Güneşin Kızları dizisinin aşıkları Hande Erçel ve Tolga Sarıtaş, Hürriyet‘in Sevgililer Günü röportajında buluştu. Pera Palas Jumeirah’da bir araya gelen ikili, aralarında çıkan aşk iddialarını da yanıtladı.
TOLGA SARITAŞ
* Genç kızlar sizin için deliriyor! Nedir bunun sırrı?
– Büyük bir sevgi ve sahiplenme var. Sokakta ve sosyal medyada çok net görebiliyorum. Bunu yaşamak beni çok mutlu ediyor. Öncelikle hikayeyi sevdi seyircilerimiz. Ali ile Selin’in arasındaki çekimi de sevdiler. Ali ve Selin tutkusu yüksek, güçlü bir aşk yaşıyor. Gençlerin arasındaki iletişimin de yoğun olduğu bir hikaye işliyoruz. Biz de hikayeyi ve karakterleri çok sevdik ve onlara inandık. Sanırım seyircilerimiz de bunu hissettiler ve bizi sevip sahiplendiler.
* Gençlerin ilgisini tutmak kolay değildir aslında.
– Yaklaşık 100 kişinin emeği olan bir işten söz ediyoruz. Kamera önü ve arkasında çok çalışkan bir ekip var. En büyük avantajımız da bu. Devamlı birbirimizi motive ediyoruz, dinç ve enerjiğiz. Bunun da payı büyük. Gençler bizim hikayemizde kendilerinden, hayatlarından bir şeyler buluyorlar. Evet, zengin çocuklar bunlar ama acıları, zaafları, sevinçleri ve aşklarını tüm gençler gibi yaşıyorlar.
* En büyük etken hikayedeki iniş çıkışlar mı yoksa Ali-Selin mi çifti mi?
– Her ikisi de diyebiliriz. Bunu aslında izleyiciye sormak lazım. Ali ile Selin’in ilişkisi fırtınalı, inişli çıkışlı, zorlu bir yolculuk. Hep bir heyecan ve merak var.
* Dizi başlarken bu kadar büyük ilgi göreceğini tahmin ediyor muydunuz?
– Başarı isteğimiz çok yüksekti diyebilirim. Bir de işe başlarken biraz panikten, biraz da heyecandan “ilgi görür mü” diye düşünmek yerine role yoğunlaştım. Karakteri doğru şekilde izleyiciye aktarmanın yollarını aradım.
* Unutulmaz bir 14 Şubat anınız var mı?
– Hiç yok.
* Size bu günü kutlamak zorlama mı geliyor?
– Hayır. Aşk çok güçlü bir duygu. Aşka ithaf edilen bir gün zorlama demeyelim istersen. Aşk bence hem dünyayı hem de insanı daha da güzelleştiriyor. 14 Şubat Sevgililer Günü, aşk günü olarak geçiyor ama daha çok erkeklere yüklenilmiş bir gün.
* Nasıl yani?
– Bütün erkekler birbirine, “14 Şubat’ta sevgiline nasıl bir sürpriz yapacaksın” der. Hiç kızlar arasında böyle bir muhabbet duymadım. Bize kazık olarak atılmış bir gün bence! Heyecanla 14 Şubat’ı bekleyen kızlar ve panik atakla 14 Şubat’ı karşılayan erkekler sürüsüyle karşı karşıyayız.
* O zaman sormak lazım, hayatında kaç kez pelüş ayı almak zorunda kaldın?
– Hiç! Anlamsız gelen hiçbir şey almadım bugüne kadar. Ya da ona anlamlı ama bana anlamsız gelecek bir şeyi…
* Bu kadar aşık bir adamı oynamak için bir duygu birikimi olması gerekiyor. Nasıl oynanıyor bu aşık adam rolleri?
– Hiç aşık olmadım, onu söyleyeyim. Aşka dair filmler, kitaplar, romanlar, aşkı tarif etmeye çalışan bir sürü kaynak var hayatta. Hatta bütün yaşam enerjisi onun üzerine kurulu diyebiliriz. Ali, aşık olduğunda ne yaşar, ne hisseder, ona çalıştım sadece. Bu arada aşık olmadım dedim ama tutkulu ilişkilerim ya da aşık olduğumu sandığım dönemlerim oldu.
* Aşık olmadığını ayrılınca mı anladın?
