Kendinizi sürekli aynı ilişki döngüsünün içinde sıkışmış gibi mi hissediyorsunuz? Her ilişkinin sonunda ‘’Bu sefer bana kendimi iyi hissettirmeyen biriyle beraber olmayacağım’’ deyip tekrar ve tekrar farklı partnerlerle, aynı ilişki kalıbının içinde sıkışmış gibi hissediyorsanız toksik ilişki döngüsüne girmiş olabilirsiniz. Bu tür ilişkiler, genellikle bir tür görünmeyen zincir gibidir. Her şey başta kusursuz ve tatlı görünür; ancak bir noktadan sonra bu ilişkiler, hayatımızı daraltmaya, ruhumuzu tüketmeye başlar.
İçindekiler
Peki neden bu ilişkileri kendimize çekiyoruz?
Bu sorunun cevabını bulmak için içsel bir sorgulama yapmamız gerekebilir. Çünkü hayatımıza aldığımız kişiler, kendi yansımamız gibidir. Örneğin, kendimizi sevmiyor, değer vermiyorsak, kendimize saygı duymuyorsak ve sevgiyi bilinçaltımızda bile olsa hak etmediğimizi düşünüyorsak, etrafımıza da bu titreşimleri yayıyoruz. Sonuç olarak, kendimize toksik bir partner çekiyor ve geçmişimizdeki kalıpları yeniden yaratıyor olabiliriz.
Aile içinde ihmal edilmiş, sevgiyle ve özgüvenle büyütülmemişseniz, öğrendiğiniz ve gördüğünüz tek şey bu olduğu için hayatınıza aldığınız partnerlerinizi de bilinçsizce, size aynı davranışlarda bulunacak şekilde seçiyor olabilirsiniz. Bilinçaltımız belki bu alanda rahat hissediyor ya da evren, travmalarımızı iyileştirene kadar bu partnerleri bize göndermeye devam ediyor. Peki, bu döngüyü kırıp, hak ettiğimiz sevgiyi ve aşkı nasıl bulacağız?
Geçmiş ilişki kalıplarınızı anlama
Hayatınıza aldığınız partnerlerin bir listesini yapın ve olumlu-olumsuz özelliklerini sıralayın. Sonrasında, ortak noktalarına, size davranışlarına ve çoğunlukla nasıl hissettirdiğine bakın. Anne babanızdan örnekler var mı? Ayrılıklarınızda ortak noktalar var mıydı? İlişki içerisinde kendi ihtiyaçlarınızı görmezden gelip, ilişkide kalmak için neler yaptınız? Bu tür sorularla, hangi kalıplarda sıkışıp kaldığınızı anlayabilirsiniz. Geriye dönüp bakmak, farkındalığınızı artıracak ve neyin değişmesi gerektiğini görebileceksiniz.
Kendinizle ilişkinizi onarın
Kendinizi sevmeyi öğrenin. Çünkü birinin bizi sevmesini istiyorsak, önce kendimize bu ilgiyi, özeni ve sevgiyi vermeliyiz. Her şey içeriden başlar. Kendinizle zaman geçirin, sevdiğiniz aktiviteleri tek başınıza da olsa yapın. Aradığınız değeri ve saygıyı önce kendinize verin. Sınırlarınızı belirleyin, bir ilişkide neyi istemediğinizi netleştirin ve ona göre hareket edin. Size iyi gelmeyen ve sizi geride tutan inanç sistemlerinizi yıkın ve yeniden yaratın. Değerinizi başkalarının onayına değil, sadece kendinize bağlayın.
Yeni partnerlere dikkat
Yeni bir ilişkiye başlama aşamasında genellikle olumsuz özellikleri görmeme eğiliminde oluruz. Ancak biraz daha dikkatli olmalı ve nasıl hissettiğinizden çok, size nasıl davrandıklarına odaklanmalısınız. Olumsuz işaretlere dikkat edin ve güvendiğiniz arkadaşlarınızın yorumlarını dinleyin. Çünkü bazen biz göremesek de dışarıdan baktıklarında daha net bir şekilde görebilirler.
Duygusal bağımlılıktan kurtulmak: “yalnızlık korkusu değil, özgürlük”
Toksik bir ilişkinin içinde kalma sebebiniz yalnızlık korkusu olabilir. Ancak bu korku, sağlıksız bir ilişkiyi sürdürmek için bir neden olmamalı. Bağımsızlık, kendi iç gücünüzü keşfetmek, kendinizi tanımak ve yalnız zaman geçirmek, sağlıklı bir ilişki yaşamanın vazgeçilmez adımıdır. Duygusal bağımlılıktan kurtuldukça, kendi iç dünyanızda daha güçlü bir birey haline gelir, partnerinizin size karşı yaptığı hataları görmemezlikten gelmeye son verirsiniz.
Her yaşadığımız ilişki bize bir şeyler öğretir. Kendimiz hakkında, başkaları, hayat hakkındave her yaşadığımız ilişki yaşanması gerektiği için yaşanmıştır. Toksik ilişki döngüsünü kırmak bir yolculuk. Bu yolculuk, size hem kendinizi tanıma hem de başkalarına sağlıklı bir sevgi verme fırsatı sunacak. Yolculuğun sonunda keşfedeceğiniz şey kendi gücünüz ve değeriniz. Kendinizi sevdiğinizde, karşınıza çıkan ilişkilerde de bu sevginin yansımasını bulacaksınız.
İlginizi çekebilecek bir diğer yazı >>>>> İlişkilerde sağlıklı mesafe nasıl sağlanır?
Kapak ve diğer tüm görseller: Pexels