Günümüz kadınının zarafetini renklerin çekiciliğiyle birleştiren Molu, iki yeni koleksiyonla modern prenseslerin hayatlarına dokunuyor. Türk mücevherciliğinin en güzel örneklerini sergileyen markalardan biri Molu. Ülkemizin köklü değerli taş ve mücevher mirasına her detayıyla sahip çıkan, yola mütevazı bir aile şirketi olarak başlamasına rağmen sadece 1956’dan bu yana adını dünyanın önemli markaları arasına sokmayı başaran Molu, kıymetli taşlara olan sevdasını son kadın koleksiyonlarında bir kez daha gözler önüne seriyor.
İçindekiler
- 1 Today’s Princess
- 2 Tropica
- 3 Gençleşmeye devam
- 4 Molu’da bir süredir “değişim” gözlemliyoruz. Ağır ama çarpıcı tasarımlarınızın gençleştiği söylenebilir mi?
- 5 Köklü bir markanın radikal olarak nitelendirilecek kararlar alması zordur. Yeni “genç” koleksiyonlarınızın hayata geçiriliş sürecini dinleyebilir miyiz?
- 6 Sizce lüks tüketim sektöründe kadınların beklentileri ne yönde değişim gösterdi?
- 7 Yani artık kadınlar gösterişli ancak zarif ve günün her saatinde kullanılabilecek takılar mı alıyor?
- 8 Today’s Princess’ın çok amaçlı kullanılabilen tasarımları oldukça iddialı. Broşa dönüşen kolye ucu ya da farklı parçalar eklenebilen küpeler gibi.
- 9 Tropica da rengarenk bir koleksiyon.
- 10 Koleksiyonlar şekillenirken sizin katkınız ne derecede oluyor?
- 11 Koleksiyonların temaları nasıl belirleniyor?
- 12 Molu mağazaları da renklenerek gençleşecek mi bu sürecin sonunda?
- 13 “İlerleyen aylarda Peninsula İstanbul’da da bir mağazanız açılacak.”
- 14 Molu’nun yurt dışı yatırımları, gelecek planları var mı?
Today’s Princess
Dinlediğimiz o büyüleyici masallarda, muhteşem saraylarında salınan veya tarih boyunca gerek güzellikleri gerek cesaretleriyle nam salan zarafet timsali prensesler, Molu ile modern kadının ilham kaynaklarından birine dönüşüyor. Hayatları boyunca saraylara, masallara veya tarihin tozlu sayfalarına sıkışıp kalan prensesler, Bugünün Prensesleri’ne dönüşerek zarafeti daha özgür yaşayabiliyorlar.
Gücünü, “saflığını kaybetmemiş çekicilik” yaklaşımından alan Today’s Princess koleksiyonu, kadınları zamanın ruhuna uygun bir zarafet anlayışıyla buluşturuyor. Hayatın akışında, yüksek değerine rağmen her an size eşlik edebilecek parçalardan oluşan bu samimi ve zarif koleksiyon, kendini dilediği her anda prenses gibi hissetmek isteyen kadınlara özel olarak tasarlanmış.
Today’s Princess koleksiyonunun başrolünde kuşkusuz ki her zaman zarafeti temsil eden, kıvrımlı yapısı ve mücevhere çok yakışan formuyla her tarzı tamamlamayı başaran kurdele formları yer alıyor. Pembe safir ve zümrüdün dansına eşlik eden pırlantadan zarif kurdelelere, şekilden şekle girerken safirler, yakutlar ve tanzanitler de eşlik ediyor.
Hayatın özel anlarını sıradan anlarından ayırmaktan hoşlanmayanlardan mısınız? Sabah kahvesi, öğle arasında yapılan bir kruvasan kaçamağı, sinemaya iki bilet, ofiste klavyeye bırakılan sevgi dolu bir not. Sıradan sandığımız tüm bu anlar, içlerindeki küçük detaylarla en önemli zannettiğimiz anlardan çok daha büyük yer kaplar kalbimizde. İşte Today’s Princess’ın zarif kurdeleleri de bu küçük anlardaki küçük detayların en büyük destekçisi, eşlikçisi olmak için can atıyor. Bir kadını tanımlayan en iyi şey, kendi karakteri ve ruhundan doğan özgün çekiciliği olamaz mı? Molu, tüm bunların cevabını Today’s Princess koleksiyonuyla veriyor.
Tropica
Molu’nun bir diğer ilham kaynağı ise doğanın gizemlerini üzerinde taşıyan güçlü kadınlar. Doğanın izlerini modadan mimariye, sanattan teknolojiye, hatta insanda güzellik ve hayranlık hissi yaratan her tasarımda bulmanın mümkün olduğunu savunan marka, Tropica koleksiyonuyla bu görüşünün arkasında duruyor.