– Birlikte olmak değil mesele. Aşk zaten birlikte olamama hali bence. Aşık olan insan hemen kendini belli eder. Bakışından tutun tenine kadar sirayet eder. Bu arada tabii ki aşık olmak isterim…
* “İsterim, olmadım” dedikçe Hande ile aranızda bir şey olmadığını anlıyoruz.
– Aşkı kim istemez. Dedikodulara gelince, bu da çok normal. İşimizi iyi yapmaya çalışıyoruz ve sette yoğun zaman geçiriyoruz. Ali ile Selin’in aşkı bu kadar tutkulu olunca yakıştırma da oldu. Ben de çok yakıştırıyorum. Çok değerli bir aşk hikayesi var ortada, biz de bunu canlandırmaya çalışıyoruz.
* Hep oyuncu mu olmak istiyordunuz?
– Amacım ne olursam olayım, mesleğini seven ve mutlu bir adam olmaktı. Müzikle ilgileniyordum ama sonra tiyatro başladım ve oyunculuğa yöneldim.
* Şimdi müziğe devam mı? Yeni proje var mı?
– Şimdilik hayır. Yazın çekilecek bir sinema filmi var.
HANDE ERÇEL
* “Güneşin Kızları” büyük bir ilgiyle izleniyor. Sizce bunun sırrı nedir?
– Bir kere çok güzel bir şekilde başladı senaryomuz. Dikkat çekici aşk hikayelerimiz var. Ali ile Selin’in arasındaki hikaye gizemli bir aşk hikayesi olarak başladı. Hâlâ da öyle. Gençler kadar orta yaşın da dikkatini çekti Ali ile Selin’in hikayesi. Güzel bir senaryo, güzel bir enerji. Aramızdaki kimya da tuttu. Bunu kameraya çok güzel yansıttık. O yüzden bu kadar popüler bence.
* Rol gereği evleniyorsunuz. Olaylar asıl bundan sonra mı başlayacak?
– Bence öyle. İlişkilerini bu noktaya kadar getirdiler, pes etmediler ve evlendiler. Şu an ben de ne olacağını bilmiyorum. Olaylar esas şimdi başlayacak gibi geliyor.
* Bu kadar aşık bir karakteri oynamanın arkasında nasıl bir deneyim var?
– Güzel bir aşk yaşadım, evet. Gerçek aşk tecrübeyle sabit diyebiliriz.
* Tolga ile aşk dedikodularınız da seyircinin gönlünden geçen mi?
– Aynen öyle. Ali ile Selin’i çok sevdiler, bizi de yakıştırıyorlar. Beğeniyorlar ve gerçek hayatta da aynı enerji olsun istiyorlar. Sete ilk girdiğimiz günden bugüne kadar Tolga’yla güzel bir arkadaşlık kurduk ve ekrana da bunu yansıttık sadece.
* Güzel bir ivme yakaladınız ekipçe. Bu nasıl bir psikolojiye sokuyor sizi?
– Daha iyisini yapmak zorundayım baskısı var üzerimde. Eğitim alıp kendimi daha çok işime vermem gerektiğini düşünüyorum. Birçok genç oyuncu bu dönemden geçiyor ve elinde ne varsa göstermen gerekiyor. Elimden geldiğince kendimle savaşıp daha iyisini yapmaya çalışıyorum.
* Enteresan bir Sevgililer Günü anın var mı aklına gelen?
– Aslında var. Hiç beklemediğim bir anda, sevgilim “gidiyoruz” dedi. Nereye gideceğimizi hiçbir şekilde söylemedi. Tatil köyüne gittik, bir gece kalıp döndük.
* Tolga’ya sorarsan Sevgililer Günü’nde bütün yük erkeklerin üzerinde. Sence?
– Benim için 15 Şubat’ta da, 16 Şubat’ta da olabilir o kutlama. Özel bir gün oluşu, sevgini göstermek için tatlı bir iletişim olabilir ama her gün de kutlayabilirsin.
* Aşkı nasıl tanımlarsın?
– Beraber güldüğün, yağmurda beraber ıslandığın biri olmalı. Aynı şeylere cesaret edebildiğin, aynı şeylerden çekindiğin, aynı fedakarlıkları gösterebildiğin biriyle yaşadığın şey bence aşk.
KAYNAK: www.hürriyet.com.tr