Evde kaldığımız bu süre içinde yeni kitaplar, filmler ve en önemlisi kendimizi keşfettik. Birbirinden yetenekli ve ünlü isimlerle nasıl zaman geçirdiklerini ve Covid-19 salgınının etkilerini konuştuk.
Bugünlerde bir günün nasıl geçiyor?
Bu süreci İzmir’in küçük sahil kasabalarından birinde geçiriyorum. Sabah erken kalkıp günü yakalıyorum. Vaktimin çoğunu terasımda geçiriyorum. Yapamadığım, okuyamadığım, izleyemediğim her şeyi sıraladım. Onları tamamlamaya uğraşıyorum. İş rutininde hayatıma entegre edemediğim her şeye zamanım var.
Kendin için faydalı olduğunu düşündüğün neler yaptın?
‘Normal’ zamanda evde geçirdiğim vakitten pek farkı yok. Bu süreçte illa faydalı bir şeyler yapalım, üretelim yanılgısına da inanmıyorum. Bazen sadece durmak bile iç huzurumuza, düşünme biçimimize faydalı oluyor. Normal bir süreçten geçmiyoruz. Kişi kendine ne iyi geliyorsa, onu yapmalı diye düşünüyorum.
Bugünler geçince evden çıktığın ilk gün ne giyeceksin?
Her gün evden çıkacakmış gibi giyiniyorum zaten. Bütün gün pijamayla oturmanın miskinleştirdiğini düşünüyorum. Aslında istediğim tek şey zar zor nefes alabildiğimiz maskelerden, o rahatsız eldivenlerden bir an önce kurtulmak sanırım.
İlk kimi görmek istiyorsun ve nereye gitmek istiyorsun?
Annemi ve babamı… Ankara’ya gidip ailemi ve yakın arkadaşlarımı görmek istiyorum. Onlara sarılmayı
çok özledim.
Sosyal hayatında en fazla ne yapmayı özledin?
Sinemaya gitmeyi ve gece dışarı çıkmayı çok özledim. Güzel müzik çalan kalabalık bir yerde arkadaşlarımla çenem ağrıyana kadar kahkaha atmak istiyorum.
Bu süreç sana nasıl bir deneyim kazandırdı?
Başlarda çok korktum ve endişelendim. O endişenin içinde durmamak için bu kasabaya kaçtım. Şimdilerle de güvendiğim birkaç kaynak dışında, çok fazla televizyona, sosyal medyaya bakmıyorum. Bilgi kirliliği ve kafanın içinde duran temelsiz negatifliğin hiç işe yaramadığını anladım. Bu süreci
tüm dünyanın atlatabilmesi için pozitif enerjilerimi yolluyorum.