Kabare ruhu geri döndü. Lüks kumaşlar, göz alıcı detaylarla yeni sezona ışıltılı bir giriş yapıyoruz. Karşınızda New York, Londra, Milano ve Paris moda haftalarının nostaljik etkisi.
Kısıtlamalardan uzak ve sosyal hayatımızın tekrar canlandığı iyi günleri hayal eden tasarımcılar, modern tarihin en görkemli dönemi olan 1920’leri yeniden yorumluyor. Özellikle payetler, kristaller ve vazgeçilmez gümüş parıltılar sezonun yükselişe geçen trendlerine yön veriyor. Paco Rabanne’den Givenchy’e kadar uzanan sofistike görünümler 1920’lerde altın yıllarını yaşayan kabare tiyatrolarını andırıyor. Aslında Almanya’da ortaya çıkan ama hızla dünyaya yayılan Cabaret 1972, bir müzikal film olarak izleyicinin karşısına çıkıyor.
Bu ikonik müzikal, öncelikle 80’ler modasına yön vererek yükselen disko çağına yeni bir soluk getirse de bugün tasarımcıların yeni heyecanı hâline geliyor. Tıpkı müzikalden fırlamış gibi görünen dönemin ultra glam elbiseleri, iddialı ceketleri ve püsküllü detayları yüz yıl sonra tekrar aramızda. Gösterişe, açılmaya ve yeniden yaşamaya ihtiyaç duyduğumuz günlerin ardından, moda sektörünün böyle bir hamle yapmasına şaşırmamak gerek.