2- Dünyadaki mutluluğun kaderi sizin omuzlarınızda değil
Bu gerçeğin farkına varmalısınız. Hayatınızda birçok sorumluluk olabilir. Hatta birçok insanın sorumluluk yükünü de üstlenmiş olabilirsiniz. Ama o insanların mutluluklarının sizin omuzlarınızda yüklü olamayacağını bilmelisiniz. Başka insanları mutlu etmek istemek, mutluluğunuzu onlarla paylaşmak, bir noktaya kadar sizin ellerinizde olabilir. Eğer tüm sorumluluğu üstlenmek gibi bir gayeniz varsa, asla kazanamayacağınız bir oyunun içerisindesiniz demektir.
Charles R. Swindoll’un sözünü hatırlatalım: “Hayat, %10 başına gelenlerden oluşur, kalan %90’ı ise senin hayata verdiğin tepkiden ibarettir.”
Mutluluk bir tercih meselesi. Her şey elinizden kayıp giderken mutlu olabilir misiniz? Hayır. Peki, tepkilerinizi düzenleyebilmek sizin elinizde mi? Kesinlikle evet.
3- Küçük şeyler, büyük mutluluklar…
Minnettarlık dediğimiz şey aslında enerjiler arasında en pozitif olanıdır ve hayatta pozitif durumları ve insanları adeta bir mıknatıs gibi kendisine çeker. Hayatta çoğu şey dengeden ziyade karmaşa ile ilerliyor. Evrenin bu sırrını kavrayamadığınız taktirde, bu karmaşa sürekli olarak aleyhinize dönecektir. Dahası, içinde bulunduğunuz durumu sürekli başkalarıyla kıyaslama gibi bir eğilime neden olacaktır. Bu durumu tam tersine çevirebilmek ise sizin ellerinizde. Evet, bazı insanlar çok mutlu. Ama kendinizi bu denli büyük bir karmaşanın içinde sürekli olarak onlarla kıyaslarsanız, karmaşanın karanlık yüzünde tek başınıza dönüp durursunız. Eğer minnettarlık duygusunu özümseyebilirseniz, mutluluğun hiç de uzak bir ihtimal olmadığını kavrayabilirsiniz. Böylece, sizi gerçekten mutlu edebilen küçük şeyler, sizi o korkutucu kaosun içinden çıkarıp mutluluk ile ışıldatabilir.