Baskı ve stres altında yiyecek bir şeyler mi arıyorsunuz? Zor bir gün geçirdiniz; hemen mutfağın yolunu tutuyor ve rahatlayana kadar yemek mi yiyorsunuz? Yemek yemenizin tek nedeni bedeninizi beslemek değil. Bazen aç olan duygularımızı doyurmak için de yemek yeme eğilimi gösterebiliriz.
Sosyal medya uzmanı Ezgi Öcal’ın aşk hayatına baktığımızda bir zamanlar sağlıklı, ideal kilosunda ve bedeniyle barışık olduğunu görüyoruz. Biraz kilo almaya başladığında daha az mutlu olmaya başlıyor. Nedeni basit: İşler biraz kötü gittiğinde hemen mutfağın yolunu tutuyor. İş hayatında kötü bir gün geçirdiğinde sadece atıştırmalık ve abur cubur yemek istiyor. Bir paket cips yedikten sonra devamı da geliyor. Aslında besinleri değil duygularını yemeye çalıştığının Ezgi o zamanlar farkında değil. Aldığı kiloları vermek için araştırmalara başlıyor. Böylece daha önce hiç duymadığı bir kavramla tanışıyor: Duygusal yemek yeme. O günden beri de şu soruyu kendine daha sık soruyor: “Bunu neden yiyorum?”
Bir korku işareti olarak yemek
Duygusal yeme bir çok insanın hayatında önemli bir rol oynuyor. Yapılan araştırmalar gösteriyor ki çoğu insanın normalin üstünde yemek yemesinin nedeni, yüzde 75 duygusal duruma bağlı ve açlıkla karıştırılan yaklaşık 16 farklı duygu var. Kızgınlık, öfke, yorgunluk, bitkinlik, depresyon, yalnızlık, güvensizlik, yetersizlik, suçluluk, kıskançlık, mutluluk, kaygı, asabiyet, hayal kırıklığı, boşluk hissi, üzüntü, keder, korku, bu duygulardan bazıları. Siz de kötü geçen bir günün ardından kendinizi bir dilim çikolatalı pasta yerken buluyorsanız ya da çok sevdiğiniz arkadaşlarınızla buluştuğunuz zaman o kadar aç olmasanız dahi pizza sipariş edebiliyorsanız duygularınızı besliyor olabilirsiniz.
Zihin-beden tıbbı alanında lider isimlerden Dr. Deepak Chopra, batı bilimi ile doğu tıbbı ve manevi hayatı başarıyla birleştirdiği kitaplarıyla tanınıyor. Chopra bir bütün olarak beslenmeye daha geniş bir açıdan bakıyor ve beslenmeyle ilgili şu soruyu soruyor: Yemek yeme amacımız nedir? Chopra’ya göre sadece enerji olsun diye yemek yememeliyiz. Beslenme, sağlıklı kalmak ve bunları yaparken mutlu olmak asıl amaç olmalı. Düşündüğümüzde aslında sağlıklı yiyecekleri en az yağlı veya şekerli yiyecekler kadar sevebiliriz. Ezgi Öcal’ın altı ay önce tam olarak fark ettiği de buydu. Erkek arkadaşıyla doğa yürüyüşünde tanışmıştı. Bisikletle bir tepeye tırmanması gerekiyordu ancak fazla kilosu ve sağlıksız vücudu sebebiyle yapamadı. Daha sonra rövanş için tekrar buluşmaya karar verdiler. Egzersiz yaparak ve yediklerine dikkat ederek on kilo vermeyi başardı. Cips seanslarına son verdi ve pazar öğleden sonrasını abur cubur yemeden geçirmeyi başardı.
Psikologlar dışsal sebeplerle yemek yemek ile duygusal yemek yemeyi birbirinden kesin şekilde ayırıyor. Dışsal sebeplerle yemek yendiğinde bu son derece hızlı oluyor. Örneğin; masa üzerinde çok şık bir tabakta hoş bir atıştırmalık duruyor. Birden canınız çok istiyor ve bu atıştırmalıklardan yiyorsunuz. Amsterdam Free University’de beslenme biçimleri alanında uzman Prof. Tatjana van Strien, bunun son derece normal bir tepki olduğunu söylüyor ve ekliyor; “Çünkü insan mümkün olan her an yemek yemek üzerine evrimleşti.”
Açlık mı üzüntü mü?
