Türkiye’nin en başarılı iş kadınlarından biri olan Suzan Sabancı Dinçer ile stil, moda ve özgünlük üzerine samimi bir sohbet gerçekleştirdik.
Suzan Sabancı bir gününü nasıl geçirir?
6.15’te uyanırım, 6.30-8.00 arası spor yaparım. 8.00-9.00 gibi kahvaltıdan sonra hazırlanırım. 9.00’da işe veya Zoom toplantılarına geçerim. Hafta içi öğle yemeğine gitmemeyi tercih ediyorum. Prensip olarak hafif ve hızlı bir öğle yemeği alırım. İş çıkışı dört gün ağırlık, iki gün pilates yaparım. Akşamları da hafif yemeyi tercih ederim.
Stilinizi nasıl tanımlarsınız? İlham aldığınız biri var mı?
Street wear tarzı yani spor-şık son yıllarda benim giyim tercihim oldu. Her yere, her zaman giyilebiliyor. Bugünün yaşam tarzı ile uyuşuyor. Sevdiğim tasarımcıların başında ise Givenchy’nin kreatif direktörü Matthew Williams geliyor. Virgil Abloh vefat etti ama Louis Vuitton için çok hoş çalışmaları oldu. Balenciaga’da Demna Gvasalia. Virgil Abloh ve Matthew Williams, rap yıldızı Kanye West’in dostlarıydı, Kanye ise onların mentorları. Bu üç kreatif insanı çok beğeniyorum. Modern, yenilikçi, modaya, sokak giyimine liderlik eden, çok yaratıcı isimler. Son yıllarda haute couture ve street wear birleşti. Bunların kombinasyonu olan genç, dinamik, spor-şık kıyafetler öne çıktı. Çok tarz ve şehir yaşamına uyuyor.
Türkiye’nin en başarılı iş kadınlarının başında geliyorsunuz. Bu durum giyiminize ne şekilde yansıyor?
Street wear tarzı yani spor-şık giyimle daha rahat ediyorum.
Sürdürülebilirlik konusunda ne düşünüyorsunuz? Sizce uygun fiyatlı markalar sürdürülebilirlik konusunda ne kadar başarılı?
Bu konuda markalar arasından Zara’yı çok takdir ediyorum. Hem modayı ekonomik fiyatlar ile sunuyor hem de sürdürülebilirliği destekliyor. Circ ile yaptığı anlaşma moda dünyasına yeni bir akım getirecek. Circ’le Zara’nın hazırladığı koleksiyon, geri dönüştürülebilen
tekstil atıklarından üretildiği için sektörde bir dönüm noktası olabilir. Bu önemli bir gelişme çünkü karışımlı elyafların geri dönüşümü neredeyse imkansızdı ve bu durum sektörün döngüsel ekonomi hedeflerinin önüne geçiyordu. Circ, sadece polyesteri pamuktan ayırmakla kalmayıp, her ikisini de yeni tekstil ürünlerine dönüştürebileceğini söylüyor. Zara ve geçtiğimiz yıl Circ’e yatırım yapan ana şirket Inditex, bu hamlenin döngüsel bir moda endüstrisine doğru ilerleme sağlayacağını söylüyor. Zara ve Circ bu özel koleksiyon ürünlerini piyasaya sürdü. Duyarlı tüketicilerin çok ilgisini çekti. İlk günde tüm ürünler tükendi
Türk markaları ve tasarımcıları arasında favorileriniz neler?
Türk tasarımcılar arasında en çok Hüseyin Çağlayan’ı, Atıl Kutoğlu’nu, Hakan Yıldırım’ı ve Dilek Hanif’i beğeniyorum.
Yeni jenerasyon tasarımcılardan çalışmalarını beğendikleriniz kimler?
Bu bağlamda takip ettiğim ve beğendiğim stilistlerden biri Julie de Libran. Versace, Prada ve Louis Vuitton’da çalıştıktan sonra sürdürülebilirliğe odaklı, kendi koleksiyonunu çıkarttı. Modada israfı önlemek için çalışıyor. Üretilen her parça numaralandırılıyor ve sınırlı bir seri halinde satılıyor, bu sayede aşırı üretim sorunu ortadan kaldırılıyor. Seçkin müşteriler için düzenlediği özel defilelerden ön sipariş alarak üretim yapıyor. Bu şekilde gereksiz üretimi önlüyor. Kullanılan kumaşlar arşivlerden, rulo sonlarından, ölü stoklardan, geri dönüştürülmüşlerden oluşuyor. Yani kaybolacak veya imha edilecek kumaşları kullanıyor. Prada, Louis Vuitton gibi markalar ile başladı sonra yelpazesini çeşitlendirdi.
