Anaslide

RÖPORTAJ: ÇAĞLAR ERTUĞRUL

caglar-ertugrul-2 Çocukluğunuza dair sakladığınız bir eşyanız var mı? </strong> Lego delisi olduğumu söyleyebilirim. Babam gittiği her yurt dışı seyahatten bana lego getirirdi. Hepsini saklıyorum. İleride büyük bir evim olursa içine lego’lardan bir şehir kurmak istiyorum. Trenler, uçaklar, hatta akvaryumun dibinde batık bir şehir… Yönetmenliğe de ilgi duyuyorsunuz, gelecek planlarınız arasında yer alıyor mu? Filmlere bütünüyle dâhil olmak çok hoşuma gidiyor. Çorbada benim de tuzum olsun istiyorum. Yönetmenlerin yanı sıra oyuncuların hayatını da çok merak ediyordum. Oyunculuğa; ‘Yapabilecek miyim’ diye başladım. Şimdi işin mutfağındayım. İleride yönetmenlik eğitimi de almak isterim. Birlikte rol almak istediğiniz oyuncular ya da yönetmenler kimler? Keşke Kemal Sunal ile tanışma fırsatım olsaydı. Onun dışında Cem Yılmaz ve Vahide Gördüm ile çalışmayı çok isterim, yurt dışından da Jack Nicholson, Cate Blanchett ve Kate Winslett diyebilirim. Yönetmenlerden ise Martin Scorsese, Guy Ritchie ve David Fincher. Paul Thomas Anderson’ın da çok iyi bir oyuncu yönetmeni olduğunu düşünüyorum. 10. Sevdiğiniz bir yönetmenin filminde rol alabilseydiniz hangisini seçerdiniz? David Fincher’ın Dövüş Kulübü efsane bir proje. Onun bir parçası olmak isterdim. Ben hayal kurmayı severim aslında. ‘On yıl sonra Amerika’ya gitsem ve Süpermen filmi yeniden çekiliyor olsa ben de seçmelerine katılırdım’ diye düşlerken filminin yakında vizyona gireceğini öğrendim. Yapabilseydiniz hangi süper güce sahip olmak isterdiniz? Bütün dilleri kendi aksanıyla konuşabilmek isterdim. İnsan ömrü çok kısa, dünyadaki her şeyi görmeye ve tatmaya yetmiyor. Öğrenilecek ve tanıyacak çok fazla kültür ve dil var. Kendinizle barışık mısınız? Barışık olmaya çalışıyorum. Çok melankoliğimdir ama son birkaç yıldır hayatı olduğu gibi kabullenmeye başladım. Elimde olmayan nedenler için artık çok fazla üzülmüyorum. Sadece kendi hayatımla ilgili aldığım kararlardan sorumluyum. Hayatla ilgili kabul edemedikleriniz neler? Pişmanlıklar, aşk acıları… İnsanın ‘keşke’ diyeceği çok fazla an var. Tek bir noktaya takılıp kalmamak gerek. Maddiyat mı maneviyat mı? Maneviyat aslında. Yazar Chuck Palahnuk’un Dövüş Kulübü’nde anlattığı felsefeye katılıyorum. Ne kadar az bağımlı olursak o kadar özgür oluruz. Artık satın aldıklarımız bize sahip olmaya başladı. O yüzden maddiyata çok fazla önem vermemek gerekiyor. Şu an sahip olduğunuz standartların daha azıyla hayatınızı devam ettirebilir misiniz? İstanbul’da çok zor. Mesela senaryolarımı okuyabilmek için telefonumu değiştirmem gerekti. Hayat ve çalışma ortamım beni şu anki koşullara zorluyor. Standartlarımız ihtiyaçlarımızı belirliyor. Oysa şu an Çeşme’de olsam iki tişört ve bir şortla üç ayımı geçirebilirim. Bir kadında sizi ne etkiler? İlk izlenim denen bir olgu var. Herkes ilk başta dış görünüşe bakar. Çekicilik, güler yüzlülük ve samimiyet de bunların başında geliyor. Sadece güzellik yeterli olmuyor, bazen biriyle konuştuğunuzda söyledikleri bile sizi kendinden soğutmaya yetebiliyor. Sahip olduğu birikim, zekâ ve genel kültür de çok önemli. Modayla aranız nasıl? Açıkçası bu aralar çok fazla ilgi gösterebildiğimi söyleyemem. Sabahın köründe hemen sete gitmem gerektiği için elime ne geçerse onu giyip çıkıyorum. Kıyafetlerime dikkat edecek zamanım pek olmuyor. Modayı, özellikle de aksesuar trend’lerini yakından takip etmeye çalışıyorum. Aslında spor ve rahat giyinmeyi tercih ediyorum. Klasik tarzı sevsem de takım elbise ve kravat giyeceğim bir ortamda çok fazla bulunmuyorum. Böyle bir fırsat karşıma çıktığında ise hemen kendimi şımartıyorum. Çamaşırlarınızı kendiniz mi yıkarsınız? Hopa’da mecburen yıkatıyoruz ama normalde kendim yapıyorum. Her işimi kendim görürüm. Yalnız başıma hayatımı devam ettirebilirim. Bence her erkek bunu yapabilmeli… Bir erkeğin tek başına yaşayamaması çok komik bir durum. Bunlar sanki kadınların göreviymiş gibi bir algı var ama aslında kendinize gösterdiğiniz saygının belirtisi. Ben yıkamazsam ne olacak? Çamaşırlar dağ gibi birikecek. Bu bir ihtiyaç zaten. Bir tek ütü konusunda beceriksizim, bu konuda yardım aldığımı itiraf etmeliyim. Favori bir yemek tarifiniz var mı? Çin usulü etli ya da tavuklu sebze yapmayı severim. İnternetten farklı tarifler bulup pişiririm, sonra da afiyetle yerim. İnsanın kendi kendini besleyebilmesi güzel bir şey, sürekli sipariş vererek olmuyor.