Müzik dünyasının yeni çağında yalnızca Femininomenon ve Good Luck, Babe gibi hit şarkılarıyla değil, yenilikçi sahne görünümleriyle de konuşulan biri varsa, o da Chappell Roan. Rönesans tablolarından fırlamış gibi duran vahşi kızıl saçları, dramatik pelerinleri, göz alıcı korseleri ve ihtişam dozu yüksek kombinleriyle, sahnede yalnızca var olmuyor, bir karakter canlandırıyor.
İçindekiler
Y2K ruhunu queer drag kültürüyle buluşturuyor
Chappell Roan’ın modayla dalga geçmeyi bilen bir diva olduğunu söyleyebiliriz. Her sahne çıkışı öncesi kendi tiyatrosunu yazıyor gibi duran şarkıcı, müzikal bir şovun yanı sıra görseliyle de kuvvetli bir imaj çiziyor. İronik bir parodiye dönüştürdüğü konserlerini, pop camiasında bilinenin ötesine taşıyor. Roan’ın stili, 2000’ler estetiğiyle drag sahnesinin teatral DNA’sını birleştiriyor. Tül etekler, kristal taşlarla işlenmiş eldivenler ve göz kamaştırıcı büstiyerler, onun modayı bir ifade alanı olarak gördüğünü gösteriyor. Stili yalnızca güzel görünmek üzerine değil; hikâye anlatmak, sınırları zorlamak ve sanat icra edebilmek.
Geleceğin sahne kostümü ikonu olabilir mi?
Lady Gaga’nın çılgınlıklarını, David Bowie’nin androjenliğini ve Madonna’nın ikonik dönemlerini hatırlatan Chappell Roan, günümüz sahne estetiğinde taze bir soluk. Z kuşağının gözünü kırpmadan izlediği bir moda performansçısı haline gelen sanatçının her çıkışı yeni bir görsel arşiv niteliğinde.
İlginizi çekebilecek bir diğer yazı >>>>> Kendi imza stilini yaratarak popülerliğini katlayan ünlüler
Kapak ve diğer görseller: @chappellroan
