Dijital çağda bilginin kaybolmaz ve her an ulaşılabilir hale evrimleşmesi hatırlama ve unutma işlevlerinin değer kaybetmesine neden oldu.
Beyin tembelliği güç kazandı. Unutmanın önüne geçmek adına her teknolojik cihaza “planlayıcı” veya “düzenleyici” eklendiğini görüyoruz. Çoğu ötüyor ve bir işimizin olduğunu haber veriyor. Hatta uyanacağımız zamanın bilgisini dijital sesiyle (alarm) bize bildiriyor. Uzman doktor Ece Balkuv bütün bu dijital uyaranları beyine atılmış küçük bombalara benzetiyor. Çünkü beyin her dijital uyarıda 3000 yıl önce ormanda gezerken aslan gördüğünde verdiği nörokimyasal tepkinin aynısını veriyor. Stres hormonlarımızın yüksek, bağışıklığımızın düşük ve konsantrasyon kabiliyetimizin yerlerde olması beynimizin yapısı gereği tıbbi bir sonuç. Dijitalleşen çağa ayak uydurmak ve kendin için harekete geçmekte sitikolin akla gelen ilk seçenek oluyor!
Kaybolan Bir Sanat: Konsantrasyon
Yapılan araştırmalara göre ortalama bir kişi her 12 dakikada bir telefonuna bakıyor. Sıklıkla hepimiz uyanır uyanmaz telefonumuzu kontrol ediyoruz. Devir rekabet ve bilgi devri fakat bu durum uzun vadede ruh sağlığımızı bozabilir. Günümüzün sürekli olarak dıştan gelen bitmek bilmeyen dijital uyarılarla bölünmesi doğamıza ve beynimizin efektif çalışmasına uygun bir durum değil. İnsan, konsantrasyon yeteneğini kaybediyor. Konsantrasyon yetisinin en büyük düşmanının dış uyaranlar olduğu uzun süredir bilinen bir gerçek. Hepimiz, kendi hayat tecrübelerimize baktığımızda kolayca bu çıkarımı yapabiliriz.
Beyin Sisi
Dünyanın her yerinde insanlar yaşadığımız büyük pandemi sonrası benzer şikayetler yaşıyorlar: “Odaklanma güçlüğü”. Eskiden basitçe yerine getirilen iş, çalışma hatta oyun oynama gibi keyif verici aktiviteleri yaparken dahi bunları sürdürme becerisinde kayıptan yakınan çok sayıda insan var. Pandemi sonrası tüm dünyada görülen ve genel olarak “beyin sisi” olarak adlandırılan bu durumun beynin kronik strese yanıtına bağlı olduğunu düşündüren çok sayıda veri mevcut. Beynin düşünme, analiz etme, muhakeme gibi yüksek entelektüel işlevlerinden sorumlu beyin bölgesi olan prefrontal korteks; kronik stres altında geminin dümenini beynin daha ilkel bölgelerine devreder; çünkü evrimsel açıdan kronik stres altında önemli olan hayatta kalmaktır. Felsefi eser ortaya koymak değil. Bu nedene bağlı olarak uzun süreli salgılanan stres hormonlarının prefrontal korteks işlevlerini baskılarken ilkel (primitif) beyin işlevlerini desteklediği gösterilmiştir. Uzmanlar önümüzdeki yıllarda “yeni normal” in daha zorlayıcı, teknolojik gelişmelerin, adaptasyonu güç şekilde hızlandığı, eşitsizlik, otoriterlik, ekonomik güçlükler ve dezenformasyonun artarak devam edeceği bir dönem olacağını öngörüyor.
Ne Yapmalı?
Stres sessiz bir katildir. Hepimizin maruz kaldığı dijital uyaranlar beyinde stres yanıtı uyarır. Uzayan yaşam süresi ve artan konsantrasyon güçlükleri karşısında beyin sağlığını korumak bir zorunluluk haline gelmiştir. Akdeniz tipi beslenme ve fiziksel egzersiz ilk önerilecekler arasındadır.
Gıda takviyesi olarak beyin sisi ve diğer hafıza/odaklanma güçlüklerinde sinir dokusunu koruyan ve güçlendiren bir molekül olan Sitikolin 11 yaş ve üstü her bireyde ve günde 250-500 mg olarak önerilir B vitaminleri sadece B vitamini eksikliği halinde önerilir. Gingko biloba yaprak ekstresi kan sulandırıcı etkisi nedeniyle dikkatli kullanılmalıdır.