Yaşadığımız büyük felaketin hemen ardından moda tasarımcıları güçlerini birleştirerek büyük bir dayanışma sergilediler. Onlarla neler yaptıklarını ve afet bölgesi için gelecekte neler yapacaklarını konuştuk.
İçindekiler
Banu Bora
Deprem felaketi sonrasında afet yardım çalışmaları kapsamında neler yaptınız?
Kişisel bağışların yanında şirketçe para toplayıp yardım kuruluşlarına bağış yaptık. Ayrıca bölgeye erzak ve kıyafet, battaniye bağışı yaptık ve Moda Tasarımcıları Derneği bünyesinde 5000 battaniye projesi için atölyemizde dikim yaptık.
Bundan sonraki süreçte çalışmalarınız devam edecek mi? Hangi projeler, planlar üzerinde çalışıyorsunuz?
Yardımlarımız düzenli olarak devam edicek. İyileşme süreci uzun zaman alacak ve yol boyunca sürekli olarak yardıma ihtiyaç duyulacak. Ekip olarak etkilenen bölgelerdeki en acil ihtiyaçlar hakkında daha fazla bilgi edinmek için sivil toplum kuruluşlarıyla iletişim halinde olmaya ve bağışta bulunmaya devam edeceğiz.
İçinde olduğumuz zor günler sizde ne gibi duygular uyandırıyor?
Milletimiz yüzyılın en büyük felaketlerinden birini yaşarken, büyük bir üzüntüyle, sektördeki meslektaşlarımızı ve dostlarımızı dayanışmaya davet etme sorumluluğunu her zamankinden daha fazla hissediyoruz. Çünkü yardımımıza ve dayanışmamıza şimdi her zamankinden daha çok ihtiyaç var.
Mehtap Elaidi
Yaşadığımız deprem felaketinin ardından afet yardım çalışmaları kapsamında nasıl organize oldunuz?
Aslında bireysel olarak herkes gibi elimizden geleni yapmaya çalıştık. Moda Tasarımcıları Derneği (MTD) çatısı altında, bir kısım arkadaşımızın temin ettiği kumaşları kullanarak soğuktan koruma amaçlı pançolar diktik ve bunları afet bölgesine ilettik. Sonrasında da acil ihtiyacın iç çamaşırına yönelmesiyle birlikte temin ettiğimiz kumaşları atölyelerde diktirerek bu yönde destek olmaya çalıştık.
Bundan sonraki süreçte çalışmalarınız devam edecek mi, bir proje hazırlığınız bulunuyor mu?
Bundan sonraki süreç bence çok uzun bir zamanı kapsayacak, o yüzden MTD olarak sürdürülebilir bir proje üzerinde çalışıyoruz. Şu anda görüşmelerimiz devam ediyor, ancak bunun istediğimiz süre boyunca gelir yaratacak bir proje olmasına gayret ediyoruz. En kısa zamanda sonuçlanacağına inanıyorum.
Bu zor günlere dair neler söylemek istersiniz?
Çok zor günlerden geçtik ve geçeceğiz, ancak olayın başından itibaren sosyal dayanışmanın en güzel örneğini de yaşadık diye düşünüyorum. Bundan sonraki süreçte dersimizi almış olarak, bu yeni gerçek ışığında yeni sistemler yaratmak zorundayız. Sosyal dayanışma sayesinde bunu yapabileceğimize inanıyorum.
Dilek Hanif
Afet yardım çalışmaları kapsamında neler yaptınız?
Moda Tasarımcıları Derneği ve Türkiye İş Kadınları Derneği’yle organize edilen yardımlara katıldım. AFAD’a kendi bütçeme göre bir bağışta bulundum. MTD kapsamında bir grup oluşturduk ve afet bölgesindeki insanlar için polar, su geçirmez materyallerle giyecek üretimine başladık. Atölyemizde tüm işleri durdurup bunların dikimine başladık. Çalıştığım atölyelere de materyal tedariğini sağlayıp onları yönlendirdim.
Bundan sonraki süreç için neler planlıyorsunuz?
