Jinekoloğa gitmek neden hâlâ tabu?

“Kadın bedeni” üzerine sürekli konuşulan bir konu olmasına rağmen iş kadın sağlığına gelince bir sessizlik çöküyor. Modern çağda yaşıyoruz, cinsellik her yerde, beden olumlama akımları güçleniyor ama jinekoloğa gitmek hâlâ fısıltıyla konuşulan bir şey, sanki utanılacak bir durum. Durup sorguluyoruz: Neden böyle? Neden birçoğumuz jinekoloğa gitmeyi erteliyoruz?

Gelin, bunun arkasında yatan sebepleri birlikte konuşalım.

Toplum baskısı nereye kadar?

Büyürken birçoğumuz şu cümleyi duymuşuzdur: “Kızlar şöyle yapmaz, böyle oturmaz, şunları konuşmaz” Bedenimiz hakkında konuşmak zaten ‘ayıp’. Hele ki jinekolojik muayene gibi doğrudan bedenimizi ilgilendiren bir konuysa!

Ama gerçek şu: Bedenimize dair en çok konuşması gereken kişi biziz. Jinekolojik sağlık da tıpkı dişçiye gitmek, kan tahlili yaptırmak kadar normal. Regl düzensizliği, doğum kontrolü, HPV aşısı, kist veya enfeksiyon gibi konular bir “ayıp” ya da “günah” meselesi değil, tamamen sağlıkla ilgili durumlardır.

“Bir şey” mi oldu?

Düşünün, erkekler ürolog randevusu aldığında kimse onlara “Neden gidiyorsun?” diye sormuyor. Ama konu jinekoloji olunca bakışlar değişiyor. Öyle ya, bir kadın jinekoloğa gidiyorsa kesin “bir şey vardır.” Peki, dişçiye gidiyorsak dişimiz mi çürük? Hayır. O zaman neden jinekoloğa gitmek de rutin bir sağlık kontrolü olmasın?

Sağlıklı olmak için bir şeylerin ters gitmesini beklememeliyiz. Yıllık kontroller, smear testleri, yumurtalık sağlığı… Bunlar herkesin erişebilmesi gereken temel haklar.

Bekâret mitleri

Hadi dürüst olalım, birçok kişi jinekoloğa gitmeyi bekâret kontrolü gibi görüyor. Toplumsal normlar hâlâ “kadın cinselliğini” kontrol altında tutmaya çalışıyor. Jinekoloğa gitmek, “Acaba evde duyan olur mu?”, “Bir şey anlaşılır mı?” gibi absürt kaygılarla dolu.

Oysa ki jinekoloğa gitmek, bir kadının sağlığını ciddiye aldığını gösterir. Kadın bedeni kimsenin namus meselesi değil, sağlık meselesidir.

Jinekoloğa gitmek cesaret değil, rutin olmalı

Bu bir feminist mesele çünkü sağlık bir ayrıcalık değil, haktır. Kadınların kendi bedenleriyle ilgili karar almaktan çekinmemesi için daha çok konuşmamız, daha çok bilinçlenmemiz gerekiyor. Jinekolojik muayene, regl, doğum kontrolü, HPV aşısı… Bunlar tabu değil, hayatın doğal parçaları.

Ve belki de en önemlisi, bir kadının sağlığını ciddiye alması hiçbir zaman bir “ayıp” ya da “fazla cesur bir hareket” olarak görülmemeli. Jinekoloğa gitmek devrim değil. Sadece rutin bir sağlık kontrolü. Ve bunu normalleştirmek de bizim elimizde.

İlginizi çekebilecek bir diğer yazı >>>>> Neden hâlâ tartışıyoruz: Anne olmamak bir seçimdir

Kapak: Pexels