MARIE CLAIRE KIDS

DENİZ AKKAYA VE KIZI AYŞE’NİN BÜYÜK AŞKI

deniz akkayanın kızı Ayşe’yi ilk gördüğünüzde neler hissettiniz? Nasıl bir karşılaşma anıydı? Benim doğum hikâyem biraz ilginçtir. Hâlâ görüştüğüm ve çok sevdiğim, gerçekten muhteşem bir doktorum var. Kendisi Amerikalı ama Türkiye’den de çok danışanı var. Normal doğumun mucizesine çok inanan ve anneleri de inandıran bir doktor. Doğum sırasında kızımın bir omzu ve kafası çıkmıştı yani artık benden ayrılmak üzereydi. Doktorum bana “Artık bundan sonrasını sen yapabilirsin, bana ihtiyacın yok. Çocuğunu kendin al, başka bir ten değmesin” dedi. Ben de Ayşe’nin kollarının altından tutup çıkardım ve kordonunu da kendim kestim. Ben çocuğumu kendi kendime doğurdum aslında. İnanılmaz ilginç bir deneyimdi. Bir de benim kızım doğduğunda hiç ağlamıyordu. Bebekler tok doğduğunda ağlamaz, derler… Olabilir, bilmiyorum… Ama bu durum da bana inanılmaz gelmişti. Çok şaşırmıştık ağlamadığını görünce. İlk önce bir göz temasımız oldu ve bana şaşkınlıkla bakan bir bebek gördüm. Sonra onu alıp tartmaya götürdüklerinde ağladı ilk kez. Amerika’da bebeği yaklaşık 18 saat yıkamıyorlar. Doğum yaptığınız yer de bir doğumhane değil, normal bir oda. O yüzden Ayşe doğduktan sonra hiçbir yere gitmedi. Yanımdan hiç ayrılmadı. Ve hemen emzirmeye başladım. O anlamda, ilk andan itibaren aramızda çok doğru bir ilişki kurulduğuna inanıyorum. Bebeğin sakinliği de bundan kaynaklanıyor. Ben Amerika’ya gitmeden önce burada her şeyin en ince ayrıntısına kadar anlatıldığı bir doğum okuluna gitmiştim. Doktorum yönlendirmişti beni. Orada her şeyi videolar aracılığıyla anlatıyorlardı. Sezaryenle doğan çocuklar annenin kucağına bırakıldığında memeyi bulamıyor. Ama mesela normal doğumla dünyaya gelmiş çocukların, kucağına bırakıldığında içgüdüsel olarak annenin memesini bulabildiğine dair videolar gösterdiler. Çok ilginçti gerçekten. Aradaki bağ daha güçlü oluyor. Tabii ki sağlık nedenlerinden normal doğum yapamayan anneler oluyor. Bu, günün sonunda ölümcül bir ayrılık şekli olmayacak tabii ki ama normal şartlarda yaşınız, durumunuz, sağlığınız bunu bu şekilde yapmaya izin veriyorsa bence öbür türlüsünü denemek hem anne adına hem de çocuk adına doğru değil. Ayşe’nin uyumlu, sakin, huzurlu, sıkıntı çıkarmayan, yemeğini yiyen, düzenli, kendi kendine yetmesini bilen bir çocuğa dönüşmesinde bunların çok büyük etkisi olduğuna kesinlikle inanıyorum. Ayşe nasıl bir çocuk? Karakteri, huyları, tarzıyla ilgili neler söylersiniz? Dediğim gibi Ayşe çok sorunsuz bir çocuk. Son derece uyumlu ve sakin. Bu anlamda beni hiç üzmüyor. Çok da düzenli bir çocuk ayrıca. Yatma ve kalkma saatleri bile bellidir. Kendiyle ve dünyayla barışık bir çocuk aynı zamanda. Güleryüzlü, sevgi dolu ve mutludur hep. Herhangi bir huysuzluğu ya da zor bir tarafı yoktur.