Bu, hepimiz için uzun bir süreç. Çalışmalarımıza devam ediyoruz, MTD gelen kumaşları bize yönlendiriyor ve ihtiyaca göre üretimlerimize devam ediyoruz. İhtiyaç oldukça da bu doğrultuda üretmeye devam edeceğiz. Markam özelinde ise bu seneki satışlarımın gelirinin bir kısmını afet bölgesi için ayırma kararı aldım. Her ay sezon tasarımlarından elde ettiğimiz gelirin %5’lik kısmını AFAD’a bağışlamayı planlıyorum. Çünkü bu yardımların bir seferlik değil, sürekli olması gerekiyor. Çocuklar için neler yapabileceklerimizi de bir dernek vasıtasıyla görüşüyoruz.
Yaşadığımız bu zor günlere dair neler söylemek istersiniz?
Bu zor günlerde birlik ve beraberlik içinde olmamızın ne kadar önemli olduğunu belirtmek istiyorum. Türk olmakla bir kere daha gurur duydum. İnanılmaz bir insanlık örneği ortaya koyduk. Ama burada da işlerimize devam edip mağdur durumda olan herkese destek olmamız gerekiyor. Hem afetten etkilenenler hem de kendimiz için, yeni bir düzen için, hep beraber çaba göstermeliyiz. Yaralarımızı ancak bu şekilde sarabilir, birlik ve beraberlik içinde iyileşebiliriz.
Gamze Saraçoğlu
Afet yardım çalışmaları kapsamında nasıl organize oldunuz, neler yaptınız?
Meydana gelen deprem felaketinden dolayı herkes gibi bizler de derin bir üzüntü içerisindeyiz. Hiçbir şey kaybedilenleri geri getirmeyecek olsa da depremzedelere ve afet bölgesine ilk günden itibaren elimizden geldiğince yardım etmeye çalıştık ve çalışmalarımıza devam ediyoruz. Aynı zamanda Moda Tasarımcıları Derneği ile koordineli bir şekilde hareket ederek bölgeye aktarılmak üzere kıyafet üretimi yapmaya da devam ediyoruz.
Bundan sonraki süreçte bu çalışmalarınız devam edecek mi, hangi projeler, planlar üzerinde çalışıyorsunuz?
Önümüzde uzun bir süreç var ve yapılan yardımların sürdürülebilir olması bizler için çok önemli. Çünkü devamlı olarak yeni ihtiyaçlar doğabiliyor. Bu noktada bizler de gelişmeleri yakından takip ediyoruz. Bunların yanı sıra depremzede çocuklara burs sağlayarak eğitim ve barınma ihtiyaçlarına katkıda bulunmak istiyoruz.
Yaşadığımız günlere dair neler söylemek istersiniz?
Böylesine büyük bir felaket başta bölgedeki depremzedeler olmak üzere, hepimizde derin yaralar açmış olsa da içinde bulunduğumuz birlik ve beraberlik ruhu oldukça umut verici. Bu ruhu koruyarak yaralarımızı saracağımıza inanıyorum.
Emre Erdemoğlu
Yaşadığımız felaket sonrasında afet yardım çalışmaları kapsamında neler yaptınız?
Moda Tasarımcıları Derneği ile kumaş tedarik edip panço, şal, kaban, bebek tulumu gibi hızlı ve kolay üretilebilir giyimler tasarlayıp ürettik. Her tasarımcı kendi imkanlarıyla üretim yaptı. Bunları deprem bölgelerine ulaştırdık.
Bundan sonraki süreçte çalışmalarınız devam edecek mi, hangi projeler, planlar üzerinde çalışıyorsunuz?
Tabii ki her zaman elimizden ne geliyorsa yapmaya hazırız. Ortada çok büyük bir felaket var. Buna duyarsız kalmak imkansız. Onca acı yaşanıyorken sessiz kalamayız. Hepimizin karşılaşabileceği bir felaket bu, yardımlaştıkça daha güçlü kalkıyoruz her şeyin altından.
Bu zor günlerde geleceğe dair neler söylemek istersiniz?
