Avrupa’nın en yüksek havaalanı olan ve ikonik pistiyle tanınan Courchevel Altiport, 2.008 metre rakımda büyüleyici bir moda sahnesine dönüştü ve Moncler Grenoble Sonbahar/Kış 2025 defilesi, dağ yaşamı ve birlikteliğin kutlandığı bir hafta sonunun zirve noktası oldu.
Moncler 2025 Sonbahar/Kış atmosferi
Moncler Grenoble’ın dağlara olan bağlılığı, sadece yüksek rakımlarla değil, aynı zamanda bir tutku, kararlılık ve markanın köklerinden gelen bir kimlik olarak kendini gösterdi. Performans ve lüksü buluşturan Moncler Grenoble, dağcılık mirasına en sadık kalan koleksiyon olmasının yanı sıra, fonksiyonelliği estetikle birleştirerek dağ yaşamının her anına uyum sağlıyor. Dün gece düzenlenen defile, sadece bir moda gösterisi değil, unutulmaz bir deneyimdi. Karlarla kaplı Courchevel Altiport’un eşsiz atmosferinde başlayan gece, konukları büyüleyici bir kış masalına davet etti. Güneş batarken, beyaz ışık huzmeleri pisti çevreleyerek açık havada samimi ve mistik bir alan yarattı.
Moncler 2025 Sonbahar/Kış koleksiyonu
Moncler Grenoble Sonbahar/Kış 2025 koleksiyonu, 140 farklı görünümle sunularak, bireysel ve özgün bir tarzı ifade etme arzusundan ilham alıyor. Şehir stilinden ödün vermeden pistlere tam anlamıyla hazır olma fikri, koleksiyonun yaratıcı vizyonunu şekillendiriyor.
Teknik kış giyiminde genellikle kullanılan sınırlı renk paletleri, siluetler ve kumaş kalıplarından sıyrılmak, ancak üstün performanstan taviz vermemek, Moncler Grenoble’ın yenilikçi terzilik teknolojisi yaklaşımıyla yepyeni bir olasılıklar dünyasının kapısını araladı.
Bu koleksiyonun arkasında, materyal araştırmalarından örgü tekniklerine, yüzey işlemlerinden yapısal inovasyonlara, zanaatkârlık, nakış ve süsleme detaylarına kadar titizlikle yürütülen bir tasarım süreci yatıyor. Sonuç olarak ortaya çıkan koleksiyon, spor veya dağ giyiminin geleneksel kodlarını aşan, haute couture dokunuşlarıyla zenginleşmiş sofistike bir stil vizyonu sunuyor. Teknik ustalık, dağ yaşamının hem pistlerde hem de pist dışında kusursuz bir şıklıkla bütünleşmesini sağlıyor.
Kişisel stilin metropolden dağlara taşınması fikri, koleksiyonda kullanılan sıra dışı malzemelerle de kendini gösteriyor. İş kıyafetlerinden ilhamla denim ve kanvas kumaşlar, klasik giyim dünyasından pied de poule desenli akıllı yünler ve hatta özel işlemlerden geçirilmiş, görünmez membranlarla güçlendirilmiş dokulu bouclé kumaşlar, performansa uygun hale getirilerek koleksiyona dahil ediliyor.
Teknik ustalığın en üst seviyeye taşındığı noktada, atölye savoir-faire’ini fiziksel dayanıklılıkla buluşturan intarsia desenli kayak takımları ve dış katmanlar öne çıkıyor. Örgü parçalar, sıcaklığı ve rahatlığı tüm gardıroba yayıyor; kalın iç katmanlardan eteklere, dış giyime kadar koleksiyonun her noktasına nüfuz ediyor. İki parçalı takımlar, peluş tüvit ve tüvit benzeri dokulara sahip gibi görünse de, aslında ince işlenmiş yün nakışlarının, parlak naylon mikro yamalarla birleşmesiyle oluşturulmuş sofistike tasarımlar. Doğal ve sentetik shearling detaylar, tam boy paltoların yanı sıra yakalar, manşetler ve peluş çantalar gibi aksesuarlara da dokunsal bir zenginlik katıyor.
Öne çıkarken çevreyle uyum içinde olmak, fısıltının çığlıktan daha güçlü olduğu bir estetik yaratmak, Moncler Grenoble’ın temel prensiplerinden biri. Erkek ve kadın koleksiyonlarının renk paleti, beyaz, bej, kahverengi ve gri gibi nötr tonlardan oluşurken, açık mavi dokunuşlar, kırmızı patlamalar ve yoğun lacivert ile siyah tonları koleksiyona dinamik bir kontrast katıyor.
Fotoğraflar: Moncler
İlginizi çekebilecek bir diğer yazı >>>>> Paris Moda Haftası: Saint Laurent 2025-26 Sonbahar/Kış