Güzellik yarışmaları kimileri için genç kadınlara hayallerini gerçekleştirmeleri için ışık tutan bir platform, kimileri içinse kadın bedenini nesneleştirip patriyarkanın ekmeğine yağ süren etkinlikler. Tartışmalar yıllardır sürüyor ve bu konuda herkesin bir fikri var.
Güzellik yarışmalarını destekleyenler bu yarışmaların genç kadınlara sadece taç kazandırmakla kalmadığını, onlara büyük fırsatlar sunduğunu savunuyor. Kendini göster, dünyayı fethet!
Ancak cazip vaatlerin ardında karanlık bir gerçek yatıyor. Kadınları fiziksel görünümleri üzerinden değerlendiren bu yarışmalar, beden dismorfisini tetikleyip, kadınların özgüvenini sarsıyor.
Geçtiğimiz günlerde düzenlenen “Miss Turkey 2024” birincisi İdil Bilgen bu durumun en güncel örneği. Geleneksel güzellik kalıplarına uymadığı düşünülen Bilgen, Türkiye’nin dört bir yanından gelen tepkilerle lince uğradı. İdil Bilgen’in yaşadıkları, güzellik yarışmalarının estetik ölçütler üzerinden kadınları tek tip güzellik kalıbına soktuğunu ve bu kalıpların hala fazlasıyla “Avrupa merkezli” olduğunu bir kez daha ortaya çıkardı: Keskin çene hattı, belirgin elmacık kemikleri, minik bir burun, ince bir siluet.
Eşitlik ve kapsayıcılığın sürekli dillendirildiği bir dünyada güzellik kalıplarının dayatılıyor olması, feministlerin “güzellik yarışmaları kadınları fiziksel görünümlerine hapsedip, patriyarkal normları pekiştiriyor” eleştirilerinin haklılığını gözler önüne seriyor.
Fotoğraflar: @missturkey.official, IStock