Prenses Diana’nın yakın çevresi ve sevenleri tarafından bilindiği üzere hayatının aşkı olan kalp cerrahı Hasnat Khan, 25 yıllık sessizliğini geçtiğimiz aylarda bozdu.
Khan verdiği röportajda, Diana`nın büyük ses getiren Panaroma programına çıkartılmak için nasıl bir komploya maruz kaldığının farkında olduğunu ve o dönem bunu yapmamasına dair tavsiyelerde bulunduğunu ve ilişkilerine dair de kısa açıklamalarda bulundu.
Khan, BBC Panorama programında Diana’nın her şeyi anlatmamasını tavsiye ettiğini ancak Diana’nın ne yaptığını bildiği yönündeki ısrarını da ifade etti.
Diana için bu röportaj, mevcut evliliğinin sonuydu. Hasnat, Diana`nin, Charles’ın Camilla ile medyada görünmeden ve medya baskısı olmadan dilediğince vakit geçirebilirken, kendileri icin bu durumun asla mümkün olamadığı gerçeğine üzüldüğünü belirtti. Programın tahmin edilen sonucu olarak; Diana ve Charles’ın evliliği bir süre sonra sona ermişti.
Peki, Prenses Diana`nın uğruna her şeyi feda edebilecek kadar sevdiği adam, Hasnat Khan kimdi, büyük aşk neden sona erdi?
Hasnat Khan 1958 yılında dünyaya gelmiş Pakistanlı bir Kalp Damar cerrahıydı. Diana ile tanışmaları, 1995 yılının Eylül ayında Londra ‘da ki Royal Brompton Hastanesinde gerçekleşmişti. Diana kalp ameliyatı geçiren bir arkadaşını ziyarete gelmiş ve arkadaşının ameliyatında bulunan cerrahlardan biri de olan Dr. Hasnat ile bu vesileyle tanışmıştı. Arkadaşlarına göre Diana görür görmez Hasnat’tan çok etkilenmiş ve hastaneye üç hafta boyunca çeşitli bahanelerle ziyarette bulunmuştu.
İlişkilerinin başında aşklarını çok gizli tuttukları, Hasnat, işe gittiğinde Diana`nın hastaneyi “Dr. Armani” adıyla arayıp Hasnat ile konuştuğu ilişkiye dair bilinen detaylar arasında. Birlikte dışarı çıktıklarında sıradan insanlar gibi bir ilişki yaşamak için, Diana`nın bazen siyah bir peruk ve koyu renk güneş gözlükleri ile kendini gizlediği, Hasnat’ın Kensington Sarayı’na geldiği zamanlar ise arabanın içinde bir battaniye ile üstünü örterek gizlice geçiş yaptığı bilinen hikayeler arasında.
Bu gizliliğin temel kaynağı ise Hasnat’ın Diana’nın sahip olduğu şöhret dünyasına girmek istememesi olarak açıklandı.
Haftada 90 saat çalışan ve eve gittiğinde dinlenmek, hobileriyle ilgilenmek gibi basit istekleri olan Hasnat bu durumun yürümeyeceğini düşünse de Diana “hayatının aşkı” olarak gördüğü bu adam için eve gelip temizlik yapmaktan, yemek pişirmeye, bulaşık yıkamaya kadar pek çok işi severek yapıyor, normal ve sıradan hayatına nasıl adapte olabildiğini ispat etmeye çalışıyordu. Çünkü, onun için sevdiği ve sevildiği bir ilişkinin içinde olmaktan önemli bir şey olamazdı, bunun için de her türlü fedakarlığı yapabileceğini düşünüyordu.
William ve Harry ile de tanışan Hasnat, çocuklar tarafından çok sevilmiş, özellikle William kendisinin bir cerrah olmasını çok ilginç ve merak uyandırıcı bulmuş, Hasnat ‘a sürekli tıbbi sorular sorması aralarında farklı bir bağ oluşmasına sebep olmuştu.
Hasnat’ın kuzeninin eşi ve Diana’nın arkadaşı Jemima Khan bir röportajında, Diana’nın Hasnat’a delicesine aşık olduğunu ve birlikte Pakistan ‘a taşınıp evlenmek istediğini de söylemişti. Mayıs 1996’da, ölümünden bir yıl önce, gerçekten Pakistan ‘a gidip Hasnat’ın ailesi ile tanışan Diana, Hasnat’ın katı ve muhafazakar ailesinden malesef onay alamamış, sonrasında Hasnat’a ilişkilerini tüm dünyaya açıklama konusunda baskı yapması sonucunda da ikili iki yıllık ilişkilerini sonlandırmışlardı.
