Vücudunuz için ne kadar zaman harcıyorsunuz? Doğru beslenmek, düzenli egzersiz yapmak ve forma girmek için ne denli isteklisiniz? Sıkı, biçimli ve ince bir bedene sahip olmak isteyenler; hemen şimdi personal trainer’ların önerilerine kulak vermeli.
Bikram Yoga ile Bedenini Dinle
O Madonna’ya ders vermeyi reddeden Bikram Yoga’nın yaratıcısı Bikram Choudhury. Üç yaşından beri yoga yapan Bikram Choudhury, Hatha Yoga hareketlerinden 26 yoga pozu ve iki nefes egzersizini alıp kendine özgü bir seri oluşturuyor. Choudhury, bu yoga serisini 40 derece sıcaklıktaki bir stüdyoda uyguluyor ve bu metoda Bikram Yoga adını veriyor. Amerikan Başkanı Nixon’dan, basketbolun efsane ismi Kareem Abdul-Jabbar’a sayısız önemli isme Bikram Yoga dersi vermiş bir isim Choudhury. Ayşe Erenel, San Diego’da Bikram Choudhury’den dokuz haftalık eğitim alarak Türkiye’de bu alanda eğitim veren ilk kişi. Etiler’deki ‘40 Derece Bikram Yoga’ stüdyosunun sahibi olan Erenel; “Önceden sıcaklığı 40 dereceye ayarlanmış Bikram Yoga stüdyosuna girdiğinizde, yoga hareketlerini de ısınmış bir vücutla yapmaya başlıyorsunuz. Bu sayede sakatlanma riskiniz de en aza inmiş oluyor” diyor. Bikram Yoga’nın mottosu; ‘Sağlıklı omurga, sağlıklı yaşam ve sağlıklı vücut!’ Erenel, bir derste 800-1000 kalori yakmanın yanı sıra Bikram Yoga’nın diğer faydalarını da şöyle sıralıyor;
“Gün içinde hepimiz daha çok öne eğiliyoruz. Bikram Yoga’da sıkça arkaya eğildiğiniz hareketler yapıyorsunuz. 26 pozun içinde tiroit rahatsızlıklarına, sindirime ve bağışıklık sistemine iyi gelen hareketler var. Kadınlarda kemik erimesini de engelliyor.” Erenel grup derslerinin yanında kişiye özel ders de veriyor. Ancak Bikram Yoga’nın egolardan arınmış ve mütevazı bir öğreti olduğu düşüncesinden yola çıkarak, grup derslerini tercih ediyor. O anda Bikram Choudhury’nin Madonna’yı neden reddettiğini anlıyoruz. “Bikram Yoga’nın enerjisi ve kurulan dostluklar kıtaları bile aşıyor. Dünyanın neresine giderseniz gidin Bikram’ın bir kapısının sizin için her zaman açık olduğunu biliyorsunuz” diyor Erenel.
Fitness’ın Önemi
“Spor yaparken insanlara verdiğiniz enerji, onlarla iletişiminiz çok önemli” diyor M.A.C G – Mall Fitness Eğitmeni Murat Bür. Yılda üç kez Amerika’ya gidip eğitim alıyor ve güvenli egzersiz programına eklediği yenilikleri danışmanlığını yaptığı öğrencilerine aktarıyor. “Hayat zaten yorucu ve birçok kişinin günü de gayet yoğun geçiyor. Spor salonuna gelip tek başına çalıştıklarında ise yeteri kadar disiplinli ve motive olamıyorlar. Hareketleri yanlış yapıp sakatlanabiliyorlar. Bu nedenle herkesin personal trainer ile çalışması gerekiyor” diyor. Personal trainer ile fitness çalışmasına başlamadan önce eğitmeninize ilk üç gün boyunca yediğiniz yemeklerin listesini veriyorsunuz. Bür; “Daha sonra öğrencinin yeme alışkanlıklarına bağlı metabolik rahatsızlığı olup olmadığını kontrol ediyoruz. Bu değerlendirmelerin ardından kişiye egzersiz planı hazırlıyorum. Elimdeki verilerle kişinin o günkü ruh haline, açlık durumuna göre sadece o güne özel bir program hazırlıyorum. Bir gece öncesinde öğrencimin morali çok bozuk olabilir ya da salona enerji dolu gelebilir.
Bunların hepsi antrenmanın gidişatını belirliyor” diye devam ediyor sözlerine. Kısacası keyifsiz bir gününüzdeyseniz, kimse üzerinize daha fazla gelip sizden çok ağır egzersizlerden oluşan bir antrenman planına uymanızı beklemiyor. Fitness egzersizlerini personal trainer ile yapmanın, tek başına antrenman yapmaktan en büyük farkı beslenme dinamiklerinin eğitmenin kontrolü altında olması. Murat Bür’ün çalışma planının yüzde 70’ini beslenme planı, yüzde 30’unu antrenman programları oluşturuyor. “Ben öğrencilerimle belki ömür boyu çalışmayacağım. Ancak beraber çalışmayı bitirdiğimizde öğrencim beslenmesine dikkat ediyor, egzersiz yapmayı sürdürüyor ve yürüyüşüne dikkat ediyorsa bu yaşam felsefesini ona aktarabilmişim demektir” diyor. Murat Bür, öğrencileriyle yaptığı antrenmanları renklendirmek için çalışma programına yürüyüş, yüzme gibi aktiviteler de ekliyor. Bir sonraki aşama ise size bağlı. Vücudunuz için ne kadar daha fazlasını isterseniz, eğitmeniniz sizi o kadar ileriye taşıyacak. Yine de Bür’e göre haftada iki gün bile spor salonuna gitmeye zamanınız yoksa, evde yapılabilecek egzersizlerle çalışmaya devam etmelisiniz.