Koronavirüs sebebiyle geçici olarak kapılarını kapatan sanat platformu Ferda Art Platform, tüm çalışmalarını dijitale aktardı. “Sanat iyileştirir ve umut verir” mottosuyla Güler Güçlü ve Deniz İkizler’in yanı sıra daha önce eserlerine yer verdiği tüm sanatçıların eserleriyle kapsamlı bir erişim sağlayan Ferda Art Platform; sosyal medya, e-mail ve haftalık sanatçı tanıtımlarıyla sanatseverlerle iletişimini canlı tutuyor. Bu süreçte yeni bir söyleşi dizisi de başlatan platform, her hafta mercek altına aldığı sanatçıların pratiklerini, ele aldıkları meseleleri ve iç dünyalarını izleyicilere dinamik bir şekilde sunuyor.
Ferda Art Platform’un kurucusu Ferda Dedeoğlu; bize bu sanat platformunun hikayesini anlattı.
Ferda Art Platform’un hikayesini kısaca sizden dinleyebilir miyiz?
Fikir ilk 2019’un Mart ayında ortaya çıktı. Sonra ilk sergimizi Haziran ayında açtık. Ardından Contemporary İstanbul’a katıldık ve şimdi yeni galeri mekanımızda projelerimizi geliştirmeye devam ediyoruz. Henüz gelişim sürecindeyiz, önümüzde oldukça uzun bir yol var. Çok güzel ve ses getirecek projelerle sanatseverlerle bir araya geleceğiz.
Şu anda nasıl bir sistemle çalışıyorsunuz?
Sanat iyileştirir ve umut verir. Şu anda sanal dünyada sanata olan ilginin artmasını da buna bağlıyorum. O vakte kadar bizler de teknolojinin sunduğu tüm olanaklardan faydalanarak iki sanatçımızın yanı sıra daha önce eserlerine yer verdiğimiz sanatçıların da eserleriyle kapsamlı bir erişim sağlıyoruz. Sosyal medya, e-mail ve haftalık newsletter uygulamasıyla sanatseverlerle iletişimimizi canlı tutuyoruz. Bu tür sanal turların, müze ve galeri gezilerinin, söyleşilerin, canlı yayınların insanların psikolojilerine iyi geldiğine inanıyorum.
En son kimleri ağırladınız?
“Main Hall” ve “Project Space” olmak üzere iki bölümden oluşuyoruz. Koronovirüs sebebiyle evlere kapanmadan hemen önce Güler Güçlü’yü “Neden böyle oldu?” adlı sergisiyle Main Hall’da, Deniz İkizler’i ise “Plastik Düşler” ile Project Space’de ağırladık. Güler Güçlü’nün eserleri insanın kendini ve içinde bulunduğu çevreyle olan iletişimini sorguluyor. Deniz İkizler’in sergisi ise bir yerleştirme. Bütün bir alanı kendi çocukluğundan taşıdığı evinin salonuna dönüştürdü.
Nasıl bir fark yaratmayı hedefliyorsunuz?
Ferda Art Platform bir galeri olarak değil çeşitli sanat dallarının birleştiği bir platform olarak var olmayı hedefliyor. Salt sanat sergileme amacıyla değil, bu mekanı biraz daha disiplinlerarası bir ortaklık içinde var etmeyi hedefliyoruz. Önümüzdeki aylarda bu anlamda daha sık ve farklı projelerle geniş kitlelere ulaşmayı hedefliyoruz.
Sanatçıları seçerken neye göre karar veriyorsunuz?
Sanatçılarla ortak verilen bir karar ve süreç bu. Hem onlar beni hem ben onları seçiyorum. Eğer çalışma şekillerimiz, anlayışlarımız ve bakış açılarımız ortaksa beraber çalışabiliyoruz.
Türkiye’deki sanat piyasasını nasıl değerlendiriyorsunuz?
Dünyanın her yerindeki sanat piyasası gibi Türkiye’deki sanat dünyası da süratli bir şekilde değişkenlik gösteriyor. Fakat ben bu sürati verimli ve itici bir güç olarak görüyorum. Türkiye’de alan yaratılması gereken çok fazla sanatçı var o nedenle çok umutluyum. Bizim de amacımız bu aslında. Yeni alanlar yaratarak, farklı ve geniş kitleleri sanatla buluşturmak.
Sizce dünya sanat piyasasında da nasıl bir yerdeyiz?
Her ülkenin dünya sanat piyasasında varlığı bir başka oluyor. Biz de kendimize bir yer buluyoruz elbette. Türkiye’de yerel ve kültürel gelenekler ve bu değerlerin sanatta kullanılması oldukça özel yapıyor bizim üretimlerimizi. Bu nedenle son yıllarda dünya sanat piyasasında yükselişteyiz diyebilirim.
Hangi isimlerle daha çok anılıyoruz?
Murat Germen, Burçak Bingöl, Refik Anadol, Aslı Çavuşoğlu, Cevdet Erek, Canan Tolon ve Erdoğan Zümrütoğlu çok iyi isimler ve çok güzel yerlerde anılıyorlar.
Instagram: @ferdaartplatform