Sizi, Ekim 2020 sayımızın kapak yıldızı Hande Erçel’in keyifli röportajıyla baş başa bırakıyoruz.
Sen Çal Kapımı aslında bir yaz dizisi gibi başladı ancak sezonda da devam edecek. Nasıl gidiyor dizi, çekimler? Biraz Eda karakterinden ve ekipten bahsedebilir misin?
Eda, senaryoyu okuduğumda içimde büyük bir sevinç uyandırdı. Hayat enerjisi inanılmaz yüksek. Hayata bakışı pozitif bir kadın olması, ne istediğini bilmesi ve üzerine gitmesi… Gücünü kendinde buluşu, inadı, fevriliği… Bunlar gibi saymak istediğim birçok yönü var Eda’nın. Hem oynarken keyif alıyorum hem de sette bulunmaktan. Bu çok kıymetli bir şey. İçimde hep koşarak sete gitme isteği var. İnanılmaz bir ekiple bu işe emek veriyoruz. Her bir birim bu işe kendini adamış durumda.
Kerem Bürsin’le de çok güzel bir ekran çifti oldunuz. Romantik komedi işlerinde izleyici bu uyumu arıyor. Sen ne düşünüyorsun?
Onunla inanılmaz eğleniyorum. Kerem gerçekten insanı motive eden, özverili ve enerjisiyle seni yükselten bir partner. Sette hangi koşulda olursa olsun tüm ekibin yüzünü güldürür mesela. Yakaladığımız bu uyum da birlikte çok eğleniyor oluşumuzdan bence.
Hep oyuncu mu olmak istiyordun? Yani bu senin çocukluk hayalin miydi yoksa tesadüf eseri mi oldu?
Kendimi bildim bileli oyuncu olmak istiyordum. Tesadüf eseri değil, gerçekten isteyerek oyuncu oldum.
Peki, ailenin desteğini aldın mı? Oyuncu olmaya karar verdiğinde ne düşündüler?
Ailem her zaman beni destekledi. Ben ne istersem, ne yaparsam her daim arkamdadırlar.
Seni çok zorlayacak bir rol var mıdır? Daha doğrusu işinle ilgili kuralların var mı? Asla oynamam dediğin ya da canlandırmak istediğin bir karakter var mıdır mesela?
Kitap okumayı ve kitap uyarlamalarını izlemeyi çok seviyorum. Kitaplardaki karakterlerin inceliği, yolculuğu, derinlemesine düşünülmüş olması beni çok etkiliyor. Okuduğum, çok severek oynamayı hayal ettiğim karakterler var. Kim bilir, bir gün vakti gelir ve o kadın karakterler karşıma çıkar da, ben de sınırlarımı zorlarım.
Eda, senaryoyu okuduğumda içimde büyük bir sevinç uyandırdı. Hayat enerjisi inanılmaz yüksek.
Ne tür filmler izlemeyi seviyorsun genellikle?
Animasyon çok seviyorum ben. Ve belgesel… Aslında iki uç gibi.
Nasıl bir senaryo okuma yöntemin var? Gelen projeleri okuduğunda kriterlerin neler oluyor?
Ben senaryo geldiği an okuyanlardanım. Nerede olursam olayım hemen her işimi bırakıp okurum. Çünkü heyecanlı bir tipim. Okuyup kendimi içinde hayal edip edemediğimi görmeliyim. Kriter denmez belki ama okuduğum şeyden gözümü ayıramamalıyım mesela. Ve bittiğinde sorularım olmalı…
Oyunculuğunu geliştirmek adına neler yapıyorsun?
Sektöre girdiğimden beri eğitimime aralıksız devam ediyorum. Yol çok uzun, ben de gelişmeye, öğrenmeye son derece açığım.
Bir gün bu sektörde kimse çalışacak bir alan bulamazsa ya da oyunculuğu bırakmaya karar verirsen, ne yaparsın? Farklı bir iş yapmayı düşünür müsün?
Zaten planlarımda bir resim atölyesi açmak var. Çizimlerimi yaptığım ve sergilediğim bir alanım olsun çok istiyorum.
Şimdiye kadar rol aldığın karakterlerden en çok hangisi seni etkiledi?