Pandemide edindiğiniz yeni alışkanlıklar oldu mu?
Covid sırasında tekrar piyanoya başladım. Piyano, spor, tatillerde vakit olursa dans dersi almaya çalışıyorum. Farklı dansları öğrenmek çok sevdiğim hobilerden biri.
Günümüz moda dünyasında alınan ilhamlar ve özenmeler parçaları birbirine çok benzer hale getirdi. Bu durumda giyinmeyi seven ve özgün olmak isteyenlere ne söylemek istersiniz?
Özgünlüğe önem veriyorum. Herkesin kendine özgü renkleri ve tarzı olması çok hoş. Farklı olabilmek, kendi tarzını oluşturabilmek önemli. Bu zamanla gelişebilecek bir yetenek ama şimdi sosyal medya, influencer’lar ve muhtelif app’ler ile insan kendini çok daha hızlı geliştirebiliyor.
Alışveriş alışkanlıklarınızdan bahsedebilir misiniz?
Alışveriş yaparken insanın bir bütçesinin olması önemli. İmkan olsun olmasın dikkatli ve duyarlı olmakta yarar var. İngiltere’deki orta ve lise eğitimimdendir ki bende bu konuda duyarlılık çok hakim oldu. Bunu hep çocuklarıma da aşıladım. Onlar da çok dikkatli ve sorumlu oldular; bu konuda ailece böyle duyarlı bir noktaya geldiğimizden çok mutluyum. Aslında zaten az ve öz gardırop, her zaman daha kaliteli ve kullanışlı. Şehir hayatında çalışan, aktif ve çok yönlü kadınlar için en önemli tavsiyem eşleştirilebilir öğelerle az ve öz bir gardırop oluşturmalarıdır.
Yoğun çalışma temposu ile aile hayatınızın dengesini nasıl kuruyorsunuz?
İyi bir planlama ve zamanlamayla denge kurulabiliyor aslında. Özellikle şimdilerde çocuklar da büyüdüğü için daha çok kendime ve hobilerime zaman bulabiliyorum.
Sosyal medya ile aranız nasıldır? Hangi sıklıkla kullanırsınız?
Instagram’da post atarken tatilde de olsam hafta içi atmamaya çalışıyorum. Çalışan arkadaşlarımı düşünüyor ve dikkat ediyorum. Hepimiz insanız, duyarlı olmakta yarar var.
Önemli bir geceye hazırlık süreciniz nasıl olur?
Son dönemde çok az makyaj yapmaya başladım. Hemen hemen hiç yapmıyor gibiyim. Dolayısıyla makyaj işi pek vaktimi almıyor. Saç olarak da mümkün olduğu kadar doğal, fazla abartılı olmayan modelleri tercih ediyorum. Bu yüzden benim için hazırlık süreci bir saat gibi bir sürede tamamlanır. İş hayatı insana pratik olmayı öğretiyor, bu da her alana yansıyor.
Hayatınızı kolaylaştırmak adına şu ana kadar herhangi bir stil danışmanıyla çalıştınız mı?
Şu zamana kadar tarzımı belirlerken hiçbir stil danışmayla çalışmadım.
Hangi dönemin stilini seversiniz?
1990’ların tarzından hoşlanırım.
Asla giymem dedikleriniz nelerdir?
Abartılı, çok karışık desenli kıyafetleri sevmiyorum.
Gardırop detoksu yapar mısınız? Kullanmadıklarınızı nasıl değerlendirirsiniz?
Ara ara gardırop detoksu yaparım. Kullanmadıklarımı da çevremde bildiğim, işine yarayacağını düşündüğüm gençlere veririm.
Sahip olmak istediğiniz bir ünlü gardırobu var mı?
Audrey Hepburn.
Sporla aranız nasıl?
Spor, egzersiz ve diyet, bunlar önemli. Ama beyinsel stimülasyon, yeniliklere açık olmak, çeşitlilik ve farklı arkadaşlıklar da moral ve pozitif düşünce için bir o kadar önemli. Yeni fikirlere ve farklı insanlara açık olma ve merak duygusunu önemsiyorum.
Makyaj ve cilt bakımında favori markalarınız neler?
Cilt bakımında favori markalarım; La Mer ve Sisley. Makyajda ise; YSL, Tom Ford ve M.A.C.
Yıllardır vazgeçmediğiniz bir güzellik tüyonuz var mı?
İyi uykunun bu bağlamda çok önemli olduğunu düşünüyorum.