Yeryüzünün ve tropik iklimlerin eşsiz güzellikteki bitkilerinden alınan ilhamı, her parçasında gördüğünüz Tropica’da egzotik dokunuşlarla bezeli benzersiz taşlar, gizemli formlar başrole oturuyor. Tropik ormanları kaplayan yemyeşil yaprakları hayal edin. Dünyamızı güzelleştiren çiçekleri, zorlu yamaçlarda, farklı iklim şartlarına göğüs gererek açan çiçekleri. Su altında kendilerine yaşam kuran bitkilerin dalgalarla yaptıkları dansları düşünün. İşte tüm bu gizemli güzellikler, Molu’nun Tropico koleksiyonunun esin kaynaklarına dönüştü. Molu, bitkilerin büyüleyici dünyasından aldığı ilhamla, yer altı dünyasının milyonlarca yılda oluşan değerli taşlarını aynı senaryoda buluşturmayı başarıyor: Tropica.
Uzak diyarların keşfedilmeyi bekleyen hazinelerini andıran mücevherlerle dolu koleksiyonda mercan, malahit, lapis, turkuaz ve elbette ki pırlantalar tüm güzellikleriyle salınıyor. Markanın üstün tasarım gücünü kanıtladığı Tropico’da her bir parça kusursuz el işçiliği ile üretiliyor ve doğanın enerjisini modern yaşama taşıyor.
Gençleşmeye devam
Kimliğini kaybetmeden gelişen, değişen ve gençleşen Molu’nun üçüncü kuşak temsilcileri Enes Molu ve Ahmet Molu, mücevhercilikte ekol yaratan markalarını anlatıyor.
Molu’da bir süredir “değişim” gözlemliyoruz. Ağır ama çarpıcı tasarımlarınızın gençleştiği söylenebilir mi?
Enes Molu: Türkiye’nin en köklü mücevher markalarından biri olarak çok kuvvetli bir tasarım DNA’mız ve onlarca yıl içerisinde kurumsallaşmış tasarım değerlerimiz var. Bu değerlere sadık kalırken bir yandan da zamanın ruhunu yakalıyoruz. Son yıllarda hayata daha çok dokunan, günlük kullanıma uygun, sadeleşen ve duygusal bağ kurulabilen mücevherler talep görüyor. Biz de bu değişimin öncülerinden olduk. Molu’yu farklı kılan mükemmeliyetçilik ve estetik ilkelerden taviz vermeden günlük hayatta rahatça kullanılacak, özel davetleri beklemeyi zorunlu kılmayacak, kolay takımlanabilen, renkli bir dünyanın kapılarını açan ve her şeyden önce kadını yücelten bir tasarım anlayışıyla yol alıyoruz.
Köklü bir markanın radikal olarak nitelendirilecek kararlar alması zordur. Yeni “genç” koleksiyonlarınızın hayata geçiriliş sürecini dinleyebilir miyiz?
Ahmet Molu: Geçtiğimiz sene ilhamını doğadan alan Tropica koleksiyonumuzun lansmanını yapmıştık. Tropica, hem tropik yağmur ormanları hem de su altı florasının çeşitliliğinden aldığımız ilhamı yer altının zengin değerli taşlarıyla birleştirdiğimiz; organik formların ağırlıkta olduğu çok keyifle kullanılacak neşeli bir koleksiyon oldu. Bu sene ise bizi yine çok heyecanlandıran Today’s Princess koleksiyonunun lansman sürecindeyiz. Today’s Princess güçlü, ne istediğini bilen, zarif ama zarafeti kendi kurallarıyla yaşayan kadınlardan ilham alarak tasarladığımız bir koleksiyon oldu. Kıvrımlı kurdeleleri, uçuşan fırfır ve tülleri, iddialı yeşiller ve pembelerle birlikte kullandık. Hayatın her anında kendini özgürce ifade etmek isteyen kadınlar için evde, ofiste, keyifli bir kahve molasında olduğu kadar akşam özel bir davette de aynı rahatlıkla kullanılacak keyifli bir koleksiyon.
Sizce lüks tüketim sektöründe kadınların beklentileri ne yönde değişim gösterdi?
