Bassigue markasının kurucusu ve Bizim Masa podcastinin yaratıcısı Aslı Acar, gerçek bir Wellness düşkünü. Yakın arkadaşım olduğu için bu surecine bizzat şahidim. Röportajı okuyunca siz de nasıl bu kadar pozitif enerji yayabildiğini daha iyi anlayacaksınız.
Sosyal medyanın ruh sağlığı üzerindeki etkileri nelerdir? Bununla nasıl başa çıkıyorsun?
Her şeyde olduğu gibi sosyal medyanın da fazlası zarar. Sosyal medya kullanımı hayatımızda gün geçtikçe maalesef artıyor. Burada her gün başka hayatlar, başka vücutlar, başka insanlar görüyoruz. Tabii çoğunlukla herkes en iyi, en mutlu halini paylaşıyor. Bu hayatları görünce genellikle karşılaştırma yapıyoruz ve özellikle kötü bir gün yaşıyorsak daha da kötü hissediyoruz, kendimizi yetersiz hissediyoruz. Ben genelde uzun saatler sosyal medya mecralarında gezinmemeyi tercih ediyorum ve kendime hayatın sosyal medyadaki gibi olmadığını hatırlatıyorum. Sosyal medya kullanımımı da genelde insanlara ilham vermek, yeni bir şeyler öğrenmek ve öğretmek üzerine yoğunlaştırıyorum. Sosyal medyada harcayacağım zamanı yürüyüşe giderek, spor yaparak, hayatı yaşayarak geçirmeyi tercih ediyorum. Başka hayatlara odaklanmaktansa kendime odaklanıyorum.
Uyuyamadığın zaman neler yaparsın?
İlk başta “calm” meditasyon aplikasyonunda beni uyuttuğuna emin olduğum “Anxiety Release” meditasyonunu açarım. Bu genelde beni 9/10 kesin uyutuyor. Ama eğer olmadıysa, ki bazı akşamlar kafam çok dolu oluyor ve asla boşaltamıyorum, o zaman televizyonda kolay akan, düşünmeme gerek kalmayan ama iyi hissettirecek bir dizi açarım ve onu izlerim. Gözlerimi yorar, beynimi boşaltır ve beni uykuya götürür.
Kendini en mutlu hissettiğin yer neresi?
Dirsekbükü. Denizin ve doğanın ortasında bir yer. Teknolojinin az olduğu, yıldızların çok olduğu, çok lezzetli yemeklerle, çok keyifli masaların oluştuğu bir koy. Burada her şeyden uzak, kendime yakın, sakin, huzurlu ve mutlu hissediyorum.
Kimin yanında kendini en olduğun gibi hissedersin?
Zor bir soru. Kemik kadromdan kimse alınmayacaksa ağabeyim Emre derim. Emre ile hem mutlulukta, hem zorlukta hem en muzur halimde hem en ciddi iş halimde, taktığım her farklı şapkada yan yanayım. Her zaman yargılanmadan dinleneceğimi ve sevileceğimi bilirim. Hata da yapsam, düşsem de Emre’nin orada beni ayağa kaldırmak için beklediğini bilirim. Bu da tabii beni onun yanında çok rahat ve kendim gibi hissettirir.
Sevgilin ya da ailen seni çıldırtma noktasına getirdiğinde kendini ne şekilde motive edersin?
Ben bunu geç öğrenenlerdenim. Öğrendiklerimi aktarmam gerekirse bence en iyi şey ortamdan uzaklaşmak ve sinirin dinmesini beklemek. O çıldırma noktasında yapılan, söylenen hiçbir sözden hayır gelmediği için ben kendimi uzaklaştırıp herkesin sakinleşmesine alan tanırım.
Aynı anda birden fazla şey yapman gerektiğinde nasıl idare edersin?
Yani her zaman demek istedin herhalde. Şu an benim hayatım bundan ibaret. Yaşım, karakterim ve işlerin gittiği yer gereği şu an bir gün içerisinde birden fazla şapka takmam gerekebiliyor. Bence buradaki en önemli şey zaman yönetimi. Her zaman ajandamla gezerim, her şeyi yazarım, önem sırası veririm ve küçük adımlarla başlarım. Eğer delege edebileceğim işler varsa delege edip sonrasında kontrolünü sağlarım.
Kendini en özgüvenli hissettiğin an nedir?
Sanırım işim veya bilgili olduğum bir konu hakkında konuşmak. Bir konu hakkında bilgi sahibi olmak konuşmanızdan, duruşunuza her şeyi değiştiriyor. Ben küçük yaşta büyük insanlarla iş yapmaya başladım. O sırada “bir tık uzasın” diye konuşuyordum. Tık bir ölçü birimi olmadığından kimse çok saygı duymuyor, kale almıyordu. Konu hakkında çok bilgim olmadığı için cümlelerimde basit kalıyordu. Sorulan sorular karşısında panikliyordum, çünkü bilmiyordum. Sonra işin içinde büyüdüm, kavruldum ve öğrendim. Bilgi sahibi olunca işler değişiyor. İnsanın öz güveni boyut atlıyor.
Sakinlik ve rahatlamak istediğinde tercih ettiğin spor dalları var mı?
Dönemsel olarak değişiyor. Bazen kickbox ve HIIT antremanları yapmak çok iyi geliyor. Sinir ve stresimi atmamı ve sakinleşmemi sağlıyor. Bazense bir şeylere vurmak sakinlik ve rahatlamaktan çok uzak geliyor, beni daha da geriyor. O zamanlar ise sahilde güzel bir açık hava yürüyüşü/ koşusu ve yoga tercih ediyorum.
Yatmadan önce uzun ve stresli bir gün geçirmişsen nasıl uykuya girersin?
Bu soruyu keşke sen cevaplasan da hepimiz burada bir şeyler öğrensek… Açıkçası daha iyisini yapmak istesem de kendime o anlamda istediğim kadar zaman ayıramıyorum. Yatmadan 45dk-1 saat önce ekranım kendini uyku moduna alıyor, makyajımı çıkartıyorum ve dişlerimi fırçalıyorum. Ama tüm bu işlemlerim 15-20 dakikadan daha çok sürmüyor.
Kendinle baş başa olduğunda en çok yapmaya sevdiğin şey nedir?
Yazmak. Ama günlük gibi değil. Bizim Masa isimli podcast’ime çıkacak bir sonraki insanı araştırıp, bölümleri yazmak, geliştirmek. Babamın bir sözü vardır, “hayatta en büyük özgürlüğün aynı masada oturacağın insanları seçebilmektir, o yüzden bu insanları doğru seç” der. Boş kaldığım zamanlarda aynı masada oturduğum veya oturmak istediğim, bu dünyada fark yaratan işler yaptığını düşündüğüm insanları araştırıp neler sorarsam başka insanlara dokunur, ilham verir diye yazıp çizmeyi çok seviyorum.
Yediğinde seni en iyi hissettiren yemek nedir?
Annemin elinden çıkan her yemek diyebilirim. Belki klişe duyulacak ama annem gerçekten yemeğe sevgisini katarak yapıyor. (İnanmayanları masamıza beklerim) Annemin yemekleri beni huzurlu ve dünyanın neresinde olursam olayım “evde” hissettiriyor. Uzun zaman yurtdışında yaşadığım için bu “ev” hissi benim için çok değerli.
Mutsuz ve üzgün hissettiğinde genellikle kendini nasıl telkin edersin?
Kendime her zaman hatırlattığım söz: “Hisler gelip geçicidir, bir hissin içinde gereğinden fazla oturma.”
Sana en çok mutluluk veren şarkı hangisi?
Bu aralar Cantos De Sirena- Inma Serrano diyebilirim. Bu tarz yazın habercisi İspanyolca, İtalyanca ve Fransızca şarkıları ne zaman duysam hemen içimi mutlu oluyor. Tabi şarkılar da kokular gibi anılarla çok bağlı. Ben bu tarz şarkıları taa çocukluğumdan beri, yazın, denizin üstünde, sorumluluklarımdan uzak, tek görevimin bu hayatı yaşamaya şükür etmek olduğu anlarda dinlediğim için şimdi bu şarkıları dinleyince mutlu olmamak elde değil.
Seni motive eden bir cümle var mı?
Son zamanlarda özellikle motivasyonumu kaybettiğimde beni en motive eden cümle: “Consistency is key” yani “devamlılık/tutarlılık esastır.” Hiçbir şey bir geceden diğerine istediğimiz formata gelmiyor ama 365 gün boyunca aynı motivasyonla çalışırsak, 365 gün sonra bir şeyler değişiyor.
Sosyal medyada ruh sağlığıyla ilgili takip ettiğin sevdiğin hesaplar hangileri?
Bu aralar @casekenny diyebilirim. Paylaştığı cümleler hayatın içinden. Bana yaşadığım duygularda tek olmadığımı, bu duyguları yaşamanın doğal olduğunu hatırlatıyor. Bazen duymam gereken cümleleri hatırlatıyor.
Son donemde okuduğun ve tavsiye edebileceğin bir kişisel gelişim kitabi var mı?
Aslında kişisel gelişim kitabı olarak yazılmış olmasa da insana ilham veren ve çaktırmadan geliştiren bir kitap okuyorum şu an. Sosyal Ben Vakfı’nın kurucusu Ece Çiftçi’nin “Kendi Hikaye’nin Kahramanı Olabilirsin” kitabı. Bu kitapta Ece kendi hikayesini anlatsa da aslında altındaki mesaj: “ben yaptım, sen de yapabilirsin”. Ayrıca bir kitap önermem gerekirse Dr. Joe Dispenza’nın “Breaking the Habit of Being Yourself” kitabı. Kitap alışkanlıklarımızı nasıl yıkarız ve nasıl bir üst versiyonumuza çıkarız, potansiyelimize ve hayallerimize nasıl ulaşırız bunu bilimsel bir dille anlatıyor. Kişisel gelişime inanmayanları bile inandıracak bir kitap.
Evde kendini huzurlu hissetmek için yaptığın bir ritüel var mı?
Mumlarımı yakıp, bitki çayımı demleyerek biraz nefesime odaklanıp kendi sessizliğimde oturmayı çok severim. Özellikle akşamları, o günün enerjisini atmak ve ertesi güne hazırlanmak için bana çok iyi gelir.