Gerçekten yaşanılan her şey çok zor ve acı, unutmak imkansız. Ancak birlikte yaralarımızı
sararak iyileşeceğiz. Millet olarak vicdanlıyız ve bu tip felaketlerde birbirimize destek olmamız gerçekten umut verici. Umut hep var! Günün sonunda sağlıklı olmak, yaşamaya devam etmek zorundayız. Birbirimize daha sıkı sıkı sarılacağımız bir süreçten geçiyoruz. Bunu da atlatacağız.
Gül Hürgel
Deprem sonrasındaki afet yardım çalışmaları kapsamında neler yaptığınızı öğrenebilir miyiz
Milletçe çok acı bir olay yaşadık ve bu durum karşısında destek olmak zaten görevimizdi. Afet durumlarında günler süren arama kurtarma çalışmaları olduğu için de temel hijyen malzemesi ve ihtiyaç giderme noktaları yetersiz olur ve ilk ihtiyaç duyulacak giyim malzemesi de iç çamaşırıdır. Deprem bölgesinin soğuk iklimini de göz önüne alarak eşofman takımları, yelek ve dış giyim dikimine başladık. Teknik tekstil üretimimiz de olduğu için 270 adet sıvı geçirmeyen battaniye ve 1200 adet halıyı ilk tırla ihtiyaç bölgesine ilettik. 1999 depreminde günlerce arama kurtarma çalışmalarına katıldığımız için temiz iç çamaşırının önemini gayet iyi bilirim. Öncelikle kendi üretimimize derhal ara verdik, bant sistemimizi külot dikime göre ayarladık. Stok kumaşlarımız sınırlı olduğu için sosyal medyadan da kumaş desteği istedik.
Bundan sonraki süreçte çalışmalarınız devam edecek mi, hangi projeler, planlar üzerinde çalışıyorsunuz?
Bizim bundan sonraki görevimiz aynı birlik ve beraberlikle devam etmemiz. Tasarım ve üretim ekibimiz ile özellikle iç giyim konusunda yardımlarımıza devam edeceğiz. İBB ve bir çok yardım platformunun yönlendirmesi ile ne gerekiyorsa yapmaya devam edeceğiz.
Yaşadığımız bu zor günlere dair neler söylemek istersiniz?
Acımız çok büyük ve ne yazık ki böyle bir travmayı hayatımız boyunca en az üç kez yaşayan bir nesiliz. Bizim birbirimize olan sevgimiz ve nezaketimiz ile yaralar sarılmaya başlanacak, umutluyum.
Zeynep Tosun
Yaşadığımız deprem felaketi sonrasında afet yardım çalışmalarına katıldınız mı, bu kapsamda neler yaptınız?
Deprem felaketinin olduğu gün hemen elimizdeki kışlık kumaşlarımızla panço, bere, atkı gibi şeyler dikmeye başladık. Daha sonra kumaş toplamaya başladık. Bu anlamda insanlar çok hızlı davrandı. Battaniye, panço, bere, atkı gibi giysilerden yüzlerce dikip bölgeye gönderdik. İlk bir hafta boyunca bunlarla ilerledik. Kişisel olarak arkadaşlarımızla organize olup büyük boy çadırlar tedarik etmeye başladık ve afet bölgesine ilettik. Markamda da birlikte çalıştığım, Kilis ve Mardin’de yaşayan kadın zanaatkarlarla iletişime geçerek onların güvenliklerini teyit ettim. Daha sonra Kilis’te birlikte çalıştığımız kadınlar çalışmalarına devam ederek bize ürün göndermeye başladılar. Onlarla olan iş birliklerimiz böylelikle devam ediyor ve destek oluyoruz. Kırmızı Çocuklar Derneği başkanı
ve moda tasarımcısı arkadaşım Simay Bülbül ile iletişime geçerek çocuklar için neler yapabileceğimi öğrendim ve akabinde ben de gönüllü oldum. Bu kapsamda İstanbul’a gelen depremzede ailelerin ihtiyaçlarıyla ilgileniyoruz. Beykoz Kundura Fabrikası’ndaki lojmanlarda konaklayan depremzedeler şu anda benim sorumluluğumda, onlarla ben ilgileniyorum.
Bundan sonraki süreçte çalışmalarınız devam edecek mi, hangi projeler, planlar üzerinde çalışıyorsunuz?
