Bakım Sırları

Kadının kendini keşif yolculuğu 

Kadın hastalıkları ve doğum uzmanı Doç. Dr. Gökçen Erdoğan, uzun yıllardır başarıyla sürdürdüğü kariyerinde genital estetik ve cinsel sağlık alanlarında adından söz ettiriyor. Kadının cinsel varlığının tanınmasına dair farkındalık yaratmak isteyen Doç. Dr. Gökçen Erdoğan’la mesleğini ve hayata bakışını konuştuk. 

Alışılagelmiş doktor imajının dışındaki çizginizi neye borçlu olduğunuzu düşünüyorsunuz?

Elbette tüm meslektaşlarım gibi kendimi mesleğine ve toplum sağlığına adamış biriyim. Ben bilginin yalınlaştırılarak iletilmesi ve toplumun her tabakasına ulaşabilmesi konusunda hassas davranmaya çalışıyorum. Ülkemizde sağlık hizmetlerinden yararlanmak için sağlanmış imkanlar var elbette. Ama bilgiye kolayca ulaşmak ve onu işe yarar biçimde kullanabilmek anlamında daha fazla imkan sunmak istiyor ve bunun için çabalıyorum. Kadınlar vardır ve her zaman her yerde var olmaya devam edeceklerdir. Ama akıllarıyla ama kalpleriyle ama cinsel yaşamlarıyla… Biri diğerinden daha önemsiz ya da daha utanılası değil. Dolayısıyla ben, kendisiyle tanışmış kadınlar ve kadınlarla barışmış bir toplum için çabalıyorum. Bilgimi ışığa dönüştürmek için uğraşıyorum. 

Jinekolojinin cinsel terapiyle ve genital estetikle yakın bir bağı var mı?

Dünya artık komplike bakış açılarını ve daha geniş perspektifleri işaret ediyor. Tek bir alana sıkışmak ve o alanın etrafını yüksek çitlerle çevirmek, geçmişe ait bir anlayış bana kalırsa. Farklı disiplinlerin dahi birbiriyle bağı ortaya konmuşken birbirine böylesi etki eden alanların birbirinden ilgisiz olduğunu düşünemeyiz. Jinekoloji, kadının fizyolojik yapısını alan kabul eden ve genital bölgesini, iç ve dış genital organlarını konu alan bir dal. Cinselliğin yalnızca fizyolojik boyutu yok; insan ruhunun, travmaların, dış çevrenin cinsellikle ilgisi var. Cinsel organların görünüm ve işlevinin de cinsel sağlıkla ilgisi olduğu bilimsel bir gerçek. Kadının bedenini tanımasını, cinsel haz hakkını korumasını, cinsel sağlığı konusunda titizlenmesini ve cinsel yaşamına yatırım yaparak genel yaşamını daha mutlu geçirmesini arzuluyorum. 

Genital estetiğin ülkemizde ve dünyada yükselen bir trend haline gelmesinde neler etkili oldu?

Genital estetik, bir moda ve yeni bir trend gibi görülebilir. Ancak ben onu, önemi geç fark edilmiş gerçek bir ihtiyaç olarak yorumluyorum. Çünkü genital estetiğin amacı kısa vadeli değişiklikler yaratmak, anın heveslerini doyurmak değildir. Genital estetik operasyonları uzun süreli, köklü ve fiziksel, daha önemlisi ruhsal değişim getirir. Kadınların özgüvenine, cinsel varlıklarına değer vermelerine katkıda bulunur ve iyileştirici etkiler yaratır. Lüks olduğu yıllar da oldu. Herkesin erişemediği ve dahası hakkında konuşamadığı zamanlar vardı. Ancak bu zamanlar çok geride kaldı. Artık çok sayıda kadın, genital estetikle birlikte cinsel yaşamında yükseliş yaşıyor ve bu konuda konuşmaktan da hiç çekinmiyor. Bu da beni inanılmaz mutlu ediyor. Türk kadınlarının rüzgarını da seviyorum bu anlamda. 2011 yılından bu yana, genital estetik konusunda çalışıyorum. Eğitimler veriyorum ve operasyonlar yapıyorum. Türk kadınının kendine ve cinselliğine dair yolculuğunda, bu yolu açanlardan biri olmak bana büyük bir mutluluk veriyor. 

Türk kadınlarını cinsel farkındalık konusunda nasıl değerlendirirsiniz? 

Dünyanın her yerinden hastalarım var. Sadece genital estetik değil; dev miyomlar, rahim kurtarma, idrar kaçırma, sarkma operasyonları da dahil bir çok operasyon gerçekleştiriyorum. Bütün kadınların ortak noktası şu; kendilerini tanıdıkça, keşfettikçe ve kendileriyle ilgilendikçe mutlu oluyorlar. Bu bir sağlık probleminden kurtulmak da olabilir, cinsel yaşam ve hazla ilgili soru ve sorunlara yanıtlar, çözümler bulmak da olabilir. Türk kadınları, toplumsal baskı ve alışkanlıkların etkisiyle; kendileri için bir şeyler talep etmeye geç başlamış olabilir. Ama inanın çok hızlı öğreniyorlar, kendilerini keşfetme konusunda oldukça kararlı ve başarılılar. 

