En ikonik dizilerin başında elbette Friends geliyor. 10 sezonluk yayın hayatında işlediği hikayeleri ve barındırdığı komedi unsurları ise, günümüzde halen başa sarıp sarıp izlenmesini sağlayan özellikleri arasında. Rachel, Ross, Monica, Chandler, Phoebe ve Joey… Zaman zaman bazılarının arasında romantik yakınlaşmalar olsa da, özünde 6 yakın arkadaş olmayı asla bırakmadılar. Peki bu karakterlerden neler öğrendik?
İşte Friends dizisinden öğrendiğimiz hayat dersleri!
Kimse izlemiyormuş gibi yaşayın!
Bu kulağa çok zor gelse, egolarımız buna izin vermese de ipleri elimize ne kadar devralabilirsek o kadar iyi! Phoebe’nin parkta çılgınlar gibi koştuğu o anları hatırlayın. Sonuçta Phoebe parktaki diğer insanları bir daha asla görmeyecekti. O halde komik koşması kimin umurundaydı ki?
Central Perk’te verdiği Smelly Cat konserlerini de anımsayalım. Anlayacağınız Phoebe özgür ruhuyla bizlere, insanların hakkımızda ne düşündüklerini umursamamamız gerektiğini öğretti. Sizi ne mutlu ediyorsa, o an canınız nasıl davranmak istiyorsa öyle yapın. Gülünçleşmek ancak keyifli kahkahalara sebep olabilir.
Yaşamın içindeki gizli küçük mutlulukların tadını çıkarın.
Bu noktada rehberimiz Joey olacak. Yemeklerini asla paylaşmayan Joey’nin ufak anlardan aldığı keyifler ve mutluluklar oldukça ilham verici. Konu ne olursa olsun ana resme odaklanırken, dikkatinizi yalnızca ona vermeyin. Bir şeyler için emek harcarken ufak mutlulukların farkına varın ve tadını çıkarın.
Bazı konularda risk almaya değer.
Bazen risk almak, yapabileceğiniz en doğru şeydir. Arada sırada da olsa insanların asla yapmayacağınızı düşündükleri şeyleri yapın. İstediğiniz ve ket vurduğunuz şeyler için risk alın. Öngörülebilir olmayı bir kenara bırakın ve riskin sonuçlarına göğüs gerin. İyi de olabilir, kötü de. İçinde en ufak bir başarı ihtimali taşıyorsa, tek yapmanız gereken denemek olmalıdır.
Kendinizle alay edebilmenin önemini kavrayın.
Ah evet kesinlikle Chandler’dan bahsediyoruz. Chandler duygularından kaçmanın yolunu mizaha yönelerek buluyor. Kıvrak zekası sayesinde ortamı bir anda sıcacık bir hale getirebilir ya da en kötü ihtimalle “bu ne zırvalıyor” diye düşünürsünüz. Aslında her iki şekilde de Chandler en çok kendini ti’ye alır.
Kendinizle alay edebilmek, başkalarına karşı bir zırh oluşturur. Phoebe kadar olmasa da Chandler’ın da kimsenin hakkındaki düşüncelerini önemsemeyen biri olduğunu söyleyebiliriz. Ross ve Monica’nın genellikle herkes tarafından onay ve sevgi görmek isteyen yanlarının yorucu olabildiğini izledik. Bu açıdan bakınca Chandler ve Phoebe olmanın daha huzurlu göründüğü kesin.
Hedefinizi belirleyin.
Hayatı boyunca bir gün bile çalışmayarak ailesinin imkanlarının keyfini süren Rachel’ın kariyer serüveni Central Perk’te bir garson olmasıyla başladı. İlk etapta lezzetsiz kahveler yaptı, siparişleri yanlış masalara verdi… Ancak günün sonunda çalışmanın ve paranın değerini fark etti. Bu motivasyonla asıl hayallerine gidecek hedefler belirledi ve gözlerini dört açtı. Tökezlediği anlar olsa da asla düşmedi ve hedeflerini hatırladı.
Hayallere ulaşmak zaman alır. Bu çok da kolay bir süreç değildir. Hedef ne olursa olsun engeller çıkacaktır ve söylemesi kolay gelse de, kendi yolculuğunuzda her anın tadını çıkarıp tecrübe ederek amaçlarınıza odaklanmanızdan başka çareniz yoktur. Sonuçta pes etmek hiç de havalı değil, öyle değil mi?
Zorluklar, elbet bir gün gülerek hatırlayacağınız anılara dönüşür.
Bir boşanma üstadı olan Ross buna hak verecektir. Ross birçok defa evliliğini sonlandırdı. İlk etapta bu durum hiç güldürmese de, arkadaşlar arasında bir şaka haline geldi. Joey’nin Days of Our Lives’taki Dr. Drake Ramoray rolü de aynı şekilde komik hatıralar arasında yerini aldı. Çünkü yıllar geçtikçe yaşanan zorluklara ve hayal kırıklıklarına gülmekten başka seçenek kalmaz. Nasılsa bir gün güleceğinizi hatırlayarak, yaşadığınız olumsuzlukların acısında boğulmamanızı öneriyoruz!
Farklılıklardan korkmayın.
Çevrenizde hep aynı yapıda insanlar mı var? Genellikle size benzeyen dostlara mı sahipsiniz? Bu aynılaşma, farklılıkları yargılamak gibi bir huy edinmenize sebep olabilir. Oysa farklılıklara kucak açmak güzeldir. Chandler alaycı biri, Monica aşırı hırslı ve titiz, Phoebe gerçek bir bohem, Rachel ilk etapta biraz şımarık, Joey daimi bir şapşal ve Ross aşka aşık bir ruh. Ama tüm bu farklılıklar birbirlerini oldukları gibi kabul etmelerine ve en yakın arkadaş olmalarına engel olmadı. Hatta hayatlarına renk kattığı bile söylenebilir!
Eski sevgiliyle arkadaş olmak imkansız değildir.
Bazı eski sevgililer arkadaş olarak kalmaya kesinlikle değer. Ross eski eşi Carol ile arkadaşlığını sürdürdü ve ortak ebeveynlik yaptılar. Monica’nın karizmatik eski aşkı Richard ise, Chandler’ı ilişkisini sahiplenmesi konusunda cesaretlendirdi. Sonuçta bu şekilde olgun düşünebilen insanlara daha çok ihtiyacımız var, öyle değil mi?
Size ihtiyaç duyduklarında sevdiklerinizin yanında olun.
Mükemmel tavsiyeler vermeniz gerekmez. Sadece dinlemeniz ve size ihtiyacı olan kişilere yanında olduğunuzu hissettirmeniz yeterli. Bu konuda ders aldığımız kişi ise Chandler’dan başkası değil. Chandler komik bir dost olsa da, empati kurma ve tavsiye verme konusunda pek de başarılı olduğu söylenemez. Ama bu, arkadaşlarına destek olmaktan kaçmasını sağlamadı, aksine daima yanlarında oldu.
Arkadaşlar seçtiğimiz ailelerimizdir.
Birbirinizi yargılamadan rahat hareket edebildiğiniz, kendiniz olabildiğiniz, mutlu anları beraber kutlayabildiğiniz ve mutsuz anlarda dinlediğiniz, çözümler üretmeye çalıştığınız arkadaşlık ilişkileri sonsuza dek korumaya değerdir.