Siber zorbalık veya siber taciz, günümüzde her yaşta insanın maruz kaldığı bir sosyal problem olarak dikkat çekiyor. Özellikle ergenlik çağındaki gençler için yıkıcı etkilere sebep olabilen ve ciddi bir kaygı nedenine dönüşen siber zorbalıkla başa çıkmak için yapılabilecekleri bir araya getirdik.
Zorbalık aslında son yıllarda duyulmuş bir kavram değil. Özellikle ilkokul ve gençlik yıllarında birilerine can sıkıcı lakaplar takmak, fiziksel görünümünü sert bir tutumla eleştirmek kulağa oldukça tanıdık geliyor değil mi? Bunlar o yaşlarda şaka amacı taşıyor gibi görünse de pek güldürmedikleri kesin. Herkes hayatının o döneminde ya zorbalık yapılan kurban haline gelmiştir; ya da bizzat zorbalığı yapan kişi olmuştur. Dolayısıyla siber zorbalık bunun çevrimiçi ağlar aracılığıyla yapılmış bir versiyonu denilebilir. Kısaca “siber zorbalık” tanımını netleştirmek istiyoruz.
Siber zorbalık nedir?
Teknolojinin hayatımıza kattığı internet yani sanal platformlar aracılığıyla telefon araması, mesaj, sosyal medya hesapları, mail sistemi üzerinden bir başka kişiyi rahatsız edecek, özel hayatına müdahale içeren ve tedirginliğe yol açan davranışları siber zorbalık olarak tanımlayabiliriz.
İşte siber zorbalığı önlemek ve siber zorbalıkla başa çıkmak için yapabilecekleriniz:
İçindekiler
Kişisel bilgilerinizi ve fotoğraflarınızı koruyun.
Telefonunuzda, maillerinizde ve sosyal medya hesaplarındaki mesajlar kısmında özel bilgilerinizi tutmamaya çalışın. Kendi rızanızla yaptığınız sürece telefonunuzla istediğiniz fotoğrafı çekip dilediğiniz kişiye gönderebilirsiniz. Bu konuda kimse sizi yargılama hakkına sahip değildir. Bunun da altını çizerek; fotoğraflarınızı güvendiğiniz kişilerle paylaşmanın olası siber tacizlerin önüne geçeceğini hatırlatmakta fayda var. Çünkü ne yazık ki, herkes sizin kadar kişisel gizliliğe saygılı değil.
“Siber zorbalıktan neden bu kadar etkileniyorum?”
Siber zorbalığın en sık rastlanan şekli aslında sosyal medya hesaplarında yapılan yorumlar. Özellikle de yüksek takipçiye sahip kişilerin fotoğraflarının ve paylaşımlarının altında, anonim hesaplar ya da sahte hesaplar tarafından yapılan sınırları aşıcı yorumlara rastlamanız mümkün. Siber zorbaların en sevdiği konu başlığı ise fiziksel görünüm!
Bu şekilde bir siber zorbalığa uğrayan çoğu kişi ilk olarak kendisini suçlayabiliyor. “Neden bu yoruma bu kadar kızdım?” diye düşünerek ardından “gerçekten burnum yamuk mu, kilo mu vermeliyim/ almalıyım, çok mu çirkinim” gibi uçsuz bucaksız soruların zihninize hücum etmesiyle, bunu daha da ilerleterek kendinizi; “özgüvensiz miyim, komplekslerim mi var, psikolojik yardım mı almalıyım” gibi sorulara yanıt ararken bulabilirsiniz.
Oysa hepsinin yanıtı koca bir hayır! Oldukça güzelsiniz; burnunuza siz yamuk olduğunu düşünüyorsanız ve siz istiyorsanız elbette estetik müdahale yaptırabilirsiniz. Kilo durumunuz sadece sizi rahatsız ediyorsa kilo almalı ya da vermelisiniz. Yapılan kaba yorumları kişisel olarak algılamamaya özen gösterin. Görünüşünüzden ve fikirlerinizden şüphe etmeyin; çünkü inanın bu yorumların nedeni sizin değil, yorumu yapan kişinin yaşadıkları ve sahip olduklarıyla/ olamadıklarıyla ilgili.
