Sosyal medyanın sürekli yeni trendler ve estetikler ilan etmesiyle, hiç aklımızda olmayan bir şeye bile bir anda ihtiyaç duymaya başlıyoruz ve onu almak için can atıyoruz. Her gün kullandığımız platformların bir online alışveriş tabanı haline gelmesi, bilinçdışı bir şekilde bizi tüketime yönlendiriyor. Bir bakıyoruz ki, dolabımız artık kendimiz gibi hissettirmeyen ve etiketi üzerinde duran bir sürü yeni kıyafet ve aksesuarla kaplanmış. Bu istila yalnızca ekonomik ve çevresel olarak zarar vermekle kalmayıp aynı zamanda her gün dolap karşısında ne giyeceğimizin derdine düşürebiliyor ve saatlerimizi harcamamıza sebep olabiliyor.
Kapak: @kendalljenner
Dahası, Pinterest ve Instagram gibi mecralarda bir kombin veya aksesuarın öne çıkarılması ve bu şekilde bir akım yaratılması, herkesi aynı şeyleri giymeye ve kullanmaya yönlendirerek kendi stillerimize ket vurabiliyor. Eğer trendleri kendi zevklerimize göre yorumlayamıyorsak, stereotip bir kopya içerisinde eriyip gitmek mümkün hale geliyor. Dolayısıyla alışveriş bağımlılığına karşı bir hareket olarak dolaplarımızı yeniden tanımlıyor ve kişisel stillerimizi kutluyoruz.
Alışveriş bağımlılığı, sürekli bir satın alma güdüsüne sahip olma ve kişinin duygusal boşluklarını veya stresini hafifletmek için sürekli alışveriş yapma eğilimidir. İlk olarak, gerçekten ihtiyaç duymadığımız ürünlerle gözlerimizi, zihnimizi ve cüzdanımızı yormayı bırakmamız gerekiyor.
Kendi stilimizi yeniden yaratmak için yeni şeyler almamıza gerek yok. Şimdiye dek hiç giymediğimiz, içinde kendimizi kötü hissettiğimiz ve giymeyi hiç düşünmediğimiz ürünlerin dolaptaki bekleyişlerine son vererek ayıklıyoruz. Kalan parçaların bizi yansıtma olanağı daha yüksek olduğundan bu şekilde alan kazanacak ve öne çıkacaklardır. Eğer alışverişe gerçekten ihtiyaç duyuluyorsa bir planlama ve listeleme yapmak elzemdir. Bu liste, kişinin gerçekten ihtiyaç duyduğu öğeleri vurgulamalı ve ani, duygusal satın alımları önlemeye yardımcı olmalıdır.
En önemlisi ise, cesaret edebilmek. Asıl sizi dünyaya gösterebilme cesaretini içinizde bulundurmalı ve giydiklerinizden çekinmemelisiniz. Neyin moda olup olmadığından ziyade, siz neyi giymek istiyorsanız onu tercih etmelisiniz. Bu sayede kişisel tarzınızı kucaklamak tam anlamıyla mümkün hale gelecektir.