Günümüzün hızlı tempolu yaşamında, bedenin hem fiziksel hem de duygusal dengesini sağlamak giderek daha önemli hale geliyor. Tam da bu noktada, binlerce yıllık geçmişi olan yüz refleksolojisi, rahatlama ve iyileşme arayışındaki bireyler için güçlü bir şifa kaynağı sunuyor.
Uzman fizyoterapist Sesil Berke Ağca ile gerçekleştirdiğimiz bu röportajda, yüz refleksolojisinin kökenlerini, modern uygulama yöntemlerini ve sağlığa olan faydalarını keşfettik. Kadim geleneklerin modern bilimle birleştiği bu benzersiz terapi yöntemini daha yakından tanıyın.
Yüz refleksolojisi nedir, ilk nasıl ortaya çıkmıştır?
Refleksoloji, esas olarak ayaklara, ellere, yüze ve kulaklara basınç uygulanmasına odaklanan tamamlayıcı bir terapidir. Birçok kültür refleksolojiyi kullanmıştır. 4 ayrı kıtada kanıtları vardır; Asya, Avrupa, Afrika ve Kuzey Amerika. Refleksolojiye ait ilk bilgiler 5000 yıl önce Çin’de ortaya çıkmıştır. O yıllarda sağlığı desteklemek için yapıldığı düşünülmektedir. Saggara’da bulunan piramitte hiyeroglif duvar resminin bulunmasıyla refleksoloji, MÖ 2330’dan itibaren Mısır kültürünün bir parçası olarak kabul edilir. Kuzey Amerika yerlileri nesiller boyu refleksolojiyi kullanmıştır. Ayrıca Andlar ve güney Arjantin’de bulunan diğer yerli halkların da yüz refleksolojisinin ilkel formunu kullandıkları bilinmektedir.
Refleksolojinin günümüzdeki temelleri ise KBB Uzmanı Dr. William H. FitzGerald’ın bulduğu “Zone Terapi” e dayanmaktadır. 1900’lerin başında FitzGerald, vücudun bir bölgesine uygulanan basınç ile başka bir bölgede anestetik etki yaratılabileceğini ortaya koymuştur. Her bir yanda beş meridyen olacak şekilde vücudu ikiye bölerek bir harita geliştirmiştir. Bu alanlar ayaktan başa kadar tüm vücut boyunca uzanır. Avrupa’da yüz refleksolojisini ilk kullanan Alman tıp doktoru Dr.Alfonso Cornelius’tur. Kendisi ciddi bir enfeksiyon geçirdikten sonra yüzünün farklı noktalarını, bölgelerini uyararak kendisini iyileştirmiştir. Modern yüz refleksolojisi, Güney Amerika Yerlileri, Mısırlılar ve Oryantaller tarafından kullanılan tekniklerin en son nöroanatomi kavramı ile birlikte harmanlanmasıdır.
Yüz Refleksolojisinin en önemli teknikleri; akupunktur, kraniyal akupresür, serebral akupunktur ve yüz akupunkturudur. Yüz refleksolojisinin iki ana akımı vardır; Dien Chan ve Sorensen Sistem’dir. Dien Chan sisteminin kurucusu Dr. Prof. Bùi Quôc Châu, uzun yıllar yaptığı çalışmaların sonucunda kulak akupunkturunu yüz akupunkturuna ve yüz akupresürüne uyarlamıştır. Vücudun yüzdeki çeşitli yansıma alanlarını kullanmıştır. Yüzdeki noktalar ve bölgeler kullanılarak etkili tedavi formüllerinin oluşturulmasını sağlamıştır.
Diğer akım ise Lone Sorenson tarafından kurulan Sorensen Sistem’dir. Lone, Asya kültürleri ve Güney Amerika kabileleri de dahil olmak üzere dünyanın dört bir yanındaki birçok şifa geleneğine tanık oldu. Bu kadim şifa sanatlarından seçilmiş teknikler ile vücudun derinliklerine ulaşan etkili bir modalite yarattı. Lone Sorenson’un öğrencisi sevgili Gamze Şenbursa benim hocamdır. Kendisi Lone’in sistemini türkiyeye getiren ve bizlerle paylaşan çok kıymetli bir fizyoterapisttir. Aynı zamanda Sorensen Sistemin eğitmenidir.
Faydaları nelerdir, hangi amaçla uygulanır?
Yüz refleksolojisinde yüzdeki alanlara ve kaslara uyarılar gönderilerek enerjinin düzenlenmesi sağlanır. Yüzden verilen uyarının bu kadar güçlü olmasının sebebi beyinle bağlantılı en kısa sinir yollarının yüz bölgesinde olmasıdır. Bu sayede endorfin salınımı uyarılmış olur. Endorfin vücudun zihinsel, fiziksel ve emosyonel dengede olmasında önemli bir yere sahiptir. Yüz refleksolojisi ile merkezi sinir sistemine uyarılar göndererek kan dolaşımını, hormon salgılayan bezleri, immün sistemi uyarabiliriz.
Refleksolojinin en önemli yararlarından biri kişiyi rahatlatması ve gevşetmesi, stresi gerginliği azaltmasıdır. Düzenli olarak yapılan refleksoloji uygulamaları ile vücutta oluşan enerji tıkanıklıkları giderilir ve enerjinin vücuda dengeli olarak dağılması sağlanır. Günlük stresi ve kaygıyı hafifletmeye yardımcı olarak hem fiziksel hem de psikolojik düzeyde sorunları iyileştirmeye yardımcı olur.
Yüz refleksolojisinin prensipleri akupunktur tekniğinin prensiplerine benzerdir. Noktasal uygulanan basınç ile kan dolaşımı hızlanır, oksijenin hücrelere daha kolay geçişi sağlanır. Artan kan akışı ile cilt pembe bir renk alır. Cildin elastikliği ve parlaklığı artar. Kaslara verilen uyarılar sayesinde lifting etkisi yaratır. Daha genç ve güzel bir görünüme kavuşmak için de kullanılır. Ayrıca depresyon, ağrı, kronik yorgunluk, uyku problemleri, dikkat dağınıklığı, hormonal problemlerde de sıklıkla kullanılmaktadır.
Uygulama nasıl yapılır?
Uygulama bir yağ kullanılarak yüz bölgesine yapılan bir masaj bütünüdür. Yüz bölgesindeki akupunktur noktaları, lenf nodları, organların yansıma alanları ve kasların uzanım şekilleri baz alınarak yapılır. Akupunktur noktaları ve lenf nodlarına uyarı verildiğinde çok hafif dokunuşlar kullanılırken kaslara yönelik yapılan uygulamalar biraz daha baskılı olabilir.
- İlginizi çekebilecek bir diğer yazı >>>>> Günlük su tüketiminizi nasıl artırabilirsiniz