Bu yoğunlukta egzersiz yapmaya zaman bulamayacağını düşünenler yanılıyor! Spor salonunda önce bisiklete binerek ter atıyor, ardından ayakkabılarını değiştiriyor ve dimdik yürüyerek trainer’ının yanında alıyor soluğu. Sırada müthiş bir güç gerektiren karın egzersizleri var! Bir ara öksürüyor, kaburgalarında çiğ balık bıçağı ile kesilmişçesine bir sızı hissettiğini söylüyor ama bunun için minnettar! Zira yaptığı egzersizlerin bir parçası olduğunu dile getiriyor.
Acıya dayanamadığını gösteren bir şekilde elini göğsüne bastırarak; “Şayet direncimi artıramazsam, yorgunluktan ölebilirim” diyor. “Çok ağır egzersizler yapıyorum fakat içinde bulunduğum bu yoğun tempoda, dünyanın bir ucundan diğer ucuna gidip gelirken” demesine kalmadan, tekrar bir başka krampla sözlerini yarım bırakmak zorunda kalıyor.
Taylor; ‘Acı yoksa kazanç da yok’ felsefesini; önce ikamet ettiği Nashville’den New York’a, New York’tan da tek günlük çekim ve röportaj için Londra’ya uçarak bize çoktan kanıtlamış durumda. O güne dönecek olursak… Çekimin akabinde hemen kendi giysilerini giyiyor; puantiyeli slim fit JBrand jean pantolon, Pretty Ballerinas gold babet, Helmut Lang beyaz gömlek, Gorman triko ve on dolardan daha az bir fiyat ödediğini söylediği Urban Outfitters tasarımı mavi puantiyeli bir çanta… Görünümü 50’lerin sonu, 60’ların başını çağrıştırıyor, ancak modern bir çalım da taşımıyor değil…
“O dönem yeni takıntım” diyor ve ekliyor; “Tek sorunum vintage butikleri dolaşacak yeterli zamanımın olmaması.” İçimden; ‘Şimdi olmasa da gelecek elli yıl içinde yeterli zamanı olacak’ diye geçiriyorum. Zira kalıcı isimlerden biri olacağı aşikâr… Bu şarkı söyleyen, söz yazan, hit şarkılara imza atan ayaklı makine; kendi adını taşıyan ilk albümünü 2006 yılında, henüz 16 yaşındayken yayınladı. Ardından hızını alamayarak her biri müzik listelerinde ilk sıralara yükselen farklı albümler hazırladı. Kazandığı yüzden fazla ödül ve altı Grammy de cabası…
Bir araya gelmemizden bir hafta kadar önce de bir başka kilometre taşına imza atarak, Forbes Dergisi tarafından ’30 yaş altı, dünyanın en zengin ünlüsü’ ilan edildi. Justin Bieber, Lady Gaga, Rihanna ve Katty Perry’i yıllık 57 milyon dolarlık kazancıyla geride bırakan sarışın, ister istemez kamuoyunun bir kez daha hayranlığını kazandı.
[imagebrowser id=3550]
TAYLOR SWIFT’İN GÜCÜ ADINA!
Bu yoğunlukta egzersiz yapmaya zaman bulamayacağını düşünenler yanılıyor! Spor salonunda önce bisiklete binerek ter atıyor, ardından ayakkabılarını değiştiriyor ve dimdik yürüyerek trainer’ının yanında alıyor soluğu. Sırada müthiş bir güç gerektiren karın egzersizleri var! Bir ara öksürüyor, kaburgalarında çiğ balık bıçağı ile kesilmişçesine bir sızı hissettiğini söylüyor ama bunun için minnettar! Zira yaptığı egzersizlerin bir parçası olduğunu dile getiriyor.
Acıya dayanamadığını gösteren bir şekilde elini göğsüne bastırarak; “Şayet direncimi artıramazsam, yorgunluktan ölebilirim” diyor. “Çok ağır egzersizler yapıyorum fakat içinde bulunduğum bu yoğun tempoda, dünyanın bir ucundan diğer ucuna gidip gelirken” demesine kalmadan, tekrar bir başka krampla sözlerini yarım bırakmak zorunda kalıyor.
Taylor; ‘Acı yoksa kazanç da yok’ felsefesini; önce ikamet ettiği Nashville’den New York’a, New York’tan da tek günlük çekim ve röportaj için Londra’ya uçarak bize çoktan kanıtlamış durumda. O güne dönecek olursak… Çekimin akabinde hemen kendi giysilerini giyiyor; puantiyeli slim fit JBrand jean pantolon, Pretty Ballerinas gold babet, Helmut Lang beyaz gömlek, Gorman triko ve on dolardan daha az bir fiyat ödediğini söylediği Urban Outfitters tasarımı mavi puantiyeli bir çanta… Görünümü 50’lerin sonu, 60’ların başını çağrıştırıyor, ancak modern bir çalım da taşımıyor değil…
“O dönem yeni takıntım” diyor ve ekliyor; “Tek sorunum vintage butikleri dolaşacak yeterli zamanımın olmaması.” İçimden; ‘Şimdi olmasa da gelecek elli yıl içinde yeterli zamanı olacak’ diye geçiriyorum. Zira kalıcı isimlerden biri olacağı aşikâr… Bu şarkı söyleyen, söz yazan, hit şarkılara imza atan ayaklı makine; kendi adını taşıyan ilk albümünü 2006 yılında, henüz 16 yaşındayken yayınladı. Ardından hızını alamayarak her biri müzik listelerinde ilk sıralara yükselen farklı albümler hazırladı. Kazandığı yüzden fazla ödül ve altı Grammy de cabası…
Bir araya gelmemizden bir hafta kadar önce de bir başka kilometre taşına imza atarak, Forbes Dergisi tarafından ’30 yaş altı, dünyanın en zengin ünlüsü’ ilan edildi. Justin Bieber, Lady Gaga, Rihanna ve Katty Perry’i yıllık 57 milyon dolarlık kazancıyla geride bırakan sarışın, ister istemez kamuoyunun bir kez daha hayranlığını kazandı.
[imagebrowser id=3550]