Enes Molu: Kadınlar, artık daha erişilebilir ve hayatlarına daha çok dokunan bir lüks anlayışına sahipler. Kullanılan malzemelerin ve işçiliğin kalitesini her zamanki gibi çok önemsiyorlar. Ancak bunun ötesinde bağ kurabilecekleri hikâyeler yaratan markaların ürünlerine yöneliyorlar. Ürünün kendisi kadar markanın yaşattığı deneyim de kadınlar için artık çok daha önemli. Marka ile bağlantı kurulan her temas noktasının dikkatle kurgulanmasını bekliyorlar. Satış sonrası hizmetlerde yüksek kalite ve ilgi beklentisi ön plana çıkıyor. Zaten gerçek lüks deneyimi de satış sonrası verilen hizmetler ile ortaya çıkıyor. Marka ile kurulan her temas noktasından bahsetmişken tabii ki markaların çevrimiçi varlıklarını da atlamamız gerekiyor. Fiziksel butikler net hâlâ tüm dünyada lüksün kalbinin attığı yer. E-ticaretin satışlar içerisinde aldığı pay lüks sektöründe daha düşük gerçekleşiyor. Ancak markaların çevrimiçi varlıkları, satın alma kararında özellikle kadınlar için çok etkili. Lüks müşterisi kadınlar, alışveriş yapacakları markaların internet sitelerini, sosyal medya hesaplarını çok yakından takip ediyorlar. Koleksiyonları ve hikâyelerini çevrimiçinde doğru anlatamayan markaların başarılı olma ihtimali artık yok denecek kadar az. Biz de Molu olarak hem kurumsal internet sitemize hem de sosyal medya iletişimimize çok önem veriyor ve uluslararası iyi uygulamaları yakından takip ederek sürekli güncel tutuyoruz.
Yani artık kadınlar gösterişli ancak zarif ve günün her saatinde kullanılabilecek takılar mı alıyor?
Enes Molu: Evet, tespitiniz son derece doğru. Sadeleşme mücevherde çok uzun süreden beri devam eden ana trendlerden biri. 90’lı ve 2000’li yılların çok gösterişli, çok ağır mücevherleri geride kaldı. Her gün rahatlıkla kullanılacak, moda trendlerini daha yakından takip eden, birbiriyle kombinlenebilir tarzlar öne çıktı. Kadınlar artık kendilerini mutlu edecek, kendileri için özel anlam ifade eden daha sade ve günlük kullanıma uygun mücevherler tercih ediyorlar. Büyük, gösterişli ve ağır mücevherlerden daha hafif, renkli taşların yoğunlukla kullanıldığı mücevherlere bir kayış söz konusu. Bu doğrultuda mücevherde tasarım çok daha önemli hale geldi. Çok görülmüş, çok tekrarlanmış tasarımlar değil, özgün ve nitelikli tasarımlara sahip mücevherler ön plana çıkmaya başladı. Bu eğilimin önümüzdeki yıllarda da devam edeceğini düşünüyorum.
Today’s Princess’ın çok amaçlı kullanılabilen tasarımları oldukça iddialı. Broşa dönüşen kolye ucu ya da farklı parçalar eklenebilen küpeler gibi.
Ahmet Molu: Odağımız mega trendleri doğru okumak ve koleksiyonlarımızı da bu şekilde oluşturmak. Today’s Princess koleksiyonunu da yukarıda anlattığımız ana trendi göz önünde bulundurarak tasarladık. Bir kadına gün boyu eşlik edecek mücevherler tasarlamak için yola çıktık. Today’s Princess, gücünü “saflığını kaybetmemiş çekicilik” kavramından alıyor. Kadınları zamanın ruhuna uygun bir zarafet anlayışıyla buluşturmayı hedefliyor. Hayatın her anını zarafetle yaşamak ve kendini dilediği an bir prenses gibi hissetmek isteyen tüm kadınlara sesleniyoruz. Çok fonksiyonlu mücevherler tasarlamak tüm ekibimizi çok heyecanlandırdı. Bahsettiğiniz küpelerimiz bizim de koleksiyondan favori parçalarımızdan. Gündüz çok keyifle ve rahatlıkla kullanılabilecek fiyonk bir küpe, kolaylıkla altına takılan bir eklenti ile akşama uygun sallantılı bir mücevhere dönüşüyor. Böylece mücevherin kullanım alanı ve sıklığını çok arttırmış oluyoruz.
Tropica da rengarenk bir koleksiyon.
Ahmet Molu: Tropica, tropikal yağmur ormanları ve su altı faunasından ilham alıyor. Bitki dünyasındaki renkleri, yer altının turkuaz, lapis ve malahit gibi renkleriyle bir araya getirdik. Bu taşların ortak özelliği doğa ile bağlarının çok kuvvetli olması. Özellikle yaz aylarında birkaç parçanın beraber kullanılabileceği, pembe altın renklerinin ağırlıkta olduğu, koleksiyonun neredeyse her parçasını renkli taşlarla zenginleştirdiğimiz görsel bir dünya yarattık. Cıvıl cıvıl, neşeli, her yaştan kadına hitap eden bir koleksiyon ortaya çıktı.