Hasnat ile ayrılığından bir süre sonra Diana, Dodi El-Fayed ile romantik bir ilişki yaşamaya başlamış ve malesef trajik bir araba kazasi her ikisinin de sonu olmuştu.
Bugün bile çoğu kişi, Diana’nın bunu sadece Hasnat’ı kıskandırmak için yaptığını söylüyor ve Diana’nın ölümünün ardından, uzun yıllar sonra Hasnat’ın verdiği röportajda “Eğer ona barışmak isteyip ilişkimizi açıklamak istediğimi söyleseydim ilk uçakla Fransa’dan yanıma gelirdi.” ifadeleri de bu yorumu destekliyor. Bir rivayete göre de Diana’nın Paris’te son kez Hasnat’ı telefonla aradığı ve Hasnat’ın bu telefona cevap vermemesiyle son umudunu kaybettiği de konuşulanlar arasında.
Kraliyet yazarı Ingrid Seward, “Bu sıradan bir kaçamak değil, gerçek bir aşk hikayesiydi. Hasnat’la evlenmeyi ve bir kız çocuğunun olmasını çok istedi. Farklı etnik kökenlerin birleşiminin harika bir aile olacağını düşünüyordu.” diye belirtirken; Diana’nın eski uşağı Paul Burrell, Seward ile aynı fikri paylaşıyor, “Hayatının aşkı, onunla birlikte ölen ve 30 gündür birlikte olduğu Dodi değil, Hasnat’tı. Bence kaza olmasaydı Hasnat’la olan aşkını yeniden alevlendirirdi. Belki bu ilişki yine evliliğe gitmezdi ama ona ve hayatına daha fazla mutluluk verebilirdi.” şeklinde düşüncelerini dile getiriyordu.
Khan, Diana`nın ölümüyle birlikte derin bir sessizliğe gömüldü. Gazetelerin ve yayıncıların yoğun baskısına rağmen bu özel hikayeyi kimseyle paylaşmayı tercih etmedi. İki yıllık ilişkileri boyunca, hiçbir şekilde medyada ilişkilerini kabul eden bir açıklama yapmamalarına rağmen, Hasnat, Diana’nın Westminster Abbey’deki cenaze törenine katıldı. Mart 2008’de ise Lord Justice Scott Baker’ın Diana’nın ölümüyle ilgili soruşturmasına yaptığı yazılı açıklamada, ilişkilerinin 1995 yazının sonlarında başladığını doğruladı.
Bu açıklamada, evlenmekten bahsetmiş olmalarına rağmen, medyanın kaçınılmaz ilgisinin bu ilişkiyi “cehenneme” çevireceğine ve Diana’nın ölümüne neden olan araba kazasının da trajik bir kaza olduğuna inandığını söyledi.
Yıllarca İngiltere’de kalp cerrahı olarak yaşamına devam etti, ancak soruşturma tüm hızıyla devam ederken, ailesinin Pakistan’daki evine geri döndü.
Ayrılmasının, soruşturmada ifade vermek üzere çağrılması ihtimaliyle ilgisi olmadığını söyledi. Ancak Daily Mail ile yaptığı nadir bir röportajda, “Bana verilen tavsiyenin, yurt dışındaysam aranamayacağım söylenmişti.” şeklinde itiraf etti.
Hasnat, 2006 yılında ailesinin baskısıyla Pakistan`ın ileri gelen ailelerinden birinin 20 yaşındaki kızı Hadia Sher Ali ile Pakistan’da gösterişli bir törenle evlendi. İki yıldan kısa bir süre sonra ilişkilerinin devam edemeyeceğini düşündükleri için bu evlilik boşanmayla sona erdi.
Hasnat, Diana ile Pakistan’daki evini ziyaret etmesi de dahil olmak üzere ilişkisinin bazı ayrıntılarını açıklamaya istekli olsa da, ikisinin neden ayrıldığını asla açıklamadı. Daily Mail’e bir keresinde “Üzgünüm ama bu hakkında konuşamayacağım bir şey” dedi.
Kim bilir belki bütün gerçekleri söyleme cesaretinde olanlar bir gün ortaya çıkar ve tüm dünyanın hayran olduğu güzel ruh, Diana’nın hakkındaki belirsizlikler bir cevap bulur…