İyi alışkanlıklarımız olduğu kadar, kötü alışkanlıklarımızın olduğu da maalesef gerçek. Durmadan alışveriş yaptığımız için dolapta varlığından bile haberdar olmadığımız havalı parçalar, dış görünüşümüz hakkında düşünmekten uykusuz kaldığımız geceler ve daha niceleri…
Bu yazıda özellikle görünümlerinizi oluştururken düştüğünüz 7 hataya değineceğiz, hazırsanız başlayalım!
“Giyecek hiçbir şeyim yok.”
Dolabınızı açtığınızda karşılaştığınız manzara birbirine karışmış parçalardan ibaretse, size kesinlikle hiçbir şeyiniz yokmuş gibi görünecektir. Bilimsel açıdan bu sorunu ele alacak olursak, bu durumun bilişsel bir hata olduğunu söyleyebiliriz. Modern dünyada beynimiz o kadar çok bilgi alır ve işler ki en basit stratejiyi bulmak her zaman ilk seçeneği olur. Bu durumu gardırobunuz açısından ele alacak olursak, karışıklıktan dolayı dolabınızdaki her şeyi analiz edemiyor, bu yüzden de elinizin altındaki aynı kot pantolon çoğu zaman size daha çekici geliyor.
Bahsi geçen durumdan kurtulmak için ilk önerimiz, dolabınızı iyi organize etmeniz. Yılda sadece birkaç kez giydiğiniz parçaları, karışıklık yaratmaması açısından bir sonraki tatile kadar açmayı düşünmediğiniz bavulunuzda veya yatağınızın altında depolayabilirsiniz. Dolabınızı düzenlerken ise aynı parçaları bir araya toplayabilir veya yapacağınız kombinlere göre kıyafetlerinizi gruplayabilirsiniz.
“Sevdiğim şeyi giyecek vücuda sahip değilim.”
Modern pop kültürü, medya ve sosyal ağlar aracılığıyla belirli güzellik standartlarını belirliyor. Bir mağazanın çevrimiçi adreslerini dolaştığınızda, pürüzsüz bir cilde ve mükemmel bir stile sahip modeller ile karşılaşmanız muhtemel. Her insanın parmak izi gibi vücut tipi de farklı olduğu için satın aldığınız kıyafetin size modeldeki gibi durmaması oldukça normal. Burada yanlış bir şey yok, ancak kendinizi ‘güzellik ölçü ve standartları’ ile kıyaslarsanız, bu durum sizi günden güne mutsuzluğa itebilir.
Yukarıda da bahsettiğimiz gibi her insanın vücudu, parmak izi kadar farklı ve özeldir. Vücudunuzda ‘kusur’ olarak adlandırdığınız ve saklamak için çaba gösterdiğiniz her parçanızın ‘size özel’ olduğunu ve sizi ‘siz’ yapan bölgeler olduğunu unutmamalısınız.
“Giyim tarzım bana uymuyor.”
Hayalinizdeki parçalar dolabınızdakilerden çok farklı olduğu için yaptığınız kombinler sizi bir türlü tatmin etmiyor olabilir. Bu durumda, birkaç çözümümüz var. İlk olarak dolabınızı yeniden düzenlerken size yardımcı olması açısından stilistle çalışabilirsiniz. Bunun yanı sıra, modayla ilgili filmler izleyebilir, Instagram ve TikTok gibi uygulamalarda tarzını beğendiğiniz it-girl’leri yakın takibe alabilir, moda haftalarından öne çıkan koleksiyonları inceleyebilir veya sezonun trend raporlarını okuyabilirsiniz.
Sezonun öne çıkan trend raporlarını incelemek isterseniz aşağıdaki linkleri ziyaret etmek işinize yarayabilir:
“Yaşıma göre giyinmiyorum.”
Hiçbir durumda yaş sizi sınırlamamalı. Kaç yaşında olursanız olun, ister mini etek ister büstiyer isterseniz de kısa bir deri ceket giymekten korkmayın. Unutmamalısınız ki giydikleriniz pasaportunuzdaki doğum tarihine değil, iç dünya görüşünüze uygun olmalıdır.
“Aksesuar kullanamıyorum.”
Birçoğumuzun aşina olduğu bu problem için çözümümüz diğer sorunlara göre biraz farklı. Aksesuar kullanamıyorsanız, bir süre kullanmamanızı öneriyoruz. Evet, yanlış okumadınız; aksesuar konusunda kafanız karıştıysa, aksesuar ‘detoksu’ yapmak en iyisi! Görünümlerinize bir türlü ayak uyduramadığını düşündüğünüz çanta, mücevher ve gözlükleri bir kenara bırakarak, tek kelimeyle minimalizme dönün. Zaman içinde aksesuarlara kaşı ön yargınız kırılacak, kombinlerinizle aksesuarları doğru bir şekilde kullanmaya başlayacaksınız.
“Giysilere çok fazla harcıyorum.”
Her ne kadar karşı çıksak da giysilere çok fazla harcadığımız maalesef gerçek. Son aylarda ne kadar harcadığınızı hesaplayın, harcamalarınızı kıyaslayın ve alışveriş esnasında aldığınız ürünlerden memnun olup olmadığınıza karar verin. Satın aldığınız bazı eşyalar, ihtiyaç listenizle pek de uyumlu olmayabilir. Bu duruma örnek verecek olursak, iş yerinde geçirdiğiniz zor bir günün ardından sizi rahatlatması açısından alışverişe giderseniz, duygu durumunuzun esiri altında ihtiyacınız olmayan ürünlere ciddi miktarlar ödeyebilirsiniz. Bunun yerine, sinemaya gitmek veya bol köpüklü rahatlatıcı bir duş almak, hem daha hesaplı hem de sizi daha çok rahatlatabilir.
Son olarak, giyecek hiçbir şeyiniz olmadığını düşünüyor ve sürekli alışveriş yapıyorsanız, yazının en başına dönerek dolabınızı düzenlemekle işe başlayabilirsiniz.
“Yaptığım kombinler ile gülünç görünmekten korkuyorum.”
Bu konuda size asıl yardımcı olacak duygu farkındalık. Binbir çaba ile yaptığınız kombinleri kendiniz için yaptığınızı unutmamalı, giydiğiniz parçaların içinde kendinizi iyi ve rahat hissetmenin önemli olduğunu hatırlamalısınız.