Böyle sorulunca pek ayıramıyorum aslında. Her biri bende bilmediğim yerleri keşfetmemi sağladı. Hepsi çok değerli.
Set yoğunluğu, dizilerin süreleri gibi sorunlar seni ne denli etkiliyor?
Bu şartları görüp çalışma saatlerimizin ve koşullarımızın nasıl hâlâ böyle kalabildiğine şaşırıyorum açıkçası. Kendimize vakit ayırmayı bir kenara bırakıp tüm enerjimizle setteyiz ve sürelere dur denmedikçe de bu böyle devam ediyor. Bir an önce normal bir düzen kurulması gerektiğini düşünüyorum.
Bu sezon gerçekten çok güçlü işler var ekranda. Sen hangi dizileri takip ediyorsun?
Dark, Handmaid’s Tale favorilerim. Yeni bir dizi önerisi aldım. Onu izlemek için gerçekten sabırsızlanıyorum.
Yoğun zamanlarda kendine nasıl vakit ayırıyorsun? En büyük lüksün nedir?
Köpeklerimle çimenlerde yatmak şu sıralar en büyük lüksüm. Yoğunluğumdan onlarla zaman geçiremiyorum ve ilk boşluğumda hep beraber bahçeye oturup boğuşuyoruz. Ve tabii ki, yeğenim Mavi’yi görmek…
Seni en çok ne sinirlendirir ve en çok ne mutlu eder?
Haksızlık karşısında deliye dönüyorum. Sevdiklerimle geçirdiğim bir gün, güzel sohbet ve lezzetli yemek beni en çok mutlu eden şeyler.
Enerjik bir insan mısındır? Mesela sabah kalkar kalkmaz hemen güne başlar mısın?
Sabah çok erken açılır gözüm. Hemen kendimi uyandırır kahvemi içerim. Gün ne kadar erken başlarsa da o kadar pozitif olurum.
Kendine güvenli biri misindir, yoksa çekingen tarafların var mı?
İkisi de her insanda yok mu aslında?
İnsanların ne düşündüğüne ne kadar önem verirsin? Şu ana kadar hakkında duyduğun en saçma şey neydi?
Sadece sevdiklerimin ne düşündüğü umurumda diyebilirim. Hakkımda milyonlarca saçma şey duydum aslında. O yüzden aralarından seçemeyebilirim.
Malum zor zamanlardan geçiyoruz. Dünya pandemiyle mücadele ediyor. Senin karantina sürecin nasıl geçti?
Karantina süreci bana çok iyi geldi. Bence biraz kendisiyle kalıp düşünen herkese iyi gelmiştir. Öğrenmek istediğim konular, izlemek istediğim filmler, okumak istediğim kitaplar, boyamak istediğim bir sürü tuvalim vardı.
Çok yeni bir teyze olarak neler hissediyorsun? Çok tatlı bir yeğenin var. Nasıl bir duygu? Bunu insan planlayamayabilir ama yeğenin Mavi, annelikle ilgili erken planlar yapmana sebep oldu mu?
Mavi bizim ailemize gelmiş bir hediye. Dünyada eşi benzeri olmayan bir duyguymuş gerçekten. Her zaman aileme çok düşkündüm ama Mavi’nin gelişi, ablama bir başka yaklaştırdı beni. Annelik ona çok yakıştı. Bana daha var. Öyle bir planım yok.
Son derece fit görünüyorsun. Beslenmene dikkat eder misin? Bir günlük beslenme rutinin nasıl?
Hep sağlıklı besleniyorum. Saçmaladığımı düşündüğüm günler oluyor ama kendime izin veriyorum. Zaten vücut, ihtiyacı olanı sana söylüyor.
Özellikle son zamanlarda, stresli günler arttıkça yoga ve meditasyona ilgi de çoğaldı. Sen meditasyon ya da yoga yapıyor musun?
Bir süre Bali’de kalmıştım. Orada meditasyon ve yoga yapmıştım. Bunu kendime bir ritüel edinmiştim. Biraz ara verdiğimi fark ettim. Bu yüzden birkaç haftadır yoga ve meditasyon yapıyorum. Ruhuma çok iyi geliyor.