Bütünsel Beslenme Uzmanı ve Fonksiyonel Tıp Sağlık Koçu Ebru Zeynep Altay ile 21 şekersiz beslenme üzerine konuştuk. İşte röportajımızın ayrıntıları…
İçindekiler
- 1 Öncelikle sizi biraz tanıyabilir miyiz?
- 2 21 gün şekersiz beslenme ilkesiyle danışanlarınıza aslında bir yaşam biçimi sunuyorsunuz. Bu programdan biraz bahseder misiniz?
- 3 Neden 21 gün?
- 4 Şekersiz bir hayat ne kadar sürdürülebilir?
- 5 Danışanlarınızın takibini nasıl yapıyorsunuz?
- 6 21 günün sonunda ne oluyor?
- 7 59. kez programı gerçekleştiriyorsunuz. Bu yoğun ilgi ve takipte siz beslenme düzeninizi nasıl organize ediyorsunuz?
Öncelikle sizi biraz tanıyabilir miyiz?
Aslında kariyerime uzun bir süre de devam ettirmiş olduğum pazarlama ile başladım. Makyaj ve parfüm markalarının satın alma ve pazarlamasında çalıştıktan sonra asıl ilgimi çekenin sağlıklı yemek, spor ve temiz hayatı kitlelere aktarmak olduğunu farkettim. Kurumsal hayatı bırakarak bu tutkumun peşinden gitmeye karar verdim. Bunun akabinde de New York’da bulunan Institute for Integrative Nutrition Bütünsel Beslenme Danışmanlığı ve Sağlık Koçluğu okuluna gittim. Daha sonra yine New York’da bulunan Functional Medicine Coaching Academy’de Fonksiyonel Tıp Sağlık Koçluğu programına başladım. Bu yıllar içerisinde öğrendiklerimi de “21 Günde ŞekerSizsiniz” programım ile herkese aktarmaya çalışıyorum.
21 gün şekersiz beslenme ilkesiyle danışanlarınıza aslında bir yaşam biçimi sunuyorsunuz. Bu programdan biraz bahseder misiniz?
21 günde şekersizsiniz programım 4 günlük bir hazırlık süresinin ardından gelen 21 günlük bir uygulama süreci olarak ilerliyor. Whatsapp, zoom toplantıları ve yüz yüze görüşmelerin de içine dahil olduğu bu süreçte programa katılanlar ile sürekli olarak iletişimde kalıyorum. ‘Tabağın değişsin, sen değiş’ felsefesi ile yola çıktığımız için her gün öğrendiklerimizi tabaklarımıza nasıl yansıttığımızı takip ediyorum. Bu 21 günlük süre boyunca danışanlarım alışveriş yapıyor, pişiriyor ve yiyor. Yedikleri her öğünü benimle paylaşıp, bilgilendirmelerim ile yola devam ediyorlar.
Programda asıl aktarmaya çalıştığım konu rafine şeker içeren her türlü gıdanın, yüksek derecede işlenmiş paketli ürünlerin ve glutenli olan her gıdanın hayatımızdan çıkması. Böylelikle her gün enerjinizin arttığını gözlemliyorsunuz. Bolca mevsim sebzeleri, iyi yağlar, kaliteli protein ağırlıklı bir program olarak ilerliyoruz. Tabağımızı gök kuşağı gibi donatacak o kadar besin var ki! Tabağımızı yeniden düzenlemekle başlıyoruz işe çünkü tabağın değişince her şey değişiyor.. Peyniri azaltıyoruz daha çok keçi ve koyuna yer veriyoruz. Ekmek yerine birçok faydalı undan ekmeksi ürünler yapmayı öğreniyoruz. Hayvansal süt yerine badem sütü kullaıyoruz. Ve her şeyin ne kadar kolay yapılabilir olduğunu fark ediyoruz. Akşam 7’den sonra yememeyi, gece meyve ve çiğ sebze yemeyi de bırakıyoruz. Çünkü sistemimiz bunları dinlenirken, uyurken sindiremiyor. Neyi neyle dengelemeniz lazım, ustası oluyoruz. Böylece şişkinlikleri atıyor, hafifliyoruz. Asıl mesele şu; belki de bu bilgilerin çoğunu biliyoruz, okuyoruz, dinliyoruz ama uygulama kısmında zorlanıyoruz. Dolayısıyla birinin bizi disipline sokması gerekiyor. İşte burada da ben devreye giriyorum.
