“Koleksiyonlarımı kullananlar çoğunlukla iddialı kadınlardır” diyen ünlü tasarımcı Renaud Pellegrino’yu daha yakından tanımaya ne dersiniz?
Aksesuar tasarımında “rengin ve formun büyücüsü” olarak tanımlanıyorsunuz. Renk, form ve malzeme arasında nasıl bir ilişki kuruyorsunuz?
Markamın DNA’sını renklerin güçlü kontrastları oluşturuyor. Ben Fransız Rivierası’nda büyüdüm ve ilham kaynağım şüphesiz ki yaşam. Bölgenin benzersiz ışığına, renklerine ve manzarasına hayran kalmamak elde değil. Tasarımlarımın bu kadar renkli olmasının sebebi de bu. Kurallara inanmıyorum, çantalarımın formlarını yaratma sürecim organik bir biçimde tamamen soyut bir düşünceden doğuyor. Beni etkileyen her zaman objelerle renkli taşların ilişkisiydi.
Çantalarınızın Angela, June, Judy ve Stella gibi isimleri var. Bu isimler nereden geliyor, bir çantanın isminin ne olacağına nasıl karar veriyorsunuz?
Çantaların isimlerini etrafa yaydıkları enerjiye ve karakterlerine göre belirliyorum, yani isimler tanıdığım insanlardan gelmiyor. Mesela June çok yuvarlak hatlı, Stella ise bize yıldızları anımsatıyor. İsimler aklıma tasarım tamamlanınca geliyor, onları gözlemleyip enerjisini hissedince karar veriyorum.
Tasarımlarınız arasında sizin için en özel olanı hangisi, hikayesi nedir?
Hepsini sevdiğim için bu gerçekten zor bir soru! Angela, June, Judy ve Stella gibi mücevherlerle süslenmiş heykel formlu çanta tasarımlarımı çok seviyorum. Kullandığımız tüm taşlar tamamen kendi tasarımımız ve özel yapım. Her biri evinizde sergileyebileceğiniz bir sanat eseri gibi değerli.
Favorim tasarladığım ilk çanta olan, din adamlarının şapkasından ilham aldığım ve dünyanın her yerinden çanta severler tarafından ilgi gören “Cardinal.” Bu tasarım özellikle özgün bir aksesuarla ön plana çıkmak isteyen Amerikalı müşterilerimin ilgisini çekti. Daha sonra mini Cardinal’den gündüz kullanımı için büyük olana kadar farklı boyutlarını piyasaya sürdük. Günümüzde Cardinal en ikonik çantamız ve hâlâ en çok satan tasarımlarımızdan.
Web sitenizde “couture çantalar” sekmesi bulunuyor. Nedir couture çanta?
Couture çantalar yaratıcılık ve farklı tasarımcıların “savoir-faire” birleşiminden oluşan başyapıtlardır. Saatler süren yaratım süreci bir couture çantayı benzersiz kılar. Renaud Pellegrino’nun özel tasarım çantaları benzersiz şekilleri ve kullanılan değerli malzemeleriyle öne çıkıyor. Örneğin kristaller, inciler ve tüylerden oluşan minaudiere gece çantamız, Moulin Rouge’un ünlü tüy üreticisi Maison Février ile iş birliği içinde yapıldı.
Peki sizce bir çantayı it-bag yapan özellikler nedir?
“It-bag” jenerasyondan jenerasyona aktarılabiliyor ve sahibinin hayatına eşlik ediyor olmalı. Pratik olmasının yanı sıra kadın siluetini süslerken vücut dilini de yüceltmeli. Canlı tonlarda veya koyu renk, renkler benim için çok önemli olsa da çantanın formu şüphesiz başlangıç noktam. Örneğin “Cardinal” tasarımım bunu mükemmel bir şekilde anlatıyor. Formu sade, benzersiz ve çok kullanışlı. Cardinal’ı bilekte taşımak sahibine ayrıcalıklı bir duruş katıyor. Kadınların tasarımlarımı taşırken takındıkları tavrı gözlemlemeyi çok seviyorum.
Markanızı oluştururken “Renaud Pellegrino kadını” personası çalıştınız mı, bu kadını nasıl tanımlarsınız, nasıl bir stile sahip?
Ben bütün kadınları seviyorum ve her biri için tasarlıyorum. Benim koleksiyonlarımı kullanan kadınlar çoğunlukla iddialı ve özgünlüklerini ön plana çıkarmaktan çekinmeyen kadınlar. Modayı seviyorlar ancak endüstrinin dayattığı kalıpları takip etme zorunluluğu hissetmiyorlar. Hepsi ürünlerde zanaatkarlık ile zamansız ve cüretkar bir kalite arayan karakterler. Büyük markalar ve logolardan ziyade tasarımcılara ilgi duyuyorlar.
Yves Saint Laurent çatısı altında çalışmak nasıl bir deneyimdi? Kariyerinizin erken dönemleri bugünkü vizyonunuza nasıl katkı sağladı?
Yves Saint Laurent’in yanı sıra Ungaro, Guy Laroche, Harry Winston ve Baccarat gibi birkaç büyük isim ile çalıştım. Monsieur Yves Saint Laurent ile geçirdiğim sekiz sene boyunca onun vizyonunu destekledim. Bana çok şey öğreten bu denli yetenekli bir adamla çalışmak benim için paha biçilemez bir deneyimdi.
Geçtiğimiz aylarda Türkiye’de Beymen mağazalarında sunulmaya başladınız ve bu özel lansmana bizzat katıldınız. Türk kadınlarının stiliyle ilgili izlenimleriniz neler oldu?
Geçtiğimiz Mart ayında Zorlu Center Beymen mağazasında çok keyifli bir lansman etkinliği düzenledik. Türk kadınlarının güzelliğinden, sofistike duruşlarından ve stilinden çok etkilendim. Kadınların hâlâ gece kıyafetleri giydiğini ve gece çantaları taktığını gözlemlemek beni çok mutlu etti. Son yıllarda kaybolmaya yüz tutan bu alışkanlığın yeniden canlandığını görmek çok güzel!
Son olarak önümüzdeki günlerde yeni projeleriniz olacak mı, Renaud Pellegrino’yu neler bekliyor?
Sonbahar/Kış 2022 koleksiyonunu çıkardığımızda kadınların tepkisini merakla bekliyorum. Geçen Mart ayında İstanbul’dayken yakaladığım güzel anları ve anılarımı yansıtan “Mediterranean Odyssey” temasıyla İlkbahar/Yaz 2023 koleksiyonumuz için de beklemede kalın!