Ezgi yemek yemenin sosyal bir olgu olarak kabul edildiği bir aileden geliyor. Psikologlara göre pozitif duygularla yemek yemek arasındaki bu bağ, duygusal beslenme riski taşıyan faktörlerden. Yemeği pozitif duygularla bağdaştırırsanız kendinizi kötü hissettiğinizde yiyecek bir şeyler aramaya başlarsınız, tıpkı içki arayan alkolik gibi.
Van Strien ise şu noktanın altını çiziyor: Ona göre pozitif duygularla bağdaştırılan yemek ile negatif durumlarla bağdaştırılan yemek arasında belirgin bir fark var. Dışsal sebeplerle yemek yemek ile duygusal yemek yemekten farklı olarak kaygı, stres gibi negatif duygular sebebiyle yenen yemek pek de normal bir durum değil. Stres seviyesi azken bu duyguyla başa çıkmak kolay olur ve açlık hissetmezsiniz. Oysa bir şeyler ters gittiğinde yemek yemek öğrenilmiş bir davranıştır. Aslında yiyerek geçmiş pozitif duyguları geri getirmek istersiniz ama yedikten kısa bir süre sonra sadece daha kötü hissedersiniz. Duygusal yemenin kökleri çocukluk dönemine kadar uzanıyor. Anne, babanın çok fazla veya çok az ilgi göstermesi önemli bir rol oynuyor. Bu durum gerçekten ne hissettiğinizi anlamamanıza neden oluyor. Bu durumla baş edemeyince bocalamaya başlıyorsunuz.
Bir hayal kırıklığı sebebiyle boş hissettiğinizde aç olduğunuzu düşünüyorsunuz. Van Strien şöyle diyor: “Uzun süre duygusal yemek yiyenlerin kendilerini kötü hissettiklerinde aynı zamanda yalancı açlık da hissetmeye başladıkları düşünüldü. Ama aslında o anda gerçek bir açlık hissediyorlar.” Duygusal yemek yiyenler yaşam tarzlarını değiştirmeye çalışsalar da Van Strien uyarıyor: “Bu negatif duyguların her an geri gelme ihtimali olduğundan tekrar aynı duruma düşmeleri mümkün. Bunu önlemenin en iyi yolu da terapi. Burada söz konusu olan beslenme düzeniyle ilgili bir terapi değil. Stresle başa çıkma, aksilikleri kabullenebilme gibi duygularla baş etmenin farklı yolları üzerine bir terapi.”
Ezgi Öcal örneğindeki gibi; kendinizi kötü hissettiğinizde bisiklete binmek ya da bir arkadaşı aramak da mümkün. Bir diğer strateji ise pozitif duyguları çoğaltmaya çalışmak. Çünkü duygusal yemek yiyenler, negatif duygu çokluğu yaşayan insanlar değil, sadece pozitif duygu durumlarında kesinti yaşayan insanlar. Van Strien duygusal yemek yeme problemi yaşayanları
tatmin ve keyif veren amaçlar edinmeleri yönünde teşvik ediyor. Böylece mutsuz ve depresif halde yemek yemek anlamsızlaşıyor. Ezgi şimdi kendi kendine, “Sürekli yemek yemek isteyen o kişi ben miydim? Ne zaman canım sıkılsa elim buzdolabına giderdi. Ama artık o günler benim icin geride kaldı” diye soruyor.
“Neden sürekli yemek yiyorum?”
Duygusal yemek yemeyi bırakmak mı istiyorsun? Kendini baskı altında hissettiğin için mi yemek yiyorsun? Kendine neden yemek yediğini sormalısın.
•Duygusal yemek yeme anında elinin ilk gittiği atıştırmalıkları evinden uzaklaştırmalısın.
• Gerçekten hoşlandığın ve tatmin olduğun bir kursa başlayabilirsin.
• Seni memnun eden küçük şeyler yapabilirsin.
• Stres seviyesini yükselten rejimlerden kaçınarak duygusal yemek yeme riskini azaltabilirsin.
• Aksiliklerle ve negatif duygularla başa çıkmayı öğrenmeye çalış. Hayatta güzel ve pozitif duyguların da var olduğunu unutma.
• Sporu sadece kilo vermenin bir yolu olarak değil, sağlıklı bir yaşam tarzı olarak gör.
• Sabırlı ol: Olumlu duygular sabırla elde edilir. Bu süreçte iniş çıkışlar da olabileceğini unutma.