Ellerinizdeki damarlar normale göre daha belirgin bir görünümdeyse endişe etmenizi gerektirecek bir durum yok. Bu durumun sağlık açısından bir sorun yaratmadığını belirten Kalp ve Damar Cerrahisi Uzmanı Prof. Dr. Semih Barlas estetik kaygılarla talep edilmesi durumunda anestezi gerektirmeyen basit bir işlemle bu venlerin görünmez hale getirilebildiğini söyledi.
Ellerdeki damarlar neden belirginleşir?
Yaşla birlikte ellerde ve kollarda cildin incelmesi, venlerin yani toplardamarların daha belirgin hale gelmesine sebep olabiliyor. Genelde ince yapılı kadınlarda veya ciddi spor ve ağırlık çalışması yapanlarda görülen bu durum kişiye zamanla görsel olarak rahatsızlık verebiliyor. Sıklıkla, kozmetik işlemlerin odağı yüz bölgesi olduğu için ilerleyen yaşın bir göstergesi olan eller çoğu zaman göz ardı edilebilir. Genel olarak bakıldığında, ellerin üzerindeki damar görüntülerinden kurtulmak isteyen bireylerin sayısı, yüzlerine veya vücutlarına estetik tedavi yaptırmak isteyenlere göre çok daha düşük sayıdadır. Yaşla birlikte el ve kollarda cilt incelirken bazı değişimler olur. Bu değişimleri şu şekilde sıralayabiliriz: Cilt ve damar duvarlarının elastikiyeti, cilt altı yağı, kolajen ve dokuların su içeriği kaybolur. Bunun sonunda el ve kollardaki venler (‘toplardamar’) belirgin hale gelir. El üzerindeki venler ‘kablo’ gibi görünmeye başlar. Bu venler, spor yaptıkça, ağırlık taşıdıkça daha da kalın ve dolgun görünürler.
Ellerdeki belirgin damarlar ile ayaktaki varisler farklı
El ve kollardaki damarlar yaşla ortaya çıksalarda, bu damarların varlığından yakınan kişilerin önemli bölümü de genç ve orta-yaşlı kadınlar oluyor. Bu grup genelde ince yapılı, vücut yapılarını korumak için ciddi spor yapan, ağırlık çalışan kişilerden oluşuyor. Cilt altında yeterince yağ olmaması, egzersiz ve özellikle de ağırlık kaldırma, el ve koldaki damarları daha da belirgin hale getirebiliyor. Egzersiz ve ağırlık çalışma ile kol kaslarımız sertleşir ve çapları genişler. Bu da damarları cilt yüzeyine doğru iter ve daha belirgin hale getirir. Bacaktaki inceden kalına doğru, değişik çaplarda gördüğümüz venler genelde, ‘venöz yetmezlik’ denen bir damar hastalığının belirtisi olan varislerdir. Oysa ki el ve kollarımızda gördüğümüz venler hasta değil, normal çalışan damarlardır. Bu nedenle de varlıkları bir sağlık sorunu yaratmaz. Ellerdeki gözle görünen damarlar, hastaneye yatışta, serum/ilaç verme durumunda, ameliyat sırasında kullanılan damarlardır. Bu nedenle de yok edilmeleri herkese önerilecek bir yaklaşım değildir.
Anesteziye bile gerek olmayan bir çözüm var
Ellerdeki damarlar koldaki ana (derin) venlerden olmadıkları için, ortadan kaldırılmaları bir dolaşım ve sağlık sorununa yol açmaz. Önemli olan, bu damarların varlığından ‘görsel rahatsızlık’ duyan hastaların doğru kararı vermesidir. Tedaviye başlamadan önce işlemin olumlu ve olumsuz yönleri ile kişinin beklentileri değerlendirilmelidir. Eldeki istenmeyen venlerin yok edilmesinde en sık kullanılan tedavi, bacaklardaki kılcal varislerde de kullanılan yüzeyel köpük skleroterapi yöntemidir. Bu işlem sırasında, ilgili damara çok ince bir iğne ile girilir. Damarı büzücü ilaç, karbondioksit ve oksijenin karıştırılması ile elde edilen köpüklü karışım, damar içine verilir. Hiçbir anestezi gerekmez. Sadece iğnenin girişi hissedilir. İlaç verildiğinde damar hattı önce beyazlaşır, ardından da kademeli olarak incelip kaybolur. Bu kaybolma süresi damarın çapına göre 2-6 hafta arasında değişir. İşlem sonunda ele giydirilen özel bir basınçlı eldiven veya sarılan bir elastik bandaj ile, damarın yeniden açılmasının önüne geçilir. Müdahale edilecek damar sayısına göre köpük skleroterapi işlemi 15-60 dakika sürer.
İşlem sonrası günlük yaşantıya dönülebiliyor
Tedavi bitiminde normal yaşantıya dönülebilir, araba kullanılabilir, ağırlık kaldırmaktan 48 saat kaçınmak kaydıyla spor yapılabilir. Arzu edilen hedefe ulaşmak için birden fazla seans gerekebilir. Seans aralıkları en az 7-10 gün olmalıdır. El, bacak, yüz ve vücudun farklı yerlerindeki damarlara uygulanan köpük skleroterapi yöntemi, FDA vb. denetleme kurumları tarafından onaylanmış, uzun süredir kullanılmakta olan bir yöntemdir. Farklı çalışmalarda, ele yapılan köpük skleroterapi ile %97.8 başarı oranı bildirilmektedir. Damar büzücü ilacın saf olarak verilmesine kıyasla, karbondioksit ve oksijen ile karıştırılıp köpürtülerek verilmesi, yöntemin etkinliğini arttırır. ‘Köpük sklerozan’ adı verilen madde, damar duvarı ile daha uzun süre temas etmekte, ilaç sulandırıldığı için yan etki azaltılmaktadır.