Bir başkasının kaba yorumlar yapma cüretini göstermesinden rahatsızlık duymanız oldukça normal. Bu özgüvensiz olduğunuz, kompleksler taşıdığınız anlamına gelmiyor. Sosyal medyadaki yorumları muazzam ölçüde ciddiye alıyorsanız ve bu hayatınızın her alanını etkilemeye başladıysa ancak o zaman kendi isteğinizle psikolojik bir danışmanlık alabilir, böylece zihninizi rahatlatabilirsiniz.
Ya da daha basit bir önlem olarak; siber zorbalık içeren yorumların önüne geçmek için çoğu sosyal medya platformunun sunduğu “yorumları sınırlandırma” seçeneğine de başvurabilirsiniz.
Kötü yorumlara cevap vermeyin.
Size yapılan kötü bir yoruma misilleme yaparak yanıt vermek sadece durumu daha da kötüleştirecektir. Bazen sabrınızın sınandığını biliyoruz; ancak sizi o zorba kişiden farklı kılan özelliğiniz de saygılı bir insan oluşunuz, bunu unutmayın.
Sizi rahatsız eden yorumları tekrar tekrar okumayın. Bu yalnızca öfkenizin artmasına yol açar. Dilerseniz yorumu silebilir, sürekli olarak aynı kişi tarafından rahatsız ediliyorsanız da hesabı engelleyebilirsiniz. Ancak o kişinin beş dakika içerisinde başka bir profille geri dönebileceğini unutmayın.
Siber zorbalık aslında bir nevi şahsınıza karşı yapılan dedikodunuz gibidir. Yani ne yazık ki bunun kesin bir çözümü yoktur. Bu nedenle en iyisi onunla başa çıkmak, görmezden gelebilmeyi başarabilmektir. Elbette sınırları aşan ve yasal haklarınızı aramanızı gerektirecek siber zorbalıklar ve tacizler dışında!
Sosyal medyaya kısa molalar verin.
Sosyal medyadan bağımsız geçirdiğiniz saatlerin tadını çıkarın. Her gün belli saatlerde bilgisayardan ve telefondan uzak vakit geçirin. Fişlerini çekin, cihazları kapatın. Asıl yaşamınıza, sizi olumlu/ olumsuz yanlarınızla seven, gerçek halinizle tanıyan, yargılamayan gerçek sevdiklerinize ve kendinize vakit ayırın. Çünkü günün sonunda aslında sadece bu insanların sizin hakkınızdaki fikirlerini gerçekten önemsiyor ve en çok onlara güveniyorsunuz, öyle değil mi?
Çevrenizdeki çocuklarla siber zorbalık hakkında konuşun.
Çocuğunuz, küçük kardeşiniz, yeğenleriniz, kuzenleriniz… Çevrenizdeki çocukları ve gençleri siber zorbalığın tehlikeleri konusunda bilinçlendirmeyi unutmayın. Hem bir siber zorbaya dönüşmemeleri, hem de mağdur olmamaları için sınırlarını onlara hatırlatın.
1 Dakikada “Siber Zorba Mıyım” Testi!
Bu yazı ilginizi çektiyse, başlığa tıkladıysanız ve buraya kadar okuduysanız yüksek ihtimalle “insanlara neler yaşatıyorum bakalım” diyerek keyif alan sosyopat bir siber zorba değilsinizdir. Ama biz yine de herkesin sosyal medya yorumları sırasında uygulaması gerektiğini düşündüğümüz bir ipucunu paylaşacağız!
Diyelim bir fotoğrafa ya da bir gönderiye yorum yazdınız. Bu yorumu herkesle paylaşmadan önce 1 dakika boyunca telefon, tablet ya da bilgisayarınızı bir kenara bırakın. Bu sürenin ardından yazdığınız yoruma bir göz atın. Kendinize “bu yorumu bana biri yazsaydı nasıl hissederdim” diye sorun. Sosyal medyadaki varlığınızda empati duygunuzu geliştirecek bu minik testi uygulamanızı istiyoruz. Herkesin kendisine bu soruyu sorduğu ve ona göre etkileşim kurduğu bir sosyal medya sizce de harika olmaz mıydı?