Günümüzde çiftlerin çoğu büyük umutlarla yeni bir ilişkiye başlıyor ama kısa bir süre sonra hızlıca hayal kırıklığına uğruyor. İlişkilerde yapılan bu yedi yanlışı tanıyarak ilişkinin ömrünü uzatabilirsiniz.
1) Farklılıkları kabul etmemek
Her birimiz farklı geçmişlerden geliyoruz. Yaşamımız boyunca öğrendiklerimizle ideal erkek/kadın/ilişki üzerine beklentiler oluşturuyoruz. Bunlar hem toplumsal standartlardan hem de kişisel öykümüzden edindiğimiz kalıplar olabiliyor. Karşımızdaki kişi bu kalıplara uymadığında bir eksiklik varmış gibi hissedebiliyoruz. Ya da ilişkinin yürümesi için kendimizi de olduğumuzdan farklı göstermemiz gerektiğini düşünebiliyoruz.
İdeal erkeği/kadını sevmek kolaydır, peki karşınızdaki kişiyi sevmek de öyle kolay mı? Farklılıkları anlamaya çalışmak, karşımızdakini kalıplarımıza sokmadan olduğu gibi sevmenin bir yolunu bulmak, hem onu hem kendimizi tüm otantikliğimizle kabul etmek “ben”den “biz” olmaya doğru giden yolu açar.
2) Hataların sorumluluğunu almamak
İlişkide yolunda gitmeyen bir şey olduğunda faturayı hızlıca karşı tarafa kesmek, içinde bulunulan durumun sorumluluğunu almamak, sürekli partnerinizi suçlamak ilişkinin onarılması zor yaralar almasına neden olur. “Sorun bende değil” demek bir çözüm arayışında olduğunuzu göstermez. Aynı sorunlar defalarca yaşanıyorsa partnerinizi suçlayarak onu karşınıza almak yerine yan yana gelip sorunu nasıl çözebileceğiniz üzerine beraberce düşünebilirsiniz. Böylece zamanınızı ve enerjinizi birbirinizi suçlamaya değil gerçek sorunları aşmaya harcayabilirsiniz.
3) Kaliteli zaman geçirmeyi önemsememek
Bütün gün bir arada olabilirsiniz ama bu yine de “orada” olduğunuz anlamına gelmiyor.
Beraber yapmaktan hoşlandığınız etkinliklerin bir listesini yaparak her hafta bunları gerçekleştirmeyi deneyebilirsiniz. Bu süre boyunca kendinizi yaptığınız şeye adamaya çalışın. Karşınızdaki kişiye özenle yaklaştığınız, ona değer verip farklı hallerini anlamaya ve ilişkinizi beslemeye çalıştığınız bu zamanlarda dikkat dağıtıcıları bir kenara bırakın. Bir gözünüz telefondayken sohbet etmeyin. Bu zamanları diğer planlarınızdan daha öncelikli bir yere koyun.
4) Takdir etmeyi bilmemek
Küçümseme, alay etme, yapıcı olmayan eleştiriler partnerinize sürekli “beğenilmediği” mesajını verir. Oysa beğenilmek bizim en temel mutluluk kaynaklarımızdan biridir. Karşımızdaki kişinin deneyimlerini merak etmek, ilgi göstermek, yeteneklerini övmek, başarılarını takdir etmek, hayranlığımızı farklı şekillerde göstermenin yolunu aramak ilişkide güven ve sevgiyi derinleştirir.
5) Sınırları koruyamamak
“Ben kimim?” sorusunu kendimize pek fazla sormayız.Ama bu soruyu sormaktan ve cevabını aramaktan kaçınırsak hayatımız başkalarının istekleri ve ihtiyaçlarına göre şekillenir kolayca. Hem kendi sınırlarımızı korumak hem de karşı tarafın sınırlarına saygı göstermek için kendimizi tanımak, duygu ve ihtiyaçlarımızın farkında olmak çok önemli. Bu konuda zorluklar yaşıyorsanız terapi desteği almayı deneyebilirsiniz. Kendi sınırlarını belirlemek aynı zamanda sınır ihlallerinin psikolojik, fiziksel, ekonomik ya da cinsel şiddete yöneleceğine dair sinyalleri daha hızlı görmenize ve gerekli tepkileri vermenize yardımcı olur.
6) İletişimde kopukluklar yaratmak
Konu ne kadar can acıtıcı olursa olsun ilişkide her şey konuşulabilir. Şiddetsiz iletişim yöntemlerini kullanmak ilişkide kendinizi doğru ifade etmenizi ve karşınızdakini anlayabilmenizi kolaylaştırır. Konuşmayı kesmek, yargılamak, içe kapanmak, dinlememek çiftler arasındaki bağlantıyı keser, yanlış anlaşılmaları artırır ve sorun çözme olasılığını ortadan kaldırır. Karşınızdakinin aklınızdan geçenleri okumasını beklemeyin, açık olun ve diyalog kurun. Birbirinize uzlaşmacı, empatik ve şefkatli yaklaşmak çatışmaları çözümlemenizi kolaylaştırır.
7) Beraber hayal kurmamak
İlişki de ilişkinin içindeki kişiler de zamanla değişiyor. Partnerinizi ne kadar iyi tanıyorsunuz? Onun hayatında olan şeylerin ne kadar farkındasınız? Onu mutlu eden şeyleri besliyor musunuz? Ortak hayaller kurmaya devam ediyor musunuz?
İlişkide birçok şeyi var saymak daha kolay gelebiliyor ama karşımızdakinin mutluluğunu istediğimizin ve buna önem verdiğimizin göstergesi onun hayatında olup bitenlere, duygularına, deneyimlerine özen göstermekten ve hâlâ yan yana yürüdüğünüzü hissettirmekten geçiyor. “Ne kadar değişirsek değişelim seni anlıyorum, mutluluğunu önemsiyorum, yapmak istediklerini destekliyorum ve beraber yürümeye devam etmek istiyorum” mesajını vermiş olursunuz. Karşılıklı özenin ve geleceğe yönelik ortak hayallerin olduğu ilişkiler zorlukları daha kolay aşıyor ve uzun ömürlü oluyor.