Neden 21 gün?
Malum, beynin bir şeyi kabullenmesi ya da varolan bilgiyi unutması için 21 gün gerekiyor. O yüzden bu program da 21 gün sürüyor. 1961 yılında pozitif davranış bilimi uzmanlarının araştırmalarına dayanan bir çalışma aslında bu. Devam etmekte olan alışkanlığın yenisi ile değiştirilmesi için gereken bir süreç. Aslında alışkanlıklar üzerinde çalıştığımızdan tabaklarımıza seçtiğimiz besinlerle bu program boyunca pratik ediyoruz. İnsan da her gün yaşamında düşüncelerinden başlayarak davranışlarını oluşturuyor. Biz hücrelerimiz için, bize iyi gelen besinleri seçtikçe ve tercih ettikçe alışkanlık oluşturup, mümkün olduğu kadar 21 gün boyunca, iyi hissederek ve strese girmemenin yollarını öğrenerek devam ediyoruz.
Şekersiz bir hayat ne kadar sürdürülebilir?
Yapan danışanlarım da ben de, bu şekilde yaşadığımızda enerjimiz arttığı ve kendimizi daha iyi hissettiğimiz için sürdürülebilir oluyor. 21 günün sonunda olması gereken, “sürdürülebili iyi yaşam alışkanlıklarınız” için ilk adımı atmanızdır. İyi hissederek yapmak, programımın olmazsa olmazıdır. “ŞekerSizsiniz”lerimin çoğu, program sonunda öğrendikleri 21 günlük alışkanlıklarını devam ettirmeyi seçiyor. “21 Günde ŞekerSizsiniz” çalışmalarımda alışkanlıklarımızı pozitif yönde değiştirmek için emek, özen ve disiplinle çalışıyoruz.
Danışanlarınızın takibini nasıl yapıyorsunuz?
4 gün hazırlık + 21 gün = 25 gün boyunca grup veya birebir olarak ŞekerSizsiniz’lerimle whatsapp üzerinden sesli ve yazılı mesajlarımla ilerliyoruz. E-mailler, haftada bir zoom görüşmelerimiz ve haftada bir yemek buluşmalarımızla sürekli iletişim halindeyiz.
21 günün sonunda ne oluyor?
Diyabetleri, haşimatoları, tansiyonları ve sürekli değişen ruh halleri düzelen danışanlarımdan tutun vertigo atakları, topuk dikenleri, gül hastalıkları ve cilt lekeleri geçenlere kadar birçok dönüş alıyorum. Alerji atakları olup, hastanelerin acil servislerine gidenler artık yok. “Spor yapamam” diyenler spor yapmayı bırakın, yogada ters duruşlara geçenler var. Menopozdan çıkıp tekrar regl olmaya başlayanlar danışanlarım var. Hormon seviyelerini düzenleyip hamile kalanlar oldu. Senelerdir düzensiz regl olanlar düzene girdi. Depresyondan çıktılar. Umut ve sevgi dolu, kendisine sevgi gösteren, en iyi versiyonunu oluşturmaya çalışan güzel insanlara dönüştüler. Ne yiyeceklerini, ne zaman ve nasıl yiyeceklerini öğrendiler. Mutfaklarını, kendileri ve aileleri için şifa merkezine çevirdiler
59. kez programı gerçekleştiriyorsunuz. Bu yoğun ilgi ve takipte siz beslenme düzeninizi nasıl organize ediyorsunuz?
Tüm şekersizsiniz’lerime 21 Günde Şekersizsiniz Programımda uygulattığım yaşam biçimi alışkanlıklarını birebir uygulayarak. Söylediklerim, anlattıklarım ve uyguladıklarım bir.