Seyahat

Hayatın içinden bir yol hikayesi: Asil Özbay

Motosikletiyle dünyayı geziyor, cep telefonuyla belgeseller çekiyor. Asil Özbay hikayesiyle ilham veriyor.

Seni biraz tanıyabilir miyiz? Motorla seyahat etmeye ne zaman, nasıl başladın?

İstanbul Gedik Üniversitesi Spor Bilimleri Fakültesi’nde öğretim görevlisiyim. Sporu ve bedenimin sınırlarını keyfetmeyi hep sevdim. Fakat bisiklet ile başlayan özgürlüğü keşfetme hissi uzak mesafeler kat ederek devam etti. Daha da uzaklara gitmeye karar verdiğim bir an hayatıma motosiklet girdi. Üniversite yıllarımda motosiklet sayesinde Türkiye’yi karış karış gezme ve tanıma fırsatım oldu. Daha sonraki yıllar motosikletle dünyayı keşfetme arzum ülkeleri ve kıtaları aştı. İstanbul’dan Avrupa’ya, Moğolistan’dan Nepal’e, Pakistan’dan İran’a, Hindistan’dan Rusya’ya uzanan birçok ülkeye motosikletle gittim. En son rotam ise yaklaşık bir sene süren Afrika turu yolculuğu oldu.

Bugün geçmişe baktığında bu zaman içinde kazandığın deneyimleri nasıl anlatırsın?

Motosiklet ile Türkiye’de birçok şehre seyahatler gerçekleştirdikten sonra ilk uzun yurt dışı yolculuğum Balkanlar oldu. İstanbul’dan başlayıp tüm Adriyatik kıyısını gezdiğim ve Avusturya’ya kadar uzanan bir rotaydı. O zamanlar yollara dair biraz kaygılıydım ve güvenli sürüşe odaklanmaktan çevremde olup bitenlerin bu kadar farkında değildim. Zaman içerisinde sürüş becerilerim ve farklı bir coğrafyaya kısa sürede uyum sağlayabilme becerim gelişti.

Yolculuklarında tüm fotoğrafları iPhone ile çekiyorsun. Android’den iPhone’a geçmeni sağlayan unsur neydi? 

Belki de tekrar görme şansımın olamayacağı o eşsiz manzaraları en iyi şekilde kaydetmek ve arşivlemek önem verdiğim bir konu. Yolculuklarım süresince çantalarımda en çok yer kaplayan ise teknolojik çekim ekipmanlarım oluyordu. Fotoğraf makinaları, lensler, aksiyon kameraları gibi… Android kullanıcısıyken kullandığım telefonun çekim kapasitesi ve kalitesi istediğim yeterlilikte olmuyordu. Bu yüzden daha fazla çekim ekipmanına ihtiyaç duyuyordum. Motosikletle dünya turu hikâyelerimi kaleme aldığım ilk kitabım ‘Anın İçinde Rutinin Dışında’nın kapak fotoğrafında kullanılan kareyi de iPhone ile çekmiştim. Şu an tüm yolculuklarımı sadece iPhone ile belgeselleştirebiliyorum; özellikle istediğim kalitede ve içime sinen bir şekilde. Yaklaşık bir sene süren Afrika yolculuğumda CNN Türk’te 40 bölümden fazla çektiğim belgeseller yayınlandı. Ek olarak İstanbul Büyük Şehir Belediyesi metrolarda, vapurlarda, tramvay ve otobüslerde yolculuklarım süresince çektiğim ve montajladığım belgesellerime yer verdi. Bunun yanı sıra iPhone’un diğer Apple ürünleri ile uyumlu olması zamanımı daha etkin kullanmamı sağlıyor. AirTag’ler mesela olmazsa olmazlarım… Anahtar gibi önemli eşyalarım dışında motosikletimin güvenliğini de AirTag ile sağlıyorum.

Tek başına seyahat eden birisin, bu noktada mobil cihazlar ne denli önemli oluyor senin için?