Çok güzel bir dayanışma örneği sergilediğimizi düşünüyorum. Herkes elinden geleni en iyi şekilde yapmaya çalışıyor. Biz de bu kapsamdaki çalışmalarımıza devam edeceğiz.
Yaşadığımız bu zor günlere dair neler söylemek istersiniz? Yaşananlar karşısında neler düşünüyorsunuz?
Türk halkının istediğinde ne kadar birlik ve beraberlik içinde hareket edebileceğini gördüğümüzü düşünüyorum ve bu dayanışma gücüne tüm kalbimle inanıyorum. Biz birlikte istersek her şeyi yapabiliriz, bunu fark ettik. Ancak bunu tek bir konuda değil, her konuda istememiz lazım. Devlete karşı hakkımızı aramamız gerektiğini düşünüyorum.
Simay Bülbül
Afet yardım çalışmaları kapsamında nasıl organize oldunuz, neler yaptınız?
Afet bölgesinde yaşayan ve Kırmızı Çocuklar Derneği çatısı altında hem burs verdiğimiz koruma altındaki çocuklarımız hem de koruyucu ailelerimiz vardı. Öncelikli olarak onlarla iletişime geçip tahliyeleri konusunda bir proje başlattık. Birçok aileyi yakın bölgelere taşıdık, bir kısmını ise İstanbul’da açtığımız evlere yerleştirdik. Destekçilerimiz ve gönüllülerimizle o evlerin bütün eşyalarını temin ederek evleri hazırladık. Bu çalışmayla barınma sorunu için bir yerden başlamış olduk. Bunun dışında afet bölgesine yardım tırlarıyla ihtiyaçların gönderilmesine her aşamada dahil olduk. Şu anda da deprem bölgesindeki çocukların gelişim ve travma atlatma süreçlerine dahil oluyoruz, bunlar için çeşitli projeler geliştiriyor, planlar yapıyoruz.
Bundan sonraki süreçte çalışmalarınız devam edecek mi, neler yapmayı planlıyorsunuz?
Bundan sonraki en büyük çalışmamız deprem bölgesindeki çocuklarımız üzerine olacak. Uzun bir süreç bizi bekliyor. Biz Kırmızı Çocuklar Derneği olarak yıllardır zaten travmalı çocuklar üzerine çalışıyoruz. Bu yüzden bölgede seçeceğimiz çadır kentlerde özel oyun alanları oluşturma, terapi oyunları organize etme gibi süreçlere geçeceğiz. Belki gezici oyun alanları yaratacağız.
Bünyamin Aydın
Les Benjamins olarak, Kahramanmaraş’ta meydana gelen ve Hatay, Gaziantep, Adana, Osmaniye, Kilis, Adıyaman, Malatya, Şanlıurfa ve Diyarbakır’da etkisini gösteren iki büyük depremin derin üzüntüsünü yaşıyoruz. Yaraları hep birlikte sarmak için resmi kurumlar ve sivil toplum kuruluşlarıyla iş birliği içinde hareket ediyoruz. Acil ihtiyaçların karşılanması için kurumsal bağışımızı yönlendiriyoruz. Kışlık ürünlerimizi afet bölgesine ulaştırıyoruz.
Beste ve Merve Manastır
Deprem felaketi sonrasında afet yardım çalışmaları kapsamında neler yaptınız?
Dokunabildiğimiz her hayatı ayrı ayrı kucaklama ve yol arkadaşı olabilme niyetiyle uzun süredir parçası olduğumuz TÜKD’nin (Türkiye Üniversiteli Kadınlar Derneği) de temel esasına dayanarak, afet bölgelerinde depremden etkilenen öğrencilerimizin atan veya atacak olan herkese de minnet duyuyoruz. Kalbimizin hissettiğini dil ile ifade etmenin mümkün olmadığı bu zorlu günleri birbirimize kenetlenerek aşacağız. İhtiyacımız olan umudun ve toplumumuza ilişkin önceliklerin somut koşullarını bütünsel bir bakış açısıyla yaratacak, iyileşmenin tohumlarını birlikte eğitime erişebilirliğini sağlamak, bu yolda başlattığımız çalışmalarımızın temelini oluşturuyor. Bu misyon ile çıktığımız yolda, başlangıç olarak 20 depremzede öğrencimizin üniversite hayatları süresince eğitimlerini üstlenecek, sürecin yakından takipçisi olmak ve her birine tek tek dokunabilmek adına mentörleri olacağız. İletişim ağımız sayesinde ilgi alanlarına yönlendirecek kaynaklar sağlayarak eşit, aktif ve özgür yurttaşlar olarak toplumun her düzeyinde katılımcı olmaları için çalışmalarımızı sürdürecek, her yıl daha fazla sayıda öğrencimize ulaşacağız.
