Başarı algımız, başarıya dair çizdiğimiz yol hepimiz için farklılaşır. Derler ya ‘Kulvarlarımız farklı’ diye… 22 yaşındaki Kerimcan Durmaz, farklılığındaki gücü biliyor ve kendi kulvarını seçmiş. Denklemi çok basit: Hayatı eşittir show business… Paylaşmayı ve kendini takip ettirmeyi çok iyi biliyor. Aranan eksikliğin dinamiğini çözmüş.
Ne diyorlardı? ‘Famous for being famous!’ Çekime nasıl biriyle karşı karşıya gelicem düşüncesiyle gidiyorum. Yalan yok; sosyal medyadan ne izliyorsam o enerjide bir Kerimcan Durmaz buluyorum karşımda. Bir anda “Olaaaayy” diye bağırıp boynuma atlamıyor tabii. Kendini bilen bir tavrı; karşısındakiyle iletişimi yakalayana kadar üstünden atlaması kolay olmayan bir duvarı var. En çok dikkatimi çeken de karşısındakinin gözünün içine baka baka konuşması.
Saçı, makyajı bittikten sonra çekime başlamadan oturuyoruz. En merak ettiğim soruyu soruyorum; “Yok mu televizyon projesi?” “Olmaz mı? Hâlâ değerlendiriyorum” diyor. Sizce de Keeping Up with the Kardashians tadında bir show olmaz mı? “Aynı zamanda bir de film projesi var” diyor. Biraz anlatıyor… Tamamen ters köşe bir film projesi. Söz verdiğim için detayları yazamıyorum.
Çekime; “Styling’ci Bey, giydir beni” ziliyle başlıyoruz. “Yeterrrrr” çığlığıyla bitiriyoruz. Ekip de harika… Herkesin ellerine sağlık! Sevdim mi ben bu adamı? Evet, sevdim. İçten, eğlenceli, huysuz ve tatlı… Aynı zamanda benim gibi bir Akrep burcu. Kendi dünyasının delisi. Kime ne? Çekim sonrası çok soran oldu “Nasıl biri?” diye. Buddha’nın bir sözü vardır; “Bizler ne düşünüyorsak oyuz. Düşüncelerimizle var oluruz. Dünyayı düşüncelerimizle inşa ederiz.” Düşüncelerimizi olgunlaştırabilsek, karşımızdakileri anlayarak şekillendirirsek dünya daha mutlu bir yer olmaz mı? İşte şimdi söz; Kerimcan Durmaz’da…