Kasım 2021 sayımızdan.
İstanbul’un en şık ve beğenilen kadınlarından Nur Bilen Yavuzer’in evine konuk olduk. “Aksesuarlarda akılda kalıcı; kıyafetlerde dolapta kalıcı parçalar alıyorum” diyen Yavuzer’in moda, güzellik ve estetik dünyasına dair bakış açısını merak ediyorsanız okumaya devam edin.
Hazırlayan: Pelin Kaya
Fotoğraflar: Yeşim Özügeldi
Beauty Omelette adı altında hem kozmetik hem de giyim markan var. Kısa sürede ikisi de başarılı oldu. Bu başarının sırrı nedir?
Kozmetik bizim eşimle profesyonel işimiz; güçlü ve bilgili olduğumuz bir alan. Tekstil ise benim en büyük keyfimdi. Giyinmek benim için çocukluğumdan beri bir ifade şekli. Güzellik ve moda birbirini besleyen; birbirinden ayrılmayan iki konu. Bu durumun başarıda payı olduğunu düşünüyorum. Ama başarının en büyük sebebi hiçbir ürünü öylesine yapmıyor olmamız. En iyi içerik, en iyi kumaş, en iyi dikiş… Uzun ömürlü ve faydalı olacak ne varsa bulmaya, yapmaya çalışıyoruz. Benim için şampuanın içindeki tek bir içerik, ceketin kolundaki tek bir düğme çok önemli. Parçaları bütünden ayrı görmüyorum ve iyi olanı yapmak için çok donanımlı, büyük bir ekiple çalışıyorum.
Yeni bir iş alanına girmek istiyor musun?
Kozmetik kendi içinde genişleyecek. Pandemi sebebiyle tamamlayamadığımız renkli kozmetik 2022’de satışta olacak. Tekstilde ise ev koleksiyonu üzerinde çalışıyorum. Farklı bir iş alanı şimdilik gündemde değil, ama zaman ne gösterir bilmem. Ben önüne gelen şansları çok iyi okuyan biriyimdir ve işe çeviririm.
LC Waikiki ile sürpriz bir iş birliği yaptın. Geri dönüşler nasıl?
O kadar güzel ki, ilk haftalarda birçok ürün sold out oldu. Çok güzel yorumlar aldım. Uyumlu ve değerleri yüksek bir marka. Parçası olmak benim için gururdu.
Yoğun bir iş hayatın var ve aynı zamanda hem eş hem de annesin. Hepsine nasıl yetişebiliyorsun?
Bence insan isterse her şeye yetişir. Yapı olarak kolay yorulan, boş zaman geçirmeyi seven biri değilim. Ev, işler ve oğlumun okulu birbirine yürüme mesafesinde. Ben genelde fedakârlığı bu konuda yapıyorum; lokasyon olarak dar bir alanda yaşıyorum.
Etek: Adil Işık Mert Aslan Koleksiyonu
Ayakkabı: Saint Laurent
Sosyal medyayı aktif kullanan birisin. Başarında sosyal medyanın etkisi olduğunu düşünüyor musun
Çok büyük bir etkisi var. Sosyal medyada olmasaydım böyle güzel bir kalabalığa ulaşamazdım. Sadece sayı olarak değil, manevi olarak da çok besleniyorum. Yorumlar bazen kırıcı olsa da eleştiriler ve takip ettiğim kişiler beni hep ileri götürüyor.
Merak ediyorum; iş hayatında kırmızı çizgin nedir?
Kendime ve aileme zaman ayıramamak. Ne olursa olsun önce özel hayatım, sonra iş hayatım. Sadece kendim için değil, ekibim için de aynı hassasiyeti gösteriyorum.
Birçok kişi senin gardırobunu kıskanıyor. Peki, sen kimlerin gardırobunu kıskanırsın?
Caroline De Maigret ve Sienna Miller.
Alışverişte nasıl birisin? Bir şey satın almak için kriterlerin neler oluyor?