Bu zor günlere dair neler söylemek istersiniz?
Birlik ve beraberliğin gücüne inanıyoruz, bu yolda adım atan veya atacak olan herkese de minnet duyuyoruz. Kalbimizin hissettiğini dil ile ifade etmenin mümkün olmadığı bu zorlu günleri birbirimize kenetlenerek aşacağız. İhtiyacımız olan umudun ve toplumumuza ilişkin önceliklerin somut koşullarını bütünsel bir bakış açısıyla yaratacak, iyileşmenin tohumlarını birlikte atacağız. İyileşmemiz, kesinlikle uzun bir yol ve oldukça istikrarlı bir çaba gerektirecek.
Bundan sonraki süreçte çalışmalarınız devam edecek mi? Hangi projeler üzerinde çalışıyorsunuz?
Hasarları oldukça büyük olan afetin pek çok yönüyle tahrip ettiği ülkemizde, etkilenenlerin onurlu var oluş mücadelelerine sağlanan temel ihtiyaç katkılarının vatani bir görev olduğu inancındayız. Bölgelerdeki birincil derecede iletişimde olduğumuz yakın aile bireylerimiz, dostlarımız ve parçası olduğumuz dernekler tarafından aldığımız bilgiler doğrultusunda görevimizi yerine getirebilmek ve temel ihtiyaç katkılarının devamlılığını sağlayabilmek adına çalışmalarımızı sürdürmeye devam edeceğiz.
Erol Albayrak
Afet yardım çalışmaları kapsamında neler yaptınız?
Öncelikle ülkemiz ve insanlık adına bu son derece üzücü büyük felaket sebebi ile yaşamını kaybeden tüm yurttaşlarımıza rahmet ve yakınlarına sabırlar diliyorum. Hepimize geçmiş olsun. Depremin ilk günü yaşadığımız şokun etkilerini kolay atlatamadık. Fakat bir şeyler yapmamız gerektiğinin de bilincindeydik. Öncelikle depremzedelere destek amaçlı kurulmuş çeşitli WhatsApp grupları vasıtasıyla STK’lar ile koordine olduk, kapsamlı sosyal medya gruplarımız ile istişarelerde bulunduk. Üyesi olduğum Moda Tasarımcıları Derneği ile deprem bölgesine gönderebileceğimiz acil ihtiyaç listelerini oluşturmaya karar verdik. Her tasarımcı atölye faaliyetlerine ara vererek bölgedeki soğuk hava şartlarına karşı koruyucu giysi ve aksesuarları üretmeye başladı. Çalıştığımız kumaş üreticileri polar, peluş gibi kumaşlarla hepimize destek oldu. Depremin üçüncü gününde afet bölgesine yardımlarımızı göndermeye başlamıştık. Bu arada Antalya Lions Derneği ile Antakya’da koordineli olarak yardımların en hızlı şekilde ihtiyaç sahiplerine ulaşmasını sağlayan ekipler oluşturduk. Şunu gördük ki sosyal medya, yardım ihtiyaçlarının belirlenmesi ve hangi noktalarda kimler ile koordine olunması açısından oldukça etkili oldu. Bu süreçte sadece giysi değil aklınıza gelecek her türlü ürünün belirlenip farklı gruplarda paylaşılmasını sağladık.
Bundan sonraki süreçte çalışmalarınız devam edecek mi, neler üzerinde çalışıyorsunuz?
