Röportaj

“ROMANTİĞİM VE KÜÇÜK SÜRPRİZLERİ SEVİYORUM”

Tanınan bir ailenin kızıyla evlisiniz. Bu size ekstra bir sorumluluk yüklüyor mu? Bir erkeğin bir kadına göstermesi gereken tüm sorumlulukları taşıyorum ama ekstra bir sorumluluğum da yok. ‘Sorumluluk’ sözünü de sevmem aslında. İnsan bu tür şeyleri içinden öyle geldiği için yapmalı. Severek, isteyerek… ‘Sorumluluk’ dediğiniz şey o zaman daha değerli oluyor inanın. Evcil biri gibi de görünüyorsunuz… Temelde klasik bir erkeğim aslında. Türk örf ve adetlerine göre yaşıyorum. Bunu da seviyorum. Bizde önce nişanlanırlar, sonra evlenirler. Bu hikâye hep böyle yürür. Annem de böyle yapmış, dedem de. Ben de aynı sıralamayı uyguluyorum. O zaman hayalinizde bir eve, yuvaya, aileye dair spesifik bir fotoğraf da vardır mutlaka, öyle değil mi? Büyük bir çiftlik evi, atlar, eşekler, köpekler. Koşuşturan çocuklar ve torunlar. İtalyan ailesi modeli… Kimsenin kimseyi dinlemiyor gibi göründüğü ama aslında dört kulak dinlediği, sürekli konuşulan tatlı bir ortam. Ben işte böyle bir ortamda büyüdüm. Ramazan aylarında veya hafta sonlarında anneannemin çiftliğine gidilirdi. Kahvaltı yapılır, öğle yemeği saati de bir çırpıda gelirdi. İnsan gördüğünü istermiş, ben de böyle bir aile istiyorum. Düzenli hayatı seviyorum çünkü öyle bir hayatta daha yaratıcı ve açık olacağıma inanıyorum. Evimi seviyorum, kitap okumayı seviyorum, köpeklerimle zaman geçirmeyi seviyorum, arkadaşlarımı yemeğe davet etmeyi de öyle. Peki, romantik misiniz? Karşımdakini mutlu etmekten çok zevk alıyorum, kendimi de öyle daha güçlü hissediyorum. Romantiğim, küçük sürprizleri seviyorum ama küçük kâğıtlara mesajlar yazıp bir yerlere koyayım, eve güllerle gideyim diyen biri de değilim. Sürpriz tatiller ayarlamayı seviyorum ya da akşam yemekleri örneğin. engin-altan-duzyatan-04