Yeni çıkan ve trend olan şeyleri hemen alan biri değilim. Markası benim için çok önemli değil. Ama çizgisini sevdiğim markalara öncelik veriyorum. Çok renkli ve desenli parçaları kolay beğenmiyorum. Kumaş içeriklerine ve kalıplara dikkat ediyorum. Aksesuarlarda akılda kalıcı, kıyafetlerde dolapta kalıcı parçalar alıyorum. Özellikle son yıllarda çok daha az alışveriş yapıyorum.
Eşin Türkiye’nin tanınmış, başarılı estetik cerrahlarından. Senin estetikle aran nasıl?
Çok seviyorum ve birçok uygulama da yaptırıyorum, ama işin ucunu kaçırmaktan hep korkuyorum. Bu kadar içinde olmak bazen insanın algısını değiştirebiliyor. Biz kliniği Reha ile beraber kurduk. Sonrasında ben birçok eğitim aldım. Uzman estetisyen, makyaj artisti, medikal ve kozmetik dövme uzmanı, aromaterapist oldum. Güzellik kadınlar için bir tutku. İnsanın kendini mutlu hissetmek için bir şeyler yapması çok güzel. Ben de hem kendi gözümle hem de Reha’nın gözüyle değerlendirerek iyi yaş almak ve iyi görünmek için gerek duyduklarımı yapıyorum. Hem kolay hem de zor aslında. Ben de bir denge kurarak, kendi isteklerime öncelik vererek güzel kalmaya çalışıyorum.
Moda, kozmetik ve estetik dünyasının içinde olman iç dünyanda ‘Mükemmel olmalıyım’ baskısı yaratıyor mu?
Başlarda çok büyük bir baskı hissettim. Öyle ki beş, altı sene önceki fotoğraflarda yüzümdeki dolguya inanamıyorum. Yeni çıktı diye öyle ayakkabılar almışım ki vermek istediğimde “Bunu nasıl giyeceğim?” dediler. Sonra sorgulamaya başladım. “Nasıl istiyorsam öyle olmalıyım; başkaları için yaşayamam” dedim. Bu konuda kendimle çalıştım, hâlâ da devam ediyorum. Artık kesinlikle bu duygudan özgürüm. Kimse mükemmel değil. Neden olalım ki? Bu hayata kaderimizde olanı deneyimlemek, gelişmek için geldik. Eksik olsun ki, yaşamaya sebep olsun.
Beauty Omelett
Güzellik sırların varsa bizlerle paylaşır mısın?
Bu hayatta hiç sırrım olmadı sanırım; hele güzellik konusunda mümkün değil. Cildime iyi bakıyorum; hem içeriden hem dışarıdan. Özellikle derinin üzerinde biriken kirin ve ölü tabakanın düzenli olarak atılması ve yenilenmesi için profesyonel cihazlar kullanıyorum. Temizleme ve nemlendirme benim için olmazsa olmaz ama en büyük ve gizli olmayan sırrım probiyotik şaselerimiz. Yerini hiçbir şey tutmaz.
Tahammül edemediğin; seni çok öfkelendiren şey nedir?
Adaletsizlik.
Bize huzurun resmini çizer misin?
Az insan, çok hayvan, kahve kokusu, güller, mumlar ve sevdiklerimle sağlıklı olduğum anlar.
Asla “Şunu giymem” dediğin bir parça var mı?
Çok iddialı, tüm dikkatleri üzerine çeken kıyafetler.
Sence herkes dilediğini giymeli mi, yoksa giyinmenin kuralları olmalı mı?
Her iki fikir de kendi içinde haklı. Seçemiyorum. Giyinmeyi başkaları için yapılan bir eylem değil kendini ifade etme şekli olarak görürsek; bu özgürlüğü kimsenin elinden almaya ya da sınırlandırmaya hakkımız yok gibi.
Eskiyi, yaşanmışlığı seven birisin. Sen hangi dönemde yaşamak isterdin?
Tüm ilhamımı eskiden alıyorum. 90’lar çok güzeldi, ama 70’lerde yaşamayı çok isterdim.