Koleksiyonlar şekillenirken sizin katkınız ne derecede oluyor?
Ahmet Molu: Ben, İtalya’da Istituto Marangoni Milano’da Tasarım Yönetimi yüksek lisansı yaptım. Her koleksiyonun üretim sürecinde baştan sonra kadar çalışıyorum. Hem profesyonel olarak eğitimini aldığım bir alan olduğu hem de Molu’nun en önem verdiği değerlerin başında geldiği için tasarım süreçlerine katkı vermek işimizin en keyif aldığım alanlarından birisi. Koleksiyonların şekillenme sürecinde tasarım ekibimiz ile çok detaylı olarak çalışıyoruz. Trendleri, renk kullanımlarını ve tasarımların hayal ettiğimiz şekilde hayata geçirilmesi için birçok deneme yapıyoruz. En iyisini elde ettiğimizden emin olana kadar da denemekten vazgeçmiyoruz.
Koleksiyonların temaları nasıl belirleniyor?
Ahmet Molu: Ulusal ve uluslararası trendleri her zaman çok yakından takip ediyoruz. Koleksiyon hazırlık süreçlerimizi de çok detaylı bir şekilde yönetiyoruz. Lüks ve moda sektörlerini etkileyen mega trendleri çok iyi inceliyoruz. Renk kombinasyonları, dokular, işlenen temalar ve uluslararası markaların defileleri her zaman radarımızda oluyor. Bunun yanında, düzenli olarak pazar araştırması yaptırarak daha canlı veri de topluyoruz. Tüm bu çalışmalar sonucunda koleksiyonumuzun ana temasını belirliyoruz. Tasarım ekibimiz bu çıktıları Molu tasarım felsefesi çerçevesinde işleyerek önce koleksiyonun kalbi dediğimiz ana parçaların tasarımını ortaya çıkarıyor, ardından da bu merkez etrafında koleksiyonu genişleterek üretim sürecine hazır hale getiriyoruz.
Molu mağazaları da renklenerek gençleşecek mi bu sürecin sonunda?
Enes Molu: Yeni butik tasarımlarımız üzerinde de bir süredir çalışıyoruz. Geçtiğimiz yıl kurumsal kimliğimizi güncellemiştik. Bu doğrultuda, lüks algısından kopmayan ancak koyu renklerden mümkün olduğunca kaçındığımız daha renkli, daha aydınlık bir tasarımımız olacak. Ayrıca teknolojiyi yoğun bir şekilde kullanmamıza imkân verecek ekranlar kullandığımız, marka felsefemiz uyarınca şeffaf ve davetkâr bir konsept ortaya çıktı.
“İlerleyen aylarda Peninsula İstanbul’da da bir mağazanız açılacak.”
Enes Molu: Peninsula dünyanın en önemli lüks otel zincirlerinden bir tanesi. İstanbul’a a çok önemli tarihi bir lokasyonda merhaba demesi bizi çok heyecanlandırdı. Karaköy’ün hem İstanbullular hem de turistler için hızla yükselen çekim noktası olacağına inanıyoruz. Her zaman için doğru projeleri takip edip içinde yer alma politikamız doğrultusunda Peninsula’da yer alacak olmaktan çok dolayı çok mutluyuz.
Molu’nun yurt dışı yatırımları, gelecek planları var mı?
Enes Molu: Uluslararası müşterilerimizin sayısı yıllardır artıyor. Dost olduğumuz, düzenli olarak bir araya geldiğimiz, kuvvetli ilişkiler kurduğumuz çok uluslararası misafirimiz var. Bu sebeple beş yıldır ABD, Katar ve Bahreyn gibi ülkelerde özel şovlar düzenliyoruz. Çok güzel geri dönüşler alıyoruz ve bu pazarlarda bilinirliğimiz gittikçe artıyor. Yakın zamanda ABD’nin en önemli lüks çok katlı mağazalarından Saks Fifth Avenue ile çalışmaya başladık. Şu anda Tropica Koleksiyonu ve erkek koleksiyonumuz Guard of Men, Saks Fifth Avenue’da sergileniyor. İlerleyen dönemlerde Today’s Princess’ı da bu seçkiye dâhil edeceğiz. Ortadoğu pazarında ise, Katar’ın en önemli mücevher gruplarından olan Alfardan, bu yıl Molu mücevherlerine butiklerinde yer vermeye başladı. Katar’da, Molu uzun süredir çok bilinen ve tercih edilen bir mücevher markası. Alfardan ile yaptığımız iş birliği sonucunda daha da geniş bir mücevher sever topluluğuna erişecek olmaktan