Yaşanan bu acı felaketin yaralarını sarmak için birçok proje geliştirmemiz gerekiyor. Öncelikle depremzedelerin yanında olduğumuzu hissettirmemiz gerekiyor. Maddi ve manevi yardımların ötesinde onları yeniden yaşama bağlayacak projeleri hayata geçireceğiz. Yaşadıkları travmaları uzun yıllar atlatamayacaklar. Özellikle çocukların ve gençlerin eğitim süreçlerinin sürdürülebilir şekilde desteklenmesi önceliğimiz olacaktır.
Yaşadığımız bu zor günlere dair neler söylemek istersiniz?
Yaşadığımız coğrafyada birçok doğal felaketi yaşadık ve gördük. Tarihe büyük afet olarak geçecek bu deprem hepimizi üzdüğü kadar birçok konuda farkındalığımızı artırdı. Günler sonra dahi yaşama tutunan birçok mucizeye tanık olduk. İnsan olmak ve insan kalmak için çabalamanın büyük bir umut olduğunu gördük.
Tuvana Büyükçınar
Deprem felaketi sonrasında afet yardım çalışmaları kapsamında neler yaptınız?
Depremin ilk gününden itibaren organize olmaya çalıştık ve bölgeden gelen güvenilir ve gerçekçi kaynakların verdiği bilgilere göre pozisyon almaya çalıştık. İlk önceliğimiz arama kurtarma çalışmalarında yaşanan alet edevat eksikliği yönünde çalışmak oldu. Gönderdiğimiz jeneratör, hilti, tilki kuyruğu ve türevleri gibi birçok alet ikinci gün öğlen çalışmaya başladı. Daha sonra depremzedelerimizin gıda, giyim kuşam ve barınma gibi ihtiyaçlarına odaklandık. Hatay ve Kahramanmaraş bölgeleri için yardım toplayarak bölgeye ulaştırdık. Moda Tasarımcıları Derneği olarak da tasarımcı arkadaşlarımla birlikte, sektördeki kıymetli tedarikçilerimizin polar ve yünlü kumaş katkılarıyla panço, battaniye dikerek ihtiyaç bölgelerine ulaştırdık. A46 Design Studio’nun partnerlerinden Art of Kitchen ile Kahramanmaraş Elbistan ve merkezde iki adet mutfak kurulması ve servis verilmesine odaklandık. Yine depremin ikinci gününden itibaren mutfaklarımız günde üç öğün aşağı yukarı 3000 kişiye hizmet veriyor. Bunların yanında Enka Okul Aile Birliği yardım tırları organizasyonları ve Simay Bülbül’ün çok önemsediğim Kırmızı Çocuklar Derneği çalışmalarına katılarak gurur duyduğum işlere imza attık. Bölgeden gelen ailelerimizi İstanbul’da evlere yerleştirerek çocukların rehabilitasyonu üzerine çalışmalara başladık.
İçinde olduğumuz zor günler sizde ne gibi duygular uyandırıyor?
Ülke olarak büyük bir felaket yaşadık ama olağanüstü bir toplumsal seferberlik sınavı verdiğimizi düşünüyorum. Açıkçası bu toplumun bir parçası olmaktan gurur duydum ve insanımızın tüm farklılıklarını bir yana koyarak zor zamanlarda bu denli birleşebildiğini görmek ülkeme dair umut verdi. Bu birlik ve beraberlik duygusuyla zor günleri geride bırakacağımıza inancım tam.
Tanju Babacan
Deprem felaketi sonrasında afet yardım çalışmaları kapsamında neler yaptınız?
Stoğumuzdaki Buddypa çoraplarımızı afet bölgesine gönderdik. Moda Tasarımcıları Derneği’nin inisiyatifiyle yürütülen organizasyona depomuzdaki polar kumaş stoğumuzla destek vermeye çalıştık. Moda tasarımcıları derneğinin WhatsApp grubunda örgütlenerek birçok tasarımcının görev aldığı, kiminin atölyesini açtığı, kiminin kumaş bulmaya çalıştığı, kiminin fon bulmaya çalıştığı, kiminin kesimci bulmaya çalıştığı kolektif bir çalışmanın içinde yer aldık.
Bundan sonraki süreçte çalışmalarınız devam edecek mi, neler üzerinde çalışıyorsunuz?
