Molotov Kokteyli!
Natalia Tena ile müzik grubu Molotov Jukebox, Soungarden Babylon vesilesiyle ülkemize gelmeden hemen önce kısa bir söyleşi yaptık. Ah, unutmadan, kendisini Game of Thrones’da Bran Stak’ın koruyucu meleği Osha olarak da hatırlıyor olmanız kuvvetle muhtemel!
Deniz Tokgöz
Sizi ilk olarak Harry Potter ve Order of Phoenix filminde, ardından da Game of Thrones dizisinde canlandırdığınız Osha karakteriyle tanıdık. Sadece birkaç ay öncesine kadar bir müzik grubunuz olduğunu bilmiyorduk bile, zamanınızı nasıl bölüyorsunuz bu iki meşgale arasında?
Kaotik hayatımı düzenlemek menajerimin işi! Bu kaotik kaosun içinden o olmasa asla çıkamazdım!
Grubu kurmaya nasıl karar verdiniz ve Molotov Jukebox isminin sırrını açıklayabilir misiniz?
Sam (Apley)’le birbirimize aşık olduk ve sonrasında da birlikte müzik yapmaya başladık. Tuhaf grubumuzun temelleri tam da şekilde atıldı, ismimiz ise sarhoş bir gecenin sabahına ve Sam’in hayal gücüne ait!
İlhamınızı kimlerden alıyorsunuz, ne tarz müzikler dinliyorsunuz?
Liste çok uzun! En son ne dinlemişsem ondan esinleniyorum genellikle…
Daha önce hiç Türkiye’ye geldiniz mi? Çoğu İngiliz’in tatil için sıkça tercih ettiği bir kıyı şeridimiz var…
Geçtiğimiz Mart ayında buradaydım! Bir filmin çekimleri için gelmiştik, insanların misafirperverliklerine, yemeklerin lezzetine ve Bursa’nın güzelliğine hayran kalmamak mümkün değildi. Yeniden geldiğimde Ankara ve İstanbul’u da görmek için sabırsızlanıyorum!
Bir şehri ilk kez ziyaret ettiğinizde ilk nereye gidersiniz, oraya gitmeden araştırma yapar mısınız?
Yürürüm, yeni yerlerde kaybolmaya bayılıyorum. O kentin sakinlerine ne yapıldığını sorar ona göre hareket ederim ve tabii müziklerini keşfe çıkarım!
Game of Thrones’daki rol arkadaşlarınız grubunuzu izlemeye geliyor mu? Aralarında Molotov Jukebox fanları hangileri? Üçüncü sezona dair birkaç ipucu?
Evet, bazıları konserlerimize gelip dans etmeyi seviyor. Üçüncü sezona dair bir şey söylersem sonra sizi öldürmem gerekir, o yüzden susuyorum!
Game of Thrones’da yersiz yurtsuz birini canlandırıyorsunuz ve giyiminiz de böyle şekilleniyor. Gerçek hayatınızda moda ne kadar yer kaplıyor?
Modayı bilinçli olarak takip etmiyorum ve ne giydiğimi pek önemsemiyorum, belki bazı günler diğerlerine göre kendimi daha çok beğeniyorum, o kadar. Benim için hangi kitapları okuduğum, sevdiklerimle ne kadar vakit geçirdiğim ve hayatımla ilgili vereceğim kararlar daha önemli.
Akordeon çalmaya ne zaman ve nasıl başladınız? Pek de sık rastlanan bir enstrüman değil ne de olsa! Neden gitar ya da piyano değil de akordeon?
Aslında pek başarılı olmasam da gitar çalıyorum, çocukluğumdan beri piyano da. Akordeon çalmaya ise Knee High isimli tiyatro kumpanyasıyla çalışırken başladım. Oyunda Doğu Londralı bir trapezciyi canlandırıyordum, bundan üç sene kadar önceydi…
Molotov Jukebox’ın yaptığı müziğin Türkiye’de sevileceğine kuşkum yok, biraz Balkanlar, biraz Ska ve bol enerji. Gogol Bordello ve Squirrel Nut Zippers karması desem sizi kızdırır mıyım?
Kızdırmak ne kelime! Eğer grubumuzu bahsi geçen gruplarla kıyaslıyorsanız bize büyük iltifatta bulunuyor olursunuz, çünkü hepsi de harika!
Anne ve babanızın İspanyol olduklarını okudum… Hiç İspanyolca şarkı söylüyor musunuz? Onlar da bu endüstrinin içinden kişiler mi?
Babam marangoz, annem ise ressam, evet ikisi de İspanyol ve bol bol şarkı söylerler. Birkaç şarkımızın içine az da olsa İspanyolca sözler sıkıştırmaya çalışıyorum…
Şarkılarınızı bir albümde toplamayı düşünüyor musunuz?
Yaz için yepyeni bir single kaydettik. İlk albümümüzün yayınlanması ise gelecek Mart ayını bulacak diye düşünüyorum.
Molotov Jukebox Soundgarden Babylon kapsamında 25 Mayıs’ta Parkorman’da…