İçindekiler
Modern. Grafik. Sonsuzluğa bir dokunuş.
Louis Vuitton, ünlü damier motifine heyecan verici bir yenilik kazandırarak “Le Damier de Louis Vuitton” Fine Jewelry koleksiyonunu gururla sunuyor. Bu koleksiyon, Maison’un tarihi damier deseninin ikonik ve güçlü kimliğini, modern bir zarafetle buluşturuyor ve sonsuzluğun büyüleyici etkisini incelikle yansıtıyor.
1888 yılında Louis Vuitton ve oğlu Georges Vuitton, Maison’u rakiplerinden ayıracak belirgin bir sembol yaratmaya karar verdiler. Georges’un doğum yılı ve üçlü sekiz rakamından ilham alarak tasarlanan damier deseni, sonsuzluk ve sınırsız ebediyet kavramlarının bir simgesi oldu. Bavul ve valizleri süsleyen bu desen, kısa sürede orijinallik ve otantikliğin güçlü bir sembolü haline geldi. Zamanın ötesine uzanan bu temel kodlar, damier deseninin sürekli evrimine rehberlik etti.
Bugün, bir asrı aşkın süre sonra, damier deseni modern mücevher tasarımlarında zamana meydan okumaya ve Maison’un tarihindeki kalıcı yerini sağlamlaştırmaya devam ediyor.
Louis Vuitton’un ikonik damier deseni, şimdi Fine Jewelry koleksiyonunda yeni bir ifadeyle hayat buluyor. Sarı ve beyaz altın seçenekleriyle sunulan bu özel tasarımlar, damier deseninin tanıdık formunu yeniden yorumlayan altın kareler ve göz alıcı elmaslarla süsleniyor. Louis Vuitton Saat ve Mücevher Sanat Direktörü Francesca Amfitheatrof, koleksiyonu şu sözlerle tanımlıyor: “Bu sadece taşlarla ilgili bir koleksiyon değil, onların yarattığı desenle ilgili.”
Parçalar, altının parlatılmış dokunsal yüzeyi ve saf, geometrik bir merkez çizgisi ile birleşerek göz alıcı bir keskinlik ve zamansız bir zarafet sunuyor. Eşsiz bir akışkanlık ve süreklilikle ustalıkla işlenen bu mücevherler, en yumuşak kumaşlar kadar hafif bir şekilde cildi sararak adeta ikinci bir ten hissi uyandırıyor.
Le Damier de Louis Vuitton koleksiyonu, Maison’un tarihini zamansız ve stilize edilmiş parçalarla yansıtıyor. Bu mücevherler, adeta uzun zamandır Louis Vuitton’un bir parçasıymış gibi bir his uyandırırken, her kesime hitap ediyor ve cinsiyetler ile nesillerin ötesine geçiyor. Koleksiyon, sadece estetik açıdan değil, aynı zamanda duygusal bağlarımızı ve otantik bağlantılarımızı kutlayan, her an takılabilir parçalar sunuyor.
Louis Vuitton Saat ve Mücevher Sanat Direktörü Francesca Amfitheatrof, bu koleksiyonu “Le Damier de Louis Vuitton, modern mücevherin ne olduğunu mükemmel bir şekilde temsil ediyor.” sözleriyle ifade ediyor. Koleksiyon, geçmişin mirasını modern tasarımla harmanlayarak hem zamansız hem de çağdaş bir duruş sergiliyor.
İkonik bir yüzük
Yeni Fine Jewelry Koleksiyonu’nun ana unsuru olan yüzük, saf ve dinamik bir enerji yayıyor. Bu ikonik parça, koleksiyonun temel taşı olarak konumlanıyor. Modern, etkileyici ve cinsiyetsiz bir ilham kaynağı olma özelliği taşıyor. Sarı veya beyaz altın seçenekleriyle, üç farklı genişlikte sunulan yüzük, damier deseninin katmanlanma ve üst üste takılma konusundaki sınırsız olasılıklarını yansıtarak, tasarımın sunduğu sonsuzluğu pekiştiriyor.
Sınırları aşan ve çok yönlü bir yapıya sahip olan bu yüzük, iki farklı tasarımla sunuluyor. Günlük kullanıma uygun zarif versiyon, altın ve elmaslarla süslenmiş iki parlak sıraya sahipken, daha grafik ve çarpıcı bir tasarımda dört sıra altın ve elmas kullanılarak dikkat çekici bir etki yaratılıyor. Bu çok yönlü yüzük, modern mücevher anlayışına yeni bir soluk getiriyor.
Yeniden yorumlanan tenis bileziği
Yeni bilezik, klasik tenis bileziğinin rahat lüksünden ilham alıyor. Louis Vuitton Saat ve Mücevher Sanat Direktörü Francesca Amfitheatrof, “Her zaman bilekte, her zaman hareket halinde olan klasik tenis bileziğini düşündüm,” sözleriyle tasarım sürecini anlatıyor. Bu bilezik, 1978 ABD Açık Tenis Turnuvası sırasında bir oyuncunun elmas bileziğini kaybetmesi üzerine maçın durdurulması ve mücevher bulunana kadar oyunun devam etmemesiyle bilinen efsanevi hikayeden esinlenerek tasarlanıyor.
Yumuşak ve zarif dokusuyla bu bilezik, Maison’un mirası ile klasik bir tasarımın yeniden yorumu arasında şık bir uyum sunuyor. Zamansız ve modern bir duruşa sahip olan bilezik, Louis Vuitton’a özgü benzersiz bir tasarım diliyle buluşuyor. Maksimum akışkanlık ve dokunma hissi sağlamak için titizlikle işlenen tekrarlayan desen, olağanüstü bir esneklik sunarak bilekte adeta ikinci bir ten gibi duruyor.
Le Damier de Louis Vuitton, sonsuzluk ve sınırsız olasılıkları yansıtan 12 dokunsal parçadan oluşuyor. Koleksiyon, zarif bir sarı altın zincir üzerine yerleştirilmiş elmaslarla süslenen şık, yuvarlak bir kolye ve koleksiyonun imza niteliğindeki geometrik merkez çizgisi etrafında şekillenen, katmanlı formdaki elmaslarla parlatılan sarı altın halka küpeleri içeriyor. Koleksiyonun olmazsa olmaz parçası yüzük gibi, bu uniseks tasarımlar da kolayca takılabilen ve adeta ikinci bir ten hissi uyandıran zarif detaylara sahip. Bu güçlü ve zamansız koleksiyon, Maison’un İnce Mücevher dünyasında yeni bir dönemin habercisi olarak öne çıkıyor.
Amfitheatrof, “Le Damier de Louis Vuitton, yeni bir dönemin yaratımı; sonsuzluğa adanmış, modern bir koleksiyon,” sözleriyle koleksiyonun zamansız niteliğini vurguluyor.