Büyümek herkes için zordur. Yetişkincilik oynamaya başlamadan önce (rol modellerimizi ve çevremizdeki yetişkinleri sakarca taklit ederek hayatımızı düzene sokmuş gibi gözükmeye çalışmak) reşit oluruz. Reşit olunca da yapılan eylem aynıdır: Geç saatlere kadar dışarıda kalmak ve şehirdeki hayat içinde kendimize bir yer bulmaya çalışmak.
Reşit olmayı ya da büyümeyi anlatan filmlerin en iyi yanı, onları izlediğinizde kendinizi daha iyi anlamaya başlamanızdır. Çünkü aslında büyümek demek akne, ergenlik ya da akademik hayatınıza bir yıl daha eklemek demek değildir. Büyümek, etrafınıza bakınıp neyi isteyip istemediğinize, kimi hayatınızda tutmaya değip değmeyeceğine ve nerede güvende hissedip hissetmediğinize karar vermektir. Bu iç çatışmalarla nerede -ister ailenizle yaşarken, ister tek başınınıza kendi evinizde- yüzleştiğinizin bir önemi yok, her şekilde üstesinden gelmesi zor bir süreç.
Büyümeyi en iyi anlatan filmleri sizin için derledik, bu konudaki çoğu film aşkla ilgili olsa da geleneksel romantiklik dışında önerecek yönleri olan filmleri de listemize dahil ettik. Çünkü kendinizi bulmak için illa aşık olmanız gerekmez. Büyümek ya da reşit olmak demek hayatınızın geri kalanını geçireceğiniz insanı bulmak demek değil, hayatınızın geri kalanını “Kim?” ve “Me?” olarak geçireceğinizi bulmak demektir.
Call Me By Your Name – (Beni Adınla Çağır) 2017
Elio, (Timothee Chalamet) her yazını ailesiyle beraber İtalya’daki villalarında geçiren 17 yaşında bir gençtir. Bir yaz Elio’nun babasının araştırma asistanı olan David (Armie Hammer) de yazı geçirmek için onlara katılır. David’in ziyareti sırasında olanları ve Elio’nun kalp acılarını izlerken tekrardan 17 yaşında gibi hissedeceksiniz.
Lady Bird (2017)
Lady Bird, yeniden doğmayı arayan genç bir kızın hikayesi, bu yüzden asıl adı olan Christine’i Lady Bird’e değiştiriyor. Christine’in Sacramento’daki Hrıstiyan lisesinde atlatması gereken son 1 yılı kaldı. Bu film reşit olmanın içinde barındırdığı her konuyu işliyor: arkadaşlık, ilişkiler, anne-çocuk arasındaki garip ilişki. İzlerken belki de filmde kendinizi göreceksiniz.
Okja (2017)
Mija ile tanışın, Güney Kore’nin kırsal kesiminde yaşayan ve en yakın arkadaşı olan Okja’nın çok uluslu, güçlü bir et şirketi tarafından kaçırılmasını önlemek için her şeyi göze alan güçlü, küçük bir kız. Mija, kendi kasabası dışına çıktığında gerçek dünyanın nasıl işlediğini öğreniyor ve bu düzeni kabul etmiyor.
It (2017)
Kesin olarak söyleyebiliriz ki It korkunç bir film. Palyaço Pennywise (Bill Skarsgård) tarafından koltuğunuzdan sıçratılmadığınız anlar dışında Losers Club’a katılmış olan çocukların samimi ve komik iletişimine gülüyor olacaksınız. Bisikletleriyle şehri turlayan çocuklar, hepimizin küçükken hayalini kurduğu yaz tatilini yaşıyorlar; kurallar yok, yetişkinler yok. Sadece akıllarına gelen sonsuz imkanlar ve büyümelerinin sessizce yaklaşmasının yol açacağı bir fırtına var.
Stand By Me – Benimle Kal (1986)
Bir grup arkadaş, ormandaki cesetle karşılaşmadan önce hala çocuklardı, fakat “Stranger Things”deki gibi yetişkin dünyasına ait olan ölüm gibi meselelerle karşılaştıklarında çocukluklarından çıkmaya doğru itilirler. Çocukluğun kalıcı bir süreç olmadığını anladıkları an hiçbir zaman da eskisi gibi olamadılar.
Stand By Me’nin büyüsü bir yetişkin tarafından izlendiği an ortaya çıkıyor. Çünkü Stand By Me, büyümekten çok tekrar çocuk olmayı hatırlatan bir film.
Mustang (2016)
Komşular, beş kız kardeşi erkek çocuklarıyla beraber zararsız bir oyun oynarken yakalayınca yetim kızlar ağır bir cezayla baş etmek zorunda kalır. Türkiye’de geçen hikayede kız kardeşler tutucu büyükanneleri tarafından ev hapsine alınır. Büyükanneleri kızları evlilik çağına hazırlamaya kararlıdır fakat kız kardeşler bu baskıcı plana boyun eğmek istemezler. Hikaye, en genç kız kardeş Mustang tarafından anlatılmaktadır. Filmde beş genç kızın geçirdiği zorlu ve büyük bir değişim süreci anlatılır. Mustang, zorla sona erdirilen bir çocukluğun hikayesidir.
