, belki arkadaşlarınızla görüşmenize burun kıvırıyor ya da makyajınızı fazla buluyor.
Orada durun! Eğer biri sizi değiştirmeye çalışıyorsa, bilin ki sevdiği kişi siz değil, kendi kafasındaki ideal versiyonunuz. O yüzden kendiniz olmaktan, tarzınızdan, hayata bakışınızdan asla ödün vermeyin. Aşk, olduğunuz gibi sevildiğinizde güzeldir.
Saygı olmadan ilişki yürümez
Bir ilişkide şefkat kadar önemli bir şey varsa, o da saygı. Mizah anlayışınıza, ilgi alanlarınıza, kariyer hedeflerinize ya da hayallerinize saygı göstermeyen biriyle mutlu olamazsınız.
“E ama ben seni böyle seviyorum” bahanesiyle küçümsenen hayallerinizi bir düşünün. Karşı tarafın kararlarınıza, duygularınıza, hedeflerinize saygısı yoksa, ortada bir ilişki bile yoktur. Birlikte gülmek kadar, birbirinizi ciddiye almak da önemlidir.
Güven olmadan aşk küçük bir kriz merkezi olur
Hani bazı ilişkiler var ya, sürekli şifreler sorulur, kimle mesajlaştığın incelenir, yanlışlıkla geç cevap versen tartışma çıkar… İşte, bu bir sevgi gösterisi değil, bir kontrol mekanizması.
Unutmayın: Sağlıklı bir ilişkide gizlilik değil, mahremiyet olur. Siz kimseye şifrelerinizi vermek zorunda değilsiniz, her anınızı rapor etmek zorunda da değilsiniz. Güven yoksa huzur da yoktur.
Özgürlüğünüz kısıtlanamaz
“Şimdi sen de sevgilin varken o kadar gezmezsin…”
“Onunla görüşmeni istemiyorum.”
“Artık eskisi gibi giyinemezsin.”
Hayır, siz ne isterseniz odur! Bir ilişkiye girdiğiniz an bireyselliğiniz silinmez, silinmemeli de. İyi bir ilişki, sizi kısıtlayan değil, destekleyen bir ilişki olmalıdır.
Arkadaşlarınıza, hobilerinize, yalnız kalmaya olan ihtiyacınıza saygı duymayan biriyle uzun vadede mutlu olamazsınız. Birlikte vakit geçirmek güzel ama bireyselliğinizi korumak, o ilişkiyi daha sağlıklı yapar.
Kendinizi değersiz hissettiren biriyle olmayın
Bir ilişkide sevildiğinizi hissetmelisiniz. Sürekli bir şeyleri kanıtlamak zorunda kalıyorsanız, her tartışmada kendinizi suçlu hissediyorsanız ya da sevgi için ekstra çaba göstermek zorunda kalıyorsanız… Durun ve düşünün: Bu ilişki size iyi mi geliyor?
Aşk, sürekli kendinizi ispat etmeye çalıştığınız bir arena değil. Sevgi, karşılıklı olarak hissedilmeli. Eğer biri sizi sürekli görmezden geliyorsa, sizi olduğunuz gibi yeterli hissettirmiyorsa, bu ilişki size göre değil.
İlginizi çekebilecek bir diğer yazı >>>>> “Lovebombing” mi, yoksa gerçek aşk mı?
Kapak: Pexels