Her şeyi de kendin çekiyorsun sanırım. Seyahat etmek, yeni ve sıra dışı yerler keşfetmek konusunda motivasyonum çok yüksek. Bunun yanında teknolojiye olan ilgim ve dijital içerikler üretebilmeye olan iştahım da bir o kadar açık. Teknolojiyi olabildiğince yakından takip etmeye çalışıyorum. Çünkü yollarda bir ekip gibi çalışmak zorundayım. Her konuya hâkim olmam gerekiyor. Fotoğraf, video, teknik, ses, kurgu, montaj gibi… Ve tüm bunları kısıtlı bir zaman içerisinde yapmak zorundayım. Bir ülkeden başka bir ülkeye geçerken çoğu zaman saatlerce motosiklet kullanmam gerektiğinden ofisim zaman zaman benzin istasyonları oluyor. Benzin almak için her mola verdiğimde hem dinleniyorum hem de hızlıca içeriklerimi gözden geçirip düzenlemelerimi yapabiliyorum. Tek başıma ürettiğim içeriklerin arkasında çoğu zaman bir ekip varmış gibi hissediliyor fakat bu beni mutlu ediyor.

Yolda olmak sana neler kattı?

Yolda olmanın hayatıma kattığı en değerli kazanım kendi iç dünyama yaklaşmama, kendimi daha iyi tanımama fırsatlar sunmuş olması. Yolda rastlantıların da arttığını düşünüyorum. Bu da bizim planlarımızın ya da beklentilerimizin ötesinde daha farklı hikâyelerle buluşmamızı sağlıyor. Tasarlamadığımız ya da ön görmediğimiz bir hikâyenin içinde kendimizi bulmak bakış açımızı geliştiriyor. Yolda olma deneyimim arttıkça sorunlar karşısındaki tutumum değişmeye ve gelişmeye başladı. Daha tahammüllü ve çözüm odaklı olduğumu hissediyorum.

Yoldan vazgeçmeni gerektiren olaylar oldu mu?

Açıkçası her bir rotayı zorlu bile olsa bir okul olarak görüyorum. Bence bir insanı asıl yoran şey aynı sorunlarla mücadele içinde olması. Yollarda sorunlarla karşılaşıyorum evet, fakat yol kat edebilmek için hepsini bir şekilde geride bırakmam gerekiyor. Zaman içerisinde başıma gelen aksilikleri, problemleri artık bir durum olarak değerlendirmeyi öğrendim. Zorluklarla karşılaştığımda elimden geldiğince çözüm üretmeye çalışıyorum. Ve tüm bu deneyimlerin beni zenginleştirdiğini düşünerek yola devam ediyorum.

Bize hiç tüketemeyeceğimiz bir keyif söyler misin?

Kendimize daha yakın olma hâli bence en keyifli serüvenlerden biri. Farklı yerlerde bulunabilmek, seyahat etmek ise bunun en güzel yollarından… Bir insanın ancak başka bir insanla, başka kültürlerle etkileşime geçerek dönüşebileceğini ve güzelleşebileceğini düşünüyorum.

Motosikletini bir özgürlük aracı olarak görüyorsun. Peki, insanlar motorlu bir gezgini nasıl görüyorlar?

Hemen hemen her coğrafyada büyük bir sempati ile karşıladılar. Sanırım özellikle eşyalarla dolu büyük bir motosiklet insanların ilgisini çeken şey oluyor. Bir kadının kullanmasını da şaşırtıcı bulan birçok insanla karşılaştım. Fakat hep pozitif yaklaştılar. Tabii bazı yerlerde bir kadının değil motosiklet kullanmak, kamusal alan dışında bile var olmalarının zor olduğu ülkelerden, bölgelerden geçmek zorunda kaldım. Bir kadının tek başına motorla bir ülkeden bir ülkeye geçiyor oluşu, bazı coğrafyalarda çok alışık olunan bir görüntü değildi.

Sıradaki rotan nedir?

Afrika turuma kaldığım yerden devam etmek istiyorum. İkinci kitabım Afrika kıta yolculuğumdaki hikâyeleri kapsayacak. Hâlâ gitmek istediğim ve çok merak ettiğim ülkeler var o kıtada. Yaklaşık
bir sene Afrika’da sürmüş olmama rağmen hâlâ özlemle hatırlıyorum ve tekrar kavuşmak için sabırsızlanıyorum. Afrika’dan sonra ise Güney Amerika kıtası rotasına başlayabilmek gibi bir hayalim var.