3- İstanbul’a döndükten sonra onu unutmak için çok çabaladı. Buna bizzat şahit oldum… Gelin görün ki dayanamadı. Gizlice Londra’nın kuzeyindeki o kasabaya gitmeye karar verdiğinde, şaşkınlığım katlanarak arttı. Sevgilisini bırakmayı düşünmüyordu üstelik. İkisiyle ayrı ayrı mutluydu. Tanıdık bir ilişkinin rahatlığı ile yeni bir bedeni keşfetmenin heyecanını aynı anda yaşamak istediğini söylüyordu. Lara, sürdürdüğü iyi ilişkiye rağmen sevgilisi aldatan ne ilk ne de son kadın. Perdeyi biraz araladığımızda, tabular ve toplum baskısı nedeniyle dile getiremeyen ancak birden fazla kişiyle ilişki yaşayanların sayısı yadsınamayacak kadar çok. Türkiye’de aldatma süreci sessiz sedasız yaşansa da; Batı’da, özellikle de ABD’de, durum biraz daha farklı görünüyor. Duygusal Sadakatsizlik ve Aldatma Hakkındaki Tüm Gerçekler adlı kitabın yazarı Amerikalı M Gary Meuman; “İnsanlar çoklu ilişkilerini dile getirmekten çekinmiyor” diyor. Gary’e göre evli erkeklerin yüzde 50’si eşlerini aldatıyor. Bu oran, evli kadınlarda yüzde 39’a düşüyor. Psikiyatri Uzmanı Dr. Haşmet Işıklı her insanın, sadece insan olması nedeniyle, teorik olarak aldatma potansiyeline sahip olduğunu söylüyor. Kısacası evet; her insan aldatabiliyor. Ancak; ‘Aldatmayan insan olmaz mı?’ sorusunu da, ‘elbette olabilir’ şeklinde yanıtlıyor. Işıklı’ya göre midesine aşkın yumruğunu yemiş her insan, erdemli dürtülerden çok, âşık olma halinin beraberinde getirdiği duygular nedeniyle bir saflığa ve doğal sadakate sürükleniyor. Yani âşık insan doğal olarak sadık ve erdemli oluyor.