İhtiyaç oldukça bu çalışmalara devam edecek, elimizden geldiğince yardım etmeye çalışacağız. Diğer depomuzdaki Buddypa çoraplarımızı da yolluyoruz. Hem semtimizdeki mahalle inisiyatifleriyle birlikte hareket etmeye çalışıyoruz, hem de MTD tarafından düzenlenecek kolektif yardımların içine dahil olmak üzere atölyemiz açık olacak. Bunun dışında hala afet bölgesinden gelecek olan haberleri beklediğimiz için henüz çok uzun vadeli bir plan yapmadık ama önümüzdeki zamanlarda ihtiyaç oldukça afet bölgesine yardım etmenin yollarını arayacağız.
Bu zor günlere dair neler söylemek istersiniz?
Üzüntümü ifade edecek kelimeleri toparlayamıyorum. Afet bölgesinden gelecek umutlu haberleri bekliyorum. Tek isteğim yetkililerin geleceği tasarlarken insan hayatını en ön plana alarak hareket etmeleri ve sorumluların hesap vermesi.
Gökhan Yavaş
Afet yardım çalışmaları kapsamında neler yaptınız?
Yaşanan afet sonrasında diğer tasarımcı arkadaşlarımızla birlikte Moda Tasarımcıları Derneği olarak hızlıca organize olup, bölgeye gönderilmesi için en elzem ürün olan battaniye, panço üretimine başlanıldı. Ardından bu ürünler bölgeye sevk edildi. Kumaş paylaşımında bulunan ve bizlere atölyelerini açıp bu sürece destek veren herkese teşekkür ederiz. Bireysel olarak ise Nişantaşı Nilüfer Hatun Ortaokulu’ndaki yardım kolektifine katıldım, inanılmaz bir dayanışmayla birçok yardımı ayrıştırıp paketleyerek sevkine yardımcı oldum. Ayrıca DHL ile olan iş birliğimizden elimizde kalan son yağmurluk stoklarını bölgeye göndererek destek oldum.
Önümüzdeki günlerde de bu çalışmalarınız devam edecek mi?
Henüz yaşananlar çok sıcak, bu nedenle üzerinde konuşacak ya da düşünecek fırsatımız olmadı. Fakat kolektif olarak mutlaka organize olmalı ve deprem ihtimalini her zaman aklımızın bir köşesinde tutarak hazırlıklı olmalıyız. Bu belki benzer battaniye, panço üretiminin devamı olabilir ya da yardım kuruluşlarıyla ortak projelerle bilinçlendirme çalışmaları olabilir.
Yaşadığımız bu büyük felaket size neler düşündürdü?
Çok zor günlerden geçiyoruz. Depremin varlığını kabul edip buna göre gerekli önlemleri almalıyız. Kontrollü bir şekilde, yaşadığımız bölgelerin depreme dayanıklılığını araştırıp hazırlıklı olursak yaşanabilecek her türlü riske karşı daha bilinçli ve hazırlıklı olabiliriz.
Emre Aktuna
Yaşadığımız felaket sonrasında yardım çalışmaları kapsamında neler yaptınız?
Moda Tasarımcıları Derneği içerisinde yapılan hızlı bir organizasyon ile tasarımcılar kendi aramızda, kimin ne imkanı varsa; dikim atölyesi, kesim atölyesi büyüklü küçüklü gruplara bölündük. İlk etapta kendi stoklarımızdaki kumaşları değerlendirdik. Ancak felaketin boyutunu öğrendikçe ve ihtiyaç listeleri çoğaldıkça herkes çevresi dahilinde kumaş firmalarından tonlarca kumaş bağışı topladı. Biz Outkast People ekibi olarak beş dikim atölyesi, bir kesim atölyesi ve Kadıköy Halk Eğitim Merkezi’ndeki hanımlarla organize olduk, hepsi gönüllü oldu. Dernekten ve aralarında para toplamış gruplardan gönderilen yüklü miktarda yünlü, polar ve su geçirmez kumaşlarla sweatshirt, uyku tulumu, bebek tulumu, atkı, bere ve panço dikimini üstlendik. Bunları Ahbap’a, Şişli, Kadıköy ve Kağıthane Belediyeleri’ne teslim ettik.
