Satranç şampiyonu genç bir kadının hikayesini konu alan The Queen’s Gambit dizisi favoriler arasında. Çoğu kişinin “bir göz atmak” için düşük beklentiyle izlemeye başladığı mini dizi, Netflix’in geniş reklamlar ve duyurular yapmaya gerek duymadan büyük ses getiren yapımlarından biri haline geldi. Peki onu izleyicilere bu kadar sevdiren ne oldu? İşte diziyi izlemeniz için 6 reddedemeyeceğiniz sebep.
Klişelerden uzak akış
Dizi yetim bir kızın hikayesini konu alınca, diğer tüm yetimhane ve bakım evi hikayelerindeki klişeleri beklemeniz de olası oluyor. Ancak The Queen’s Gambit bunu kırıyor ve klişelere aslında ne kadar körü körüne bağlanmış olduğunuza hayret ediyorsunuz.
Anya Taylor-Joy performansı
Genç oyuncu Anya Taylor-Joy,’un, mimiksiz yüz hatlarıyla ergen bir kızdan genç bir kadına evrilişindeki o kusursuz geçişleri ve oyunculuğunu keyifle seyrediyorsunuz.
Dostluk kavramı
Arkadaşlık ve dostluk kavramlarının gücünü, birlikten doğan kuvveti etkileyici bir şekilde öne seren dizi keyifli sahnelere imza atıyor. Özellikle Jolene gibi bir arkadaşa sahip olmanın ne kadar harika olduğunu düşünüyorsunuz.
Bir kadın olarak erkeklere rağmen yazılan başarı hikayesi
“Erkek işi” olarak görülen satrançta, yeteneği ve dehasıyla erkeklere rağmen başarısını kanıtlayan bir genç kadından daha ilham verici ne olabilir ki? İlk etapta yalnızca kadın oyuncularla eşleştirilen Beth Harmon, önde gelen satranç şampiyonu erkeklere bile yeteneğini kanıtlıyor ve özellikle bir kadın izleyiciyseniz ekran başında onun gururunu paylaşıyorsunuz.
Şah mat!
Satranç kimi için çok keyifli kimi içinse sıkıcı bir oyun. Yetenek ve matematik gerektirdiğiyse kesin! Seven sevmeyen herkesin bu hikayeyi merakla ve heyecanla izlemesi, diziyi çekici kılan özelliklerin başında geliyor. Beth’in satranç tutkusu, bir şeyleri başarma azmi konusunda motive ediyor.
Kostüm başarısı ve arkasındaki mesaj
60’lar kostümleriyse en az dizinin konusu ve Beth kadar etkileyici. Beth’in obsesif şekilde sevdiği satranç, kıyafet tercihlerine de yansıyor. Tıpkı satranç taşları gibi siyah ve beyaz/krem renklerde kıyafetler giyen Beth, işin içine desenler girdiğinde satranç tahtasını anımsatan ekose, pötikare gibi damalı çizgilere başvuruyor. Kostüm tasarımcısı Gabriele Binder‘in ana karakterin satranç aşkını detaylara sığdıran bu yaratıcılığı büyüleyici.