Sevdiklerimizle uzun masalarda buluşarak sohbet etmeyi, tatillere çıkmayı, dünyayı gezmeyi, konserlere gitmeyi hepimiz özledik. Ancak tüm bu özlem, bazı kişileri pandemi sonrası eski normaline dönme konusunda endişeli hissetmekten alıkoymuyor. Uzmanlar son dönemin en yaygın şikayetleri arasında bu durumu gösteriyor.
Kapak karesindeki film: La boda de Rosa
Tüm dünya hızlı bir şekilde aşılanmaya devam ederken, “o eski günler”in artık çok da uzakta olmadığının bilincindeyiz. Virüsün tanıdık hale gelmeye başlaması, direncimizin aşı sayesinde artması ve ağır hasta- ölüm vakalarının azalması elbette muhteşem bir gelişme. Öte yandan yaklaşan normalleşme ile; eski iş düzenlerine dönmek, kalabalık etkinliklerde bir dolu insanla birlikte olmak uzun zamandır evde vakit geçiren bizler için pek çok kaygıyı da beraberinde getirebiliyor. Bu konuda işinize yarayabilecek bazı konulara ve bakış açılarına değinelim.
Kaygılarınız oldukça normal.
Öncelikle uzmanlar biraz endişeli hissetmekte haklı olduğunuzu belirtiyorlar. Sonuçta önümüzde koskoca bir belirsizlik var, öyle değil mi? Belirsiz olan her konu da soru işaretlerini beraberinde getirir. Ancak bu kaygılarınız psikolojik anlamda üstesinden gelemeyeceğiniz bir boyuta ulaşırsa bir psikologla görüşmek, sizi eski dünyanıza adapte olurken çok daha rahat hissettirecektir.
Çevrenizdekilerden anlayış rica edin.
Çevrenizde sizi planlarına dahil etmek isteyecek, özlem dolu arkadaşlarınız olacaktır. Onlara adapte olmakta güçlük çektiğinizi ve endişeleriniz olduğunu açıkça dile getirin. Daha büyük bir plan yapmaktansa endişeli hissetmeyeceğiniz sakin bir ortamda yemeğe çıkabilirsiniz. Belki yemekte o kadar rahat hissedersiniz ki, ardından bir kulübe gitme fikri sizden çıkar, ne dersiniz?
Kademeli olarak normalleşin.
Pandemi ve virüse dair en büyük tehdit kalabalık ortamlardı. Hal böyle olunca, normal hayatınıza döndüğünüzde kalabalık bir ortama girme fikri sizi tedirgin edebilir. Bunu aşamalı olarak yapmanızı öneriyoruz. Örneğin, bir gün öğlen saatlerinde bir parkta yürüyüşe çıkın. Bir sonraki gün alışveriş merkezine gidin. Daha sonra daha kalabalık etkinlikleri deneyin. Kalabalık oranını her defasında daha da artırın. Aslında işlerin hiç de korktuğunuz gibi olmadığını fark edeceksiniz. Çünkü en nihayetinde normal olan buydu ve yıllarca bu şekilde yaşadınız. Her ne kadar “evde olmaya çok alıştım, insan arasına nasıl karışacağımı bilmiyorum” deseniz de bulunduğunuz sosyal ortamlarda bu endişeyi hatırlamayacaksınız bile. Hissettiğiniz tek şey kavuşma huzuru ve özgürlük hissi olacak!
Korkunuzun üzerine gidin.
Aşılanma gerçekleşti, ufukta sevdiğiniz bir sanatçının konseri var. “Bu büyük bir adım mı” diye düşünmeyi bırakın ve sosyalleşmeye başlayan arkadaşlarınızı davet ederek organizasyonu yapma görevini siz üstlenin! Bu sürece dahil olarak aslında ne kadar olağan olduğunu hatırlayın.
Tüm bu endişe, özellikle uzun zamandır anksiyete ve sosyal fobiyle yaşayanlar için daha da zorlayıcı olabilir. Travma sonrası stres bozukluğu yaşadığınızı düşünüyorsanız meditasyon ve yoga gibi kendi yol göstericiniz olduğunuz bir yöntemle süreci kabullenmeye çalışabilirsiniz. Yetemediğiniz noktada ise terapi almak, hızlı bir şekilde iyi hissetmenize destek olacaktır.