Neolonca, Türkiye’nin köklü zanaatkarlık mirasını çağdaş tasarım anlayışıyla bir araya getirerek günümüz dünyasında yaşatmayı amaçlıyor. Kurucusu Banu Yentür’ün hayali, geçmişin ritüellerini ve hatıralarını tasarım ürünlere dönüştürerek, kültürel belleğimizdeki farklı disiplinleri yaşatmaya devam etmek.
Neolonca, zanaatkarlık ve tasarımın buluştuğu bir oluşum. Farklı disiplinleri tek bir çatı altında toplayarak geçmişin el işçiliğini çağdaş bir yorumla geleceğe taşıyor. Hedef; kültürel mirası sürdürülebilirlik ilkesiyle korumayı ve gelecek nesillere güçlü bir şekilde aktarmak. Üzerine kurulduğu yapı taşları ise; kültürel miras, çağdaş tasarım, zanaat, etik ve sürdürülebilir üretim.
Bu toprakların köklerinden, hatıralarından ve ritüellerinden beslenen ürünleriyle yalnızca bir tasarım markası olmanın ötesinde, derin bir hikaye anlatımı sunuyor. Her parça, ortak belleğimizi yeniden canlandıran ve nesiller boyu süregelen geleneklerle birbirine bağlı ve geçmişin belleğini günümüze taşıyor.
Kurucusu Banu Yentür’ün Hatay belleğinden güçlü etkiler taşıyan tasarımlar ilhamını; saksıdaki ıtırın kokusu, kavanozların içinde saklanan türlü türlü gıdaların dizilişi ve çekici görselliği, Hatay’daki toprağın kırmızısı, yöredeki eşsiz lezzetler, köklü bir tarih, zengin bir kültür ve dayanışma ruhundan alıyor.
Itır ve karakılçık desenli ayaklı taslar, İznik’te üretilen ve desenleri Hatay’dan ilhamla yapılan çini serisi, Cornucopia oymalı ahşap sehpa, Antakya Tikesi’nin tacından ilhamda hazırlanan gümüş bir tepsi, Sevan Bıçakçı ve atölyesinin desteğiyle hazırlanmış sikke ve madalyon koleksiyonu… Hünerli zanaatkarların el işçiliğinin, çağdaş tasarım yorumuyla harmanlanmış eserlerinden sadece birkaçı…
İçindekiler
Kültürel belleğimizle kurduğumuz güçlü bağ
Neolonca, yerel zanaatkarlarla yakın işbirliği içinde çalışarak onlara istihdam yaratmanın ötesinde sürdürülebilir destekler sunuyor. Bu işbirlikleri, yalnızca sanatı ve zanaati korumakla kalmayıp, kaybolmaya yüz tutmuş geleneksel tekniklerin de çağdaş dünyada yer bulmasını sağlıyor.
Türkiye’nin en önemli sanatkar ve zanaatkarlarından Sevan Bıçakçı ve ekibinin, çizilen sikke desenlerini hayata geçirmesiyle oluşturulan sikke ve madalyon koleksiyonu usta-çırak ilişkisinin güçleneceği, kültürel değerlerin korunarak aktarılacağı atölye ortamlarının hayata geçirilmesi hedefleniyor.
Öte yandan, Ahmet Hayri Diler’in öncülüğünde, Neolonca işbirliğiyle Hatay’da bir halı ve kilim dokuma atölyesi kurulması için çalışmalara başlandı.
Sadece belirli ustaların üretebildiği özel ürünler, Neolonca’nın zanaat ve tasarım sürecinde başrolde. Bu yolla kültürel değerlerimizin canlı kalmasını sağlarken zanaatkarlığın değerini bilerek ve kutlayarak bu zengin mirası geleceğe taşıyor.
Neolonca, birçok yerel üretici, sanatçı ve tasarımcının işbirliği içinde olduğu bir ekosistem. Sanat tarihçileri, akademisyenler, minyatür sanatçıları, endüstriyel tasarım ve grafik tasarım gibi farklı alanlardan uzmanlar, geleneksel teknikleri çağdaş unsurlarla dengeliyor. Neolonca’nın çalıştığı farklı disiplinler; çini, cam, gümüş, kuyum, mozaik, dokuma, ipek ve doğal dokumalar, nakış, dantel, iğne oyası, ipek iğne oyası, dar dokuma, terzilik, çanta ustalığı, kilim, mermer, bıçakçılık, ahşap, ahşap boyama, seramik, minyatür, fine art baskı bulunuyor.
Neolonca Kreatif Direktörü Banu Yentür markanın kuruluş sürecini ve ana hedefini anlattı
“Bu markanın, yeni nesillere ilham vererek zanaatkarların el emeğini hak ettiği yere getirmesini, aynı zamanda kültürel değerlerin yaşatılmasına katkı sağlamasını hayal ediyorum. Bu markanın kuruluşundaki en büyük hedef, usta-çırak ilişkisini geliştirecek, istihdam yaratacak bir ortam doğurması.
Bu sürecin, arz ve talep yaratmak için benim en iyi bildiğim yoldan, bir marka oluşturarak başlamak olduğunu düşünerek bu yatırıma girdim.
Neolonca’da bu süreci çeşitli atölyeler ve yerel zanaatkârlarla işbirliği içinde yürütüyoruz. Böylece hem onlara bir gelir kapısı açmış oluyoruz hem de bölgenin kültürel mirasını gün yüzüne çıkarıyoruz.
Hatay’ın kendine has kültürel mirası, renklerini ve hikayelerini bu ürünlerle yaşatmak çok önemli. Sadece kendimize ürün geliştirmek için yola çıkmadık. Bu ülkedeki zanaat ve zanaatkara fayda getirmek ve zanaati görünür, taşınır ve ilgi duyulan hale getirmek için çaba gösteriyoruz.”
Neolonca’nın tasarımlarında belleğimdeki kültürel izlerden ve doğanın zenginliğinden besleniyor. Sürdürülebilir malzeme seçimleri, markanın doğaya duyduğu saygıyı ve sürdürülebilirlik odağını yansıtıyor. Neolonca, global tasarım trendlerini benimserken geleneksel zanaatkarlık köklerine bağlı kalmaya özen gösteriyor. Kimliğini ve özünü korurken, yenilikçi yaklaşımlarla tasarım dünyasında fark yaratmasını sağlıyor.
Her biri bir sanat eseri niteliğindeki Neolonca ürünleri, zanaatkarların hünerli ellerinden çıkıyor. Bu tasarımlar, mirasımızın estetik izlerini yansıtarak geleneklerin ilham verici zenginliği, günümüz tasarım anlayışıyla geleceğe anlamlı bir iz bırakıyor.