Evliliğin yazılı kuralları yok. Kimi ihmalden şikâyet ediyor kimi fazla ilgiden… Bunlara kıskançlık ve ihanet gibi maddeler de eklenince, ortaya çok farklı dinamikler çıkıyor. Bazıları ise evliliklerinde seksten başka paylaşımları olmadığından söz ediyor. ‘Peki, seks zaten evliliğin temel taşı değil mi? O halde neyi tartışıyoruz’ demeyin. Yaşayanlara kulak verin!
Bir evlilik düşünün; yıllardır devam ediyor ve görünürde her şey muhteşem. Her iki taraf da herhangi bir sıkıntı hissetmiyor. En önemlisi anlatmakla bitiremedikleri muazzam bir cinsel hayatları var. Sonra bir gün geliyor, taraflardan biri durup düşünüyor ve yaşananın hiç de zannettiği gibi olmadığını anlıyor. Buna rağmen ne yapacağına karar veremiyor ve hiç istemeden evlilik dışı bir ilişkide karar kılıyor. Hayatından memnun mu? Hayır! Ancak elinden o an için sadece bu geliyor.
Evet; evliliklerinde seks hayatının bitmiş olduğundan yakınan sayısız çiftin yanı sıra bir de seksten başka hiçbir paylaşımları olmadığını anlatanlar var. Şaşırtıcı değil mi? Ama durun, aklınıza yanlış bir şey gelmesin. Bu durumda olanlar da mutluluktan uçmuyorlar ne yazık ki. Duygusal ve sosyal paylaşımları olmadığının farkındalar ve büyük bir boşluk hissediyorlar. Aralarında istisnalar da var tabii… Onlar da gidişata teslim olmuş gibi görünüyor, en azından şimdilik. Burada durup düşünülmesi gereken, ilişkilerdeki paylaşımların neden kısa ya da uzun vadede tükendiği. Yanlış olanı sürdürmekte bizi zorlayan ne? İşte burada psikoloji işin içine giriveriyor. Hem bireyin hem ilişkinin psikolojisi… Çiftlerin sözlü ya da sözsüz anlaşmaları da devreye giriyor ve birlikteliği şekillendiriyor. Taraflar farkına dahi varmadan yeni şartlara ayak uydurmuş buluyorlar kendilerini.
İlginç olan ise kiminin ilişkiyi bir gün bile şikâyet etmeden devam ettiriyor oluşu. Geri kalanların sayısı ise parmakla sayılacak kadar az. Onlar da işin içinden nasıl çıkacaklarını bilemeden bir anlamda kendilerine göre çözüm üretiyorlar. Bu çözümlerin başında ise ihanet var. Evliliğinde bulamadığı duygusal doyumu dışarıda aramaya başlayan eşler, olan bitenin ayrılmaya yol açacak boyutta olduğunu ya anlamıyor ya da bu seçeneği çeşitli nedenlerle yürürlüğe sokmuyor. Bu kez onlar da ilk gruba dâhil oluyor ve ‘gittiği yere kadar’ formülünde buluyorlar rahatı.
Oysa her sorunun bir çözümü var. Evlilik danışmanları, mahkemeden geri çevirdikleri vakalardan bahsediyorlar. O halde bunalıma girmek ya da her şey güllük gülistanlıkmış gibi davranmak yerine duygusal ve sosyal paylaşımı yeniden edinmek için biraz çaba sarf etmek gerekiyor belki de.
IŞIL ŞAN – EV KADINI – 41 YAŞINDA
‘Zamanla gözüm açıldı ve seksin de bir süre sonra yetmediğini gördüm.’
“Eşimle tanıştığımda 19 yaşındaydım. İki yıl büyük bir aşk yaşadıktan sonra evlendik. Baştan itibaren müthiş bir ten uyumumuz vardı. Bu durum ergenlik çağında iki çocuğumuz olmasına rağmen hiç hız kaybetmeden devam ediyor. Evlilik hayatımıza gelince… Akşam yemeklerinde aynı sofrada oturmak ve çocukların okul durumunu konuşmak dışında hiçbir ortak noktamız yok. Özel ilgi alanlarımız bambaşka. O belgesel ve fotoğrafla ilgileniyor, bense günlük işler ve arkadaş grubu organizasyonlarıyla… Baş başa kaldığımız zamanlarda karşılıklı kanepelere uzanıp dizi seyrediyoruz ama hiç konuşmadan… Ardından ben telefonun başına geçip arkadaşlarımı arıyorum, o ise Instagram’da zaman geçiriyor. Yatma zamanı gelene kadar böyle devam gidiyor. Yatağa girdiğimiz anda ise bambaşka bir boyutta alıyoruz soluğu. Fantezilerle dolu harika bir seks yaşantımız var.