Bir hekim olarak uluslararası alanda pek çok akademik kitaba danışmanlık yaptınız ve katkı sundunuz. Hastalarınız da kıtalar aşıp geliyor. Sosyal medya üzerinden yaptığınız soru-cevap rutininizde 48 ülkeden hastayla iletişimdesiniz. Bu başarıyı neye bağlıyorsunuz?

Sağlığa dair evrensel bilgi akışı; insanı temel alan tüm disiplinlerin sürekli gelişimi ve yenilenmesiyle akıl almaz bir hızda sürüyor. Kadın ve erkek cinsini tüm yönleriyle inceleyen, bu cinsler arasındaki farkları ve de bağlantıyı bütün açıklığıyla ortaya koymaya gayret eden, bu yolla “cinsel sağlık” kavramının içini doldurmayı hedefleyen tüm bilim insanları; dikkatleri genital bölge sağlığına çekiyor. Ben de dünyanın peşinde olmayı sürdürüyorum. Bir gerçeğin ve bir gerekliliğin sıkı takipçisiyim yani. Eğitimci olarak katıldığım uluslararası konferanslarda da anlıyorum ki sağlık dileği nasıl evrenselse sağlık sektörünün gelişimi de öyle evrensel düzeyde. Bu noktada kendinizi zenginleştirmek, geliştirmek ve tecrübeden tecrübeye koşmak dışında bir seçeneğiniz olduğunu düşünmüyorum. Durmak, kaçırmaktır. Türk ve yabancı hekimlere, kendi hastaları üzerinde eğitici hekimlik yapıp, ameliyathanede tüm genital estetik ameliyatları yüz yüze öğrettiğim bir program uyguluyorum. Nihai bir kariyer hedefim yok; dünya sürekli dönüyor. Gelişim, dönüşüm sürüyor. Çağ, yeni gereksinimler doğuruyor toplum için. Daima bu gereksinimlere yanıt verecek yenilikler yapmak ve açılımlarda bulunmak isterim. Toplumsal gelişmenin buna bağlı olduğuna inanıyorum. Genç meslektaşlarıma tek bir tavsiyede bulunmam gerekseydi şöyle derdim sanırım; kadın cinselliğini okumayı, anlamayı ve anlatmayı; insanın milyarlarca yıllık üreme ve haz serüvenine borç biliyorum, size de öyle yapmanızı tavsiye ediyorum. 

Evrensel sağlık bilincinin gelişmesi, Türkiye’yi de sağlık turizmi anlamında önemli bir yere taşıdı. Siz bu konuda ne düşünüyorsunuz? 

Türk hekimleri, dünyada gerçekten konuşulan, başarıları takdir edilen ve hasta yaklaşımları ilgiyle izlenen hekimler. Yaşadığımız gelişmeler kaçınılmazdı. Üstelik yalnızca gelen hastayla sınırlı değil bu gelişim. Kendi tecrübemden hareketle söyleyebilirim ki Azerbaycan, Dubai ve Almanya başta olmak üzere pek çok ülkeden mesleki eğitim programları talebi alıyor ve bunları karşılamaya çalışıyoruz. Temas ettiğimiz hastalardan da anlıyoruz ki Türkiye, dünya sağlık sektöründe her yıl daha iyi bir noktaya taşınıyor ve bu takdir de görüyor. Sağlık turizmini yalnızca iletişim çalışmalarıyla besleyemezsiniz. Gerçek ve sürekli başarı şarttır. Bu başarıyla da ülkem adına çok gurur duyuyorum. 

Kendi cinsel varlığına sahip çıkmasını önemsediğiniz kadınlara söylemek istedikleriniz nelerdir?

Biz kadınlar, kadın hazzının önünde durmaya ant içmiş tüm zihniyetlerin karanlığını aydınlığa çevirme yetisine sahibiz. Çünkü bilgiden ala ışık kesinlikle yoktur. Çünkü bilmediğinizden korkar, bilmediğinizi gereksiz sayar ve bilmediğinize hak ettiği değeri vermekten yüksünürsünüz. Bilin ve yaşamaya devam edin. Cinsel sağlık, sağlığınızdan ayrı değildir. Bir bütündür.

İşiniz dışında neler yapmaktan hoşlanırsınız? Nasıl bir aile yaşantınız var?

Okurum, çok okurum. Hep az gelir, daha da okurum. Seyahat eder, yeni kültürler tanırım. Alışveriş yaparım sonra. Bağıra bağıra şarkı söylerim; ud çalarım, boks yaparım. Her yeni parça için dolabımdan bir parça çıkararak her şey gibi dolabımı da yenilerim. Moda dergilerini çok sevdiğimi de söylemeliyim bu noktada. Trendler, insan yaşamına yeni soluklar getiriyor bana kalırsa. Hiç de uzak değilim. Sanırım vakit bulabilsem ve bir alanda daha uzmanlaşmaya karar versem bu moda sektörü olurdu. Aile yaşantımı ne bir tek benim ailem varmış gibi gizli sürdürürüm ne de ailem herkesin ailesiymiş gibi ulu orta. Mutlu, sakin, huzurlu ve geniş bir yurdum ailesi. Sevgiye inanarak büyüdüm, sevgiyi tadarak. Kendimi sevmeyi de böyle öğrendim. Gücümü, kendimi sevebilmekten aldığım için kadınların kendilerini tanıyıp sevmelerini bu kadar önemsiyorum belki de… Kendini sevmek benim için çok kıymetli.