Little Women (1994-2019)
March kardeşlerin Amerikan Sivil Savaşı sırasındaki hayatlarını konu alan film, büyümek üzerine çekilen en iyi hikayelerden.
Sing Street (2016)
Yıl 1985, yer Dublin. Conor’ın (Ferdia Walsh-Peelo) anne babası kavga ediyor, yeni okulunu çok disiplinli bir müdür yönetiyor, zorbalar okulda onu tuvalete kadar kovalıyor… Conor ise müziğe eğilimi olan her genç çocuğun yapacağını yapıyor ve kendi müzik grubunu kuruyor.
The Spectacular Now (2013)
Gençlik aşkı birçok filmin odak noktasını oluşturabiliyor fakat “The Spectacular Now”da olduğu kadar samimi ve otantik işlendiği az görülmüştür. Hikaye kitap kurdu bir kızın, çapkın bir gençle olan aşkını konu alıyor. Baş rollerinde Miles Teller ve Shailene Woodley’nin yer aldığı filmi izlerken kendi lise aşklarınızı hatırlayacaksınız.
Mr. Nobody (2013)
Aklınızı zorlayacak olan Mr. Nobody, listedeki diğer filmlere hiç benzemiyor. Nemo Nobody 118 yaşında ve kendisi insan ırkının ölümlü olan son örneği. Doğum gününün şerefine bir gazeteci ile röportaj yapıyor ve ona çocukluğunun dönüm noktasını anlatıyor. Annesi ile babası arasında bir seçim yapması gerektiği an Nemo Nobody’nin çocukluğunun son bulduğu andı.
Y Tu Mamá También (2001)
Şimdinin klasikleri arasına girmiş olan bu filmi Alfonso Cuarón yönetti. Hikaye iki genç çocuğun -Tenoch (Diego Luna) ve Julio (Gael García Bernal)- beraber yollara düşmesini ve arkadaşlıklarının onlara katılan Luisa adında gizemli ve güzel bir kadın tarafından test edilmesini anlatıyor. The Newyork Times yazarı Elvis Mitchell bu filmi “hızlı, komik, cinsellikten korkmayan ve finalinde yıkıcı” olarak tanımladı.
Whale Rider (2002)
Bir Yeni Zelanda yerlisi olan Paikea -kısaca Pai- babadan oğula geçen iktidarla yönetilen kabilesinin kurallarını kabul etmekte zorlanıyor. Pai, kabilenin bir sonraki varisi fakat bir sorun var ki Pai bir kız çocuğu. Üstelik ölü doğmuş olan bir erkek ikiz kardeşi var. Geleneğe göre Pai’nin küçük erkek kardeşi başa geçecektir, bu yüzden büyükbabası Pai’yi varis olarak kabul etmemektir.
Whale Rider, katı kurallar içinde büyümenin zorluğunu ekrana yansıtıyor. Büyümek için Pai’nin geleneği çökertmesi gerekiyor. Pai’nin büyüme hikayesi kurallarına sıkı sıkıya bağlı olan toplumun bağlarını kırmaya çalışmaktan oluşuyor.
Boyhood (2014)
Boyhood “gerçek” bir büyüme hikayesi, çekimi 12 yıldan fazla süren filmde Mason’ın (Ellar Coltrane) ergenlik çağı işleniyor. Film Mason’ın üniversiteye gitmek için evden ayrılması, yani çocukluğunun sonu, ile sona eriyor.
Richard Linklater’ın hayal ve gerçeklik arasından dans eden bu filmi gerçekten izlemeye değecektir. bir kurgu izliyorsunuz ama aktörler (Patricia Arquette, Ethan Hawke ve Lorelei Linklater) geçen zamandan gerçekten etkileniyor. 3 saat kadar süren filmde göze çarpan, büyük bir olay olmuyor ama bütün mesele de zaten bu. Filmin ana fikri, kişinin kendini tanımak ve keşfedebilmek çıktığını bu yolculuk sırasında göstermesi gereken sabırdır.
Brooklyn (2015)
Brooklyn, 1950’lerde İrlanda’dan Amerika’ya giden bir göçmenin hikayesi olarak başlıyor. Eilis Lacey (Saoirse Ronan), onu Amerika kıyılarına getiren gemiden indiğinde Amerikan rüyasını yaşamaya hazırdır. Fakat kendini Amerikan sokaklarından gece ağlayarak uyuyacak kadar yalnız bulur.
Yakın bir zaman sonra Eilis, İtalyan bir yakışıklı olan Tony (Emory Cohen) ile tanışır. Eilis ve Tony birbirlerine aşık olurlar, beraber bir hayat planlamaya başlarlar. Her şey, Eilis’in yaşanan bir trajedi sonucu memleketine geri dönmek zorunda kalmasına kadar güzeldir.
Memleketine geri döndüğünde yeni biriyle tanışması Eilis’in hayatını ve kendisini ne kadar değiştirdiğini fark etmesini sağlar. Şimdi yapması gereken şey; aynaya bakıp büyürken olduğu kişi ve dönüştüğü kişi arasında karar vermektir.