Röportaj

BAMBAŞKA BİR SİNEM KOBAL

  sinem kobal hakkında her şey__ Harika bir kapak çekimi oldu… Senin açından nasıl geçti çekim? İnanılmaz keyifli geçti. Her şeyden önce ekip çok profesyonel ve tatlıydı. O kadar iyi bir ekipti ki, kendi kendime “Bunun hakkını vermem lazım” dedim ve ben de ekibin bir parçası olarak elimden geleni yaptım. Styling, saç, makyaj her şey muhteşemdi. Kabinden çıktığımda Game of Thrones setine girmiş gibi hissettim kendimi. (Gülüyor) Kariyerimdeki en tatlı, en iyi çekim diyebilirim. Diziyle devam etmek istiyorum… Gönül İşleri nasıl gidiyor? Ekip nasıl? Şimdiye kadar yaptığım tüm işler gibi Gönül İşleri de benim için çok kıymetli. Öncelikle bana çok güzel dostluklar kazandırdı. Ben hayata ve işe öyle bakıyorum. Sonuçta yaptığın işler gün geliyor, bitiyor. Fakat sana kalan en güzel yanı kazandığın dostluklar oluyor. Bu dizi de benim hayatıma çok güzel dostluklar kattı. Mesela Selma ve Bennu’yu kazandırdı ve bu yüzden çok mutluyum. Türkan Derya ile hep çalışmak istiyordum ve bu iş sayesinde böyle bir fırsat yakaladım. İlk günden beri Timuçin’le oynayacağım için çok heyecanlıydım. On üçüncü bölüme geldik ve ben hâlâ Timuçin’le olan sahnelerimde heyecanlanabiliyorum. Hepsi inanılmaz oyuncular. Bu arada rayting’leriniz de iyi gidiyor. Dizi pazar günleri yayınlanıyor ve karşınızda çok da iyi rakipler var. Aslında bu dönem dizi sektörü açısından her gün karşınızda iyi rakipler olabiliyor. O açıdan karışık bir sene. Çok kıymetli ve emek verilen diziler bile arada kaynayabiliyor maalesef. Gönül İşleri’nde beni ilk çeken şey senaryoydu. Diğer hikâyeler arasında çok daha samimi ve hayatın içinden buldum. Çünkü yaşananlar benim, yan komşumun ya da bir arkadaşımın başına gelebilir. Çok gerçek ve samimi buldum. Böyle bir ekiple de kusursuz bir iş ortaya çıktı. Seyirci tarafından da karşılığını görmemiz, bizi ekstra mutlu ediyor. Artık diziler açısından önemli olan günler de değişti. Eskiden pazar günleri ya da hafta sonları diyelim, karşında çok fazla rakip olmazdı… Doğru, eskiden cumartesi ve pazar izleyicisi daha çok yarışma ya da eğlence programı izlerdi. Hafta sonu gençler ve büyükler gezdiği için çocukları ekran başına çeken diziler revaçta olurdu. Ama şimdi öyle değil. Artık her gün çok yoğun ve rayting açısından zorlayıcı. İşlerin hızlı tüketilmesinin sebebi de çok fazla yapımın olması. Eskiden az dizi olduğu için biraz daha süre ve şans verilebiliyordu. Seçenek arttıkça işler zorlaştı açıkçası.