Evlilik ve annelik baskılarına meydan okuyan modern bekar kadınlar, bekarlığı bir yalnızlık değil, özgürlük ve mutluluk seçimi olarak yeniden tanımlıyor.
Günümüzde bekar olmak “yalnızlık” ya da “eksiklik” değil, bir seçim olarak değerlendiriliyor. Toplumun evlilik ve annelik odaklı kalıplarını sorgulayan modern kadınlar, kendi yollarını çizerek mutluluğu içsel bir dengeyle bulmayı başarıyor. Yapılan araştırmalar özellikle bekar ve çocuksuz kadınların daha huzurlu ve özgür bir hayat sürdüğünü ortaya koyarken, mutluluk artık yüzükle değil, bireysel tatminle ölçülüyor.
Araştırmalar, bekar kadınların evli kadınlara kıyasla daha sağlıklı, daha az depresif olduğunu ve daha uzun yaşadığını ortaya koyuyor. Bunun nedeni ise; iş ve evde, evli kadınlara kıyasla birden fazla rol üstlenmek zorunda kalmayan bekar kadınların “kişisel özerklik ve özgürlük alanlarının daha geniş olması” olarak gösteriliyor.
Dünya genelinde evliliklerin en az yarısı boşanma veya ayrılıkla sonuçlanıyor. Boşanma davası açan kadınlar, evliliklerini sonlandırdıktan sonra kendilerini daha mutlu hissettiklerini ifade ediyorlar.
Amerika Birleşik Devletleri’nde yapılan bir araştırma, kocası veya birlikte yaşadığı bir erkek partneri olan annelerin, bekar annelere göre daha az uyuduğunu ve daha fazla ev işi yaptığını ortaya koydu.
Evde bir erkek varken annelerin neden daha fazla ev işi yaptığı ise belirlenemedi.
Toplum, kadınları genellikle evlilik ve annelikle tanımlıyor. Kadınlar yasal ve ekonomik haklar kazanıp ev dışında çalışma oranlarını giderek artırıyor ancak, ev işlerini, eşlerinin ve çocuklarının yaşamlarını da organize etmeye devam ediyorlar. Bu durum kadınların hem iş, hem de özel hayatlarında denge kurma çabalarını zorlaştırırken, bekar kadınlar, bu tür sorumluluklardan bağımsız bir yaşam sürdürerek daha fazla kişisel özgürlük ve kendine zaman ayırma fırsatı bulabiliyor.
Fotoğraflar: Getty, IStock
İlginizi çekebilecek bir diğer yazı >>>>> Seks yok, flört yok, evlilik yok, çocuk yok