Önümüzdeki günlerde çalışmalarınız nasıl ilerleyecek, yardım projeleriniz devam edecek mi?
Şu an elimizde dikilmekte olan uyku tulumları var. MTD tarafından da gelecek olan bir parti kesilmiş panço var. Elimizdekileri teslim ettikten sonra yine dernekten veya çeşitli yerlerden tedarik edilecek olan kumaşların ihtiyaca yönelik dikimini uzun soluklu bir planlama ile sürdürüyor olacağız.
Yaşadığımız bu zor günlere dair neler söylemek istersiniz?
Maalesef kaybedilen hayatları geri getiremeyiz, ancak birlik ve dayanışma ile yaraları sarabiliriz. Bunun için biz ekip olarak hem bireysel hem de marka olarak elimizden geleni yapmaya çalışacağız. Bugün yüzlerce insan yaşama sıfırdan başlıyor, biz bu yeni hayatlarına küçük de olsa dokunabilmek istiyoruz. Moda tasarımı veya herhangi bir alanda oluşturulacak olan ve bizim rol oynayabileceğimiz projeler de olursa mutlaka dahil olup çalışmalarımızı devam ettirmek istiyoruz.
Arzu Kaprol
Afet yardım çalışmaları kapsamında nasıl organize oldunuz, neler yaptınız?
İlk amacımız, acil ihtiyaçlara cevap vermek adına birleşmek oldu. Rayon Tekstil, Özlem Kumaş, Valens Tekstil, YKK ve Koleksiyon Mobilya iş birliğinde önce battaniye, minder ve uyku tulumu üretildi ve bizzat ekiplerimiz tarafından dağıtımı yapıldı. Bu üretimler hala devam ediyor. MTD’nin önderliğinde atölyesi uygun olan üyeler tarafından, bağış yapılan kumaşlarla, koruma ve ısıtma sağlayacak, yüzlerce ısıtıcı polar ve panço dikildi. Biz de BYB tekstil atölyesinde bunların dikimini üstlendik. Bursa Olgunlaşma Enstitüsü, uyku tulumu organizasyonumuzu gördüğünde onlara da ulaşan çağrıyı gerçekleştirebilmek için destek istedi. Bursa bölgesinden Ete Kumaş ve Mehtap Elaidi koordinasyonuyla, buraya binlerce metre kumaş ulaştırıldı, şu anda atölyelerinde uyku tulumu dikiyorlar. Manisa Akhisar Zeynep Öngör Anadolu Kız Meslek Lisesi atölyelerinde günlük 500 adet uyku tulumu dikebileceğini iletti ve Bursa’ya giden su itici kumaşların bir kısmı Manisa Akhisar’a teslim edildi. Ayrıca Uşak’tan ulaşan Haksan İplik ise ısıtıcı özellikte kumaşlarını Manisa Akhisar okuluna teslim etti. Bunların yanı sıra biraz daha ileriye dönük çalışmalar da başlatıldı. Bunlardan biri de yine MTD’ye çağrı yapan Robotel Derneği, depremde uzuvlarını kaybeden depremzedelere 3D tasarımcı desteği istedi. Yasted Autodesk ile Robotel Derneği’ni hem eksik uzuv taraması hem de baskısı için bir araya getirdi. Bu gibi durumlarda, 3D ve anatomi bilgisine sahip tasarımcılara çok önemli görev düşüyor.
Bundan sonraki süreçte çalışmalarınız devam edecek mi?
Elbette, tüm üretim süreçlerini devam ettiriyor ve geleceğe yönelik çalışmaları planlıyoruz. Buradaki en önemli konu ilk olarak acil ihtiyaçlara cevap verdikten sonra uzun vadeli çalışmaları yönetmek. Bundan sonrası için, ihtiyaç sahipleri yakından takip edilerek ilgili STK’lar aracılığıyla gelişecek ve değişecek ihtiyaçlara cevap verilmeli diye düşünüyorum. Süreç boyunca hepimiz koordinasyon eksikliğini hissettik. Şimdi bölgedeki yaşamı yeniden canlandırmaya dair çalışmaların başlamasına tüm gücümüzle emek vereceğiz.