Andreas Kronthaler, 2024 Sonbahar/Kış koleksiyonuyla Vivienne Westwood’un izlerini taşımaya devam ediyor. Paris Moda Haftası’nda gerçekleşen gösteri, üç adamın sahnenin ortasında yer aldığı beş dakikalık bir performans ile başladı; biri ASMR tipi sesler çıkarırken diğerleri kendi etraflarında aralıksız bir şekilde dönerek dans etti ve izleyicilerin ilgisini çekmeyi başardı.
Bu defile bizi gerçekten heyecanlandırdı diyebiliriz. Hazırlanan kreasyon, Sonbahar/Kış 1995 koleksiyonunu anımsatan göğüs dekolteli, kabarık kollu elbise başta olmak üzere 90’ların arşiv referanslarıyla dolu!
Koleksiyondan bahsedecek olursak, ilk model asimetrik delikli örgü kazak, john-type pantolon, AK markalı alevli çoraplar ve fiyonklu, bale esintili babetlerle yürüdü.
Spor askılı bel çantası, bir dizi hacimli ve katmanlı görünüm, birçok erkek ve kadın giyim koleksiyonunda dikkat çekiyor. Bileklere kadar uzanan, her biri farklı bir detaya sahip olan ceketler, Viv tarzı zengin ve hoş kumaşlarla yeniden tanımlanıyor.
Son zamanlarda House’un favorisi olan Amelia Gray de podyumda fırfırlı, aşırı büyük omuzlu ve çapraz pilili etekli dramatik siyah bir elbiseyle yer alıyor.
Modellerin üzerinde klasik Westwood ekosesini bolca görüyoruz. Özellikle de gösteriyi kendine özgü yüksek topuklu ayakkabılarla; mavi, yeşil ve kırmızı ekoseli askılı sporcu çamaşırının yanı sıra uyumlu saç bandıyla yürüyen Sam Simith gösterinin en dikkat çekenlerinden diyebiliriz!
Tarihten ilham alınmış bu koleksiyonda; balıkçı yakalar, fırfırlı kabarık kollar, gömleklerin ortasında yukarı ve aşağı sıralanan dekoratif kapatmalar, bel çantaları ve pantolonların modern yorumlarını görüyoruz. E tabii, tarihten ilham alan tasarımların yanı sıra gösterinin oyuncu kadrosu da büyük ses getirdi. Bahsettiğimiz gibi İngiliz şarkıcı Sam Simith, Westwood’un imza ekose baskısını taşıdı. Lila Moss da podyumda boy gösterdi ve Kristen McMenamy, gösteriyi; beyaz, kesikli, ağır bir mini elbise ve görünümüyle uyumlu buz havası veren saç ve makyajı ile kapattı.
Bir yandan rafineliği korurken bir yandan da tuhaflıkların sınırında kalan Andreas Kronthaler, hayat arkadaşının üzücü ölümünden bu yana markayı yaratıcı bir şekilde ve Vivienne’in enerjisini kanalize ederek yönetmeye devam ediyor.