Bundan çok kısa bir süre öncesine kadar evliliğin bundan ibaret olduğunu zannediyordum, dolayısıyla hayatımdan son derece memnundum. Zamanla gözüm açıldı. Arkadaşlarımın evlilikleri bambaşkaydı çünkü. Eşleriyle sohbet edebildiklerine, kahkahalarla gülüp eğlendiklerine dikkat etmeye başladım. Ben gururla haftada en az iki kere eşimle seks yaptığımı anlatırken onlar, bunu pek umursamıyorlardı. Bir arkadaşım eşiyle tüm akşam tavla oynayıp çok eğlendiklerini anlatıyordu örneğin. Bir diğeri, sabah uyandıktan sonra en az yarım saat yatakta sohbet ettiklerini söylüyordu. Oysa ki ben, eşimin belgesel hikâyelerine, internette rastladığı enteresan bilgileri paylaşmaya çalışmasına dayanamıyordum. Aynı şekilde, o da arkadaşlarımla ilgili bir şey duymak istemiyordu benden. Bir anda kafama dank etti; evliliğimde büyük bir gedik vardı ama ben bu arayı seksle kapatabildiğimi zannetmiştim bugüne kadar. Derken onunla konuşmaya karar verdim ama neresinden başlayacağımı bile bilmiyordum. Bunca yıldır bir kere bile ilişkimizle ilgili konuşmamıştık ki… Birkaç kere denedim ama maalesef olmadı. ‘Ben senin kocan değil miyim? Bunca yıl sonra seni aynı heyecanla istiyor olmam hoşuna gitmeli’ diye susturdu beni. Sonunda ipin ucunu bıraktım. Şu anda hayatımda başka biri var. Saatlerce sohbet edebildiğim, benimle ilgili konuları gerçekten merak eden, her türlü sıkıntımda yanı başımda bulabildiğim biri… Evli ve çocuklu olmasına rağmen bana zaman ayırabiliyor. Bugüne kadar sadece üç kere beraber olduk. Geri kalan zamanlarda koyu sohbetlere dalıyoruz ve birlikte gözlerimizden yaş gelene kadar gülüyoruz. Eşimle seks hayatıma gelince… Merak etmeyin, aynı hızda devam ediyor.”
GÜLSEN DEMİR – İŞLETMECİ – 33 YAŞINDA
‘Yatakta adeta cenneti yaşıyorum ve bu da bana yetiyor!’
“On yıl önce büyük bir aşkla evlendim. Eşimi çok seviyorum ama ilk zamanlardaki yakıcı aşktan eser kalmadı. Buna rağmen tahtaya vurarak söyleyebilirim ki seks hayatımız muhteşem. Yatakta adeta cenneti yaşıyorum. Çocukları uyutup yatağa girmek için sabırsızlanıyorum neredeyse ama hepsi o kadar! Konuşacak hiçbir şeyimiz yok, zaten buna gerek de yok. Sohbete girdiğimiz zaman konu dönüp dolaşıp rutinlere geliyor. Bu da beni boğuyor doğrusu. Sanal dünyada daha çok eğleniyorum. Facebook ve Twitter’da harika zaman geçiriyorum. Tabii ki, her evli çift gibi bizim de ortak konularımız var; çocukların okulu, eşe dosta alınması gereken hediyeler gibi. Bana yetiyor mu? Evet! Geçtiğimiz günlerde internette bir arkadaşımla sohbet ederken yanıma gelip kendi işiyle ilgili bir şeyler anlatmaya başladı. Birkaç dakika sonra sıkıldığımı fark ettim. Böyle bir paylaşıma gerek duymuyorum çünkü. Ne kadar böyle devam eder bilmiyorum ama şimdilik hayatımdan son derece memnunum. Evliliğimi bitirmek ya da başka bir boyuta taşımak gibi bir isteğim yok doğrusu. Yaşlanınca ne yapacağımı şimdiden düşünmek istemiyorum. Ona, o zaman bakarız artık.”