Ruh Sağlığı

Erteleme alışkanlığı hakkında bilmeniz gerekenler

Sosyal medyada da sıklıkla karşımıza çıkan zamanı daha verimli kullanma ve sağlıklı yaşama trendleri dolayısı ile daha düzenli bir hayat tercih etmeye çalışıyoruz. Kendimize zaman ayırmak, sosyal medyada daha az zaman geçirmek, hobilerimizle ilgilenmek, bize değer veren insanlara zaman ayırmak ve negatif enerjili kişileri hayatımızdan çıkarmak hedeflerimizden bazıları… Influencerların da bizlere empoze ettiği ve bir an önce uygulamak istediğimiz bu yaşam stilleri kadar iş hayatımızda yerine getirmemiz gereken sorumluluklarımız ve görevlerimiz var. Ne var ki çoğu zaman bütün bunları gerçekleştirecek enerjiyi kendimizde bulamayabiliyoruz ve erteliyoruz. Peki neden erteliyoruz? En önemlisi ertelememek için neler yapabiliriz?

Uygulanabilir hedefler koymak

Kimi zaman işlerimizin büyüklüğü iç güdüsel olarak bizi erteleme alışkanlığına itebiliyor. Kısıtlı bir zamanda yapması oldukça zor olan şeyleri gerçekçi olmamasına rağmen planlıyoruz. Üstüne üstük erteleyip yetiştiremeyince de motivasyonumuzu düşürüyoruz. Bunun üstesinden gelebilmek adına işlerimizi yapılabilir parçalar haline getiriyoruz. Gerçekleştirebileceğimize inandığımız küçük görevlerle de hem stresimizi azaltıyor hem de daha az erteliyoruz. 

Mükemmeliyetçiliği bir kenara bırakmak

İşlerimizi daima en iyi şekilde yapma zorunluluğu, bizler üzerinde bir baskı oluşturmakta ve çalışma azmimizi azaltmaktadır. Bununla birlikte kontrolümüz dışındaki sebepler dolayısıyla işlerimiz her zaman mükemmel de gitmeyebilir. Yeni bir yemek tarifini kötü yapacağız diye yapmaya hiç girişmemek, pratiğimizi hiçbir zaman arttırmamamıza sebep olur. Kimsenin ilk denemelerinin mükemmel olmadığının farkına varmak ve kendimize çok da yüklenmemek gerekir.

Kararsızlığı bırakıp harekete geçmek

İşlerimizi nasıl ya da ne zaman yapacağımız konusundaki kararsızlıklar, planlarımızın havada kalmasına sebebiyet verir. “Fark etmez” dediğimiz ve kararsız davrandığımız durumlarda aslında kararlarımız her zaman fark eder. Bu yüzden olayları sürüncemede bırakmaktansa size en uygun yolu seçip harekete geçmek önemlidir. Ne de olsa işimizi bir yerden yapmaya başladık diye öbür seçenekleri hiçbir zaman deneyimlemeyeceğiz diye bir zorunluluk yok! Sıkılıp bunaldığımız her an yeniden başlayabiliriz.

Sosyal medya kullanımımıza ara vermek

Sosyal medya kullanımımız dolayısı ile kendimizi sıklıkla çevremizdeki insanlarla kıyaslarken buluyoruz. Sürekli kaygımızı arttıran bu durum sebebiyle kendimizi de olduğumuzdan küçük görüyoruz. Oysa bir yarış varsa bu sadece kendi benliğimizle ve elimizden gelen tek şey kendi performansımızı arttırmak. Bunun için kendimize motivasyon yükseltici hedefler koyabilir, örneğin çalışma ortamımızı daha keyifli hale getirebiliriz. Tabiki sosyal medyaya kendimizi çok kaptırmamak da oldukça önemli.

Ertelemekten korkmamak

“Control freak” olmak, özellikle yoğun iş temposunun hüküm sürdüğü şehir hayatlarında hepimize tanıdık gelen bir terim. Hem iş hayatımızda hem sosyal yaşamımızda her şey bizim kontrolümüzde olsun istiyoruz. İpin ucunu birazcık bile kaçırınca hemen bir yerlere gecikiyor, başarısız oluyor, yarışı kaybediyoruz. Oysa bize empoze edilenin aksine, hayatta gecikiyor olmak da normaldir ve mevcuttur. Planlar her zaman umduğumuz gibi ilerlemez ve zaman aşımları olur. Çoğu zaman kahvemizi doldurup kitabımızı okumaya başlamak ya da birkaç bölüm dizi izlemek; bir şeyleri ertelemeyi gönüllülük esasıyla kabul etmektedir. Bununla birlikte hayattan keyif almak ve kendimize iyi geleni yapmaktır. Dolayısıyla kabul edelim ki görevlerimizi makul ölçüde ertelemek kimi zaman güzeldir ve hayat bir şeylere gecikme kaygısı